Joe Bidon’un kabinesindeki azınlıklar ve İstanbul sözleşmesi...

ŞÜKRÜ KANBER
Abone Ol

Papanın resmini kadraja sokacak kadar Katoliklik vurgusu yapan Bidon, kendi inançlarına ters gelecek bir kararnameye imza atıyor. Transseksüellerin orduya katılmalarına izin veriyor, erkekten kadına dönüşmüş bir sporcunun kadınlar kategorisinde yarışmasını onaylıyor. Bu çerçevede Biden'ın bir diğer önceliği de mevcut federal medeni kanunlarına cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ekleyecek Eşitlik Yasası'nı geçirmek. İfade ne kadar da tanıdık değil mi?

Adam daha masasına oturmadan önüne onlarca kararname konuyor.

Fotoğrafı hatırlayın, oval ofisteki masasına oturmuş Joe Bidon, sağ arkaya özenle yerleştirilmiş Papa resmi, mümin bir Katolik olarak kararnameleri imzalamak için kalemi elinde emre amade Başkan kadrajı.

Trump sonrası büyük iddialar ile masaya oturan bir Başkan’ın ilk