Doğu Akdeniz'i kapatan füze

ATİLLA DİŞ
Abone Ol

Türk ordusu sıcak bir savaş durumunda denizdeki herhangi bir hedefi 500 kilometre uzaktan vurabilecek kabiliyete ulaştı. ATMACA-UM yahut KARA ATMACA, kıyı konuşlu BARBAROS lançerinden ateşlendiğinde Doğu Akdeniz'deki herhangi bir noktaya ulaşabiliyor. Türkiye'yi hidrokarbon kaynaklarından uzak tutmak isteyenlere kötü bir haber daha: ATMACA füzesi artık denizaltılardan da fırlatılıyor.

ATMACA füzesinde çarpıcı gelişmeler peş peşe yaşandı. Ocak ayındaki test atışında 400 kilometre menzildeki hedefi vurduğu teyit edilen millî seyir füzesi, Mart ayında bir kez daha ateşlendi. ATMACA-UM (Uzun Menzilli) ya da diğer adıyla KARA ATMACA, bu atışta 400 kilometrelik menzil rekorunu egale etti. ROKETSAN, ATMACA'nın 'en uzun menzilli ve en uzun süreli uçuşunu gerçekleştirerek kendi rekorunu yenilediğini' söylüyor.

Görüntü ve mesajlar sonrası ATMACA-UM menzil kapasitesinin en az 500 kilometreye ulaştığı yönünde yaygın bir kanaat oluştu. Kale ArGe üretimi KTJ-3700 motorundan güç alan füze, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin saldırı kapasitesini caydırıcı bir seviyeye taşıdı.

500 km menzilli ATMACA-UM, kıyı konuşlu BARBAROS adlı lançerden ateşlenerek denizde herhangi bir hedefi vurabildiği gibi gemilerden ateşlenip karadaki yapıları da paramparça edebiliyor. Bu füzeyle elde edilen saldırı kabiliyeti, Türkiye'yi Doğu Akdeniz kaynaklarından uzak tutmak isteyen ABD, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs ittifakına önemli bir mesaj oldu.

Zira 500 kilometre dâhilinde Türk kıyılarına yaklaşmış bulunan herhangi bir deniz aracı, 910 kiloluk toplam ağırlığının 250 kilosu harp başlığından oluşan ATMACA füzesinin kapsama alanına giriyor. Bir sıcak savaş durumunda Türk donanması böylelikle Doğu Akdeniz'i 'kapatacak kabiliyete' ulaşmış oldu.

Denizde suyu adeta yalayarak ilerleyen ATMACA, düşman savaş gemilerine kendini savunması için çok az zaman bırakıyor. Çünkü bu tip seyir füzeleri ufuk hattından platforma yaklaşırken genellikle son anda fark edilebiliyor.

Atmaca artık denizaltılardan atılabiliyor

12 Mart 2025 tarihinde öyle bir görüntü daha paylaşıldı ki, Türk ordusunun satranç tahtasında yeni bir Vezir taşı daha oldu: ATMACA artık denizaltılardan da fırlatılabiliyor.

Millî seyir füzesini taşıyan kapsül, TCG PREVEZE denizaltısındaki torpido kovanından ayrıldıktan sonra sualtında bir süre ilerleyip satha çıkarak ATMACA'yı ateşledi. Yüzeye yaklaşmış kapsülün içinde harekete geçen ATMACA, kapsülden ayrılıp sudan çıktıktan sonra gökyüzünde hızla yükselerek hedefine doğru uçmaya başladı.

Bu şu demek: Türk donanmasına ait denizaltılar sudaki yahut karadaki bir hedefi coğrafi engel olmaksızın yüzlerce kilometre uzaktan vurup suyun altında kayıplara karışabilecek. ATMACA'nın denizaltıya entegrasyonu, tespiti son derece zor olan bu sualtı platformlarının caydırıcı gücünü ikiye katladı. Açık denizde bir düşman gemisine -belki- 500 kilometre uzaktan füze yollayan denizaltı, ATMACA daha hedefine ulaşmadan izini kaybettirmiş olacak.

İtalyanlar geleceği doğru okudu: KIZILELMA ve AKINCI Avrupa yolunda

İşte bu ortamda İtalyan savunma devi Leonardo şirketi, Avrupa'nın insansız uçak talebini karşılama yolunda Baykar'ın imkânlarından yararlanmak için doğru olanı yaptı ve Selçuk-Haluk Bayraktar kardeşlerle anlaşmaya vardı.

TCG ANADOLU'ya benzeyen çok sayıda kısa pistli gemileri var ama ellerinde TB3 gibi bir SİHA'ları yok. İnsanlı uçak pazarına onlarca yıldır yön veriyorlar, ancak iş insansız hava aracı yapmaya geldiğinde koca Avrupa, AKINCI gibi bir TİHA üretmekten aciz kalıyor. Hele ki insansız savaş uçağı KIZILELMA, modern Avrupalıya uzaktan bilim-kurgu filmi gibi görünüyor.

İşte bu ortamda İtalyan savunma devi Leonardo şirketi, Avrupa'nın insansız uçak talebini karşılama yolunda Baykar'ın imkânlarından yararlanmak için doğru olanı yaptı ve Selçuk-Haluk Bayraktar kardeşlerle anlaşmaya vardı. Baykar ile Leonardo, eşit ortaklık yapısına sahip yeni bir havacılık şirketi kuruyor. Anlaşma kapsamında Baykar, bazı ürünlerin seri üretim hattını İtalya'da satın aldığı Piaggio Aerospace tesislerine taşıyacak. İtalya'da montajlanması beklenen KIZILELMA ve AKINCI'ya Leonardo üretimi sensör, radar ve elektronikler entegre edilecek. İki şirket çok kısa bir zaman içerisinde Avrupa'nın insansız uçak ihtiyacını karşılamaya hazır duruma gelmeyi hedefliyor.

İnsansız sistemler bakımından sadece Avrupa pazarının 10 yılda 100 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşacağı tahmin ediliyor. Dünyanın en büyük İHA/SİHA şirketi Baykar, çok yakında Avrupa Birliği'ne Avrupa ülkesi İtalya'dan mal satıyor olacak. Üzerinde Leonardo'nun da parmak izleri bulunan KIZILELMA, AKINCI ve sonrasında Bayraktar TB3'ün, çok değil sadece birkaç yıl içerisinde tüm Avrupa'ya yayıldığını göreceğiz.

Sadece ölüler görür

18 Mart 1915 tarihli Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110. yıldönümünde kamuoyuna açıklanan çok özel bir uçuş, bu ülkenin güçlenmesini isteyenlere gurur yaşattı. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) üretimi insansız hayalet uçak ANKA-3, başka bir ANKA-3 ile birlikte ilk kez uçtu. 2 adet ANKA-3'ün şehitleri anmak üzere havalanarak sergiledikleri yetenek gösterisi dünyanın geri kalanına sert bir meydan okuma oldu.

Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından derin harekât görevlerinde kullanılacak ANKA-3'ün envantere bu yıl girmesi bekleniyor. Hava Kuvvetleri personelince uçurulduktan sonra sahadan TUSAŞ'a yapılacak geri bildirimler, ANKA-3'ün 'altıncı nesil' konseptiyle güncellenmesini sağlayacak.

ANKA-3'ün görev esnasında yerden 12 kilometre yüksekte (40 bin fit) 850 km/s hızla uçması ve tam olarak hazır hâle geldiğinde 1300 kilogram faydalı yükle 10 saatten fazla süre havada kalması planlanıyor. ANKA-3'ün düşman radarları üzerinde bıraktığı iz F-35'ten çok daha az. Kuyruksuz delta kanat tasarımlı insansız uçak bu nedenle Kurtlar Vadisi'ndeki 'Pala' karakterinin ikonik sözüyle kliplere konu oluyor: "Sadece ölüler görür."

Hava robotuyla uçak vurmak

ASELSAN'ın 10 yılı aşkın bir çabanın sonunda tepeden tırnağa yerli imkânlarla geliştirdiği AESA uçak burun radarı özetle şu görevleri yapıyor: Hedef tespit/teşhis, çoklu takip, yer haritalama, mesafe ölçümü, otomatik irtifa belirleme, bulut altı gözetleme, yapay zekâ destekli algoritmalar ile otomatik hedef sınırlama, geniş bantta radar spektrumu izleme, yönlü elektronik karıştırma ve mühimmata daha etkin güdüm kazandırma...

ASELSAN, ÖZGÜR-2 Projesi çerçevesinde modernize edilen F-16'lara takılacak AESA radarına 'MURAD-100A' adını verdi. Galyum nitrat (GaN) çiplere sahip modern MURAD, F-16 ile ilk test uçuşunu Şubat 2024'te yapmasından yaklaşık bir yıl sonra kendini bu kez AKINCI TİHA'nın burnunda buldu.

Baykar, MURAD-100A radarını Mart 2025 itibariyle AKINCI'da test etmeye başladı. Paylaşılan görüntüler, millî burun radarının kabiliyetine dair çarpıcı veriler sunuyor. Test uçuşunu gösteren kayıtlar, MURAD-100A'lı AKINCI'nın havada 160 kilometre menzildeki tüm uçar cisimleri takip ettiğini, hedeflerden birine yaklaşık 130 kilometreden 'kilit attığını' ortaya koydu.

Mevcut tablo, dünya havacılık tarihinde yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. Entegrasyon süreci tamamlandığında AESA burun radarı MURAD-100A'lı AKINCI, uçak, helikopter, seyir füzesi, insansız hava aracı gibi uçar nesneleri çok uzaktan takip edip vurabilir duruma gelecek.

AKINCI'nın görüş ötesi hedefler için GÖKDOĞAN'ı, görüş içi cisimlerin imhasında BOZDOĞAN'ı, yakın hava savunma amacıyla da SUNGUR füzesini kullanması bekleniyor. Radar ve havacılık uzmanları bu konseptle düşman İHA/SİHA'ların 150 km'den, helikopterlerin 100 km'den, AWACS/erken ihbar ve tanker uçakların 150 km üzeri mesafeden vurulabileceğini kaydediyor; tabii buna uygun uzun menzilli hava-hava füzeleriyle...

Radarda kolayca görünür durumda olması ve yavaş uçması nedeniyle AKINCI'nın F-16 ve Rafale gibi savaş uçaklarına karşı etkin olması beklenmiyor ancak bunun dışındaki diğer hedefleri vurabilecek kabiliyete erişmesi bile devrim niteliğinde.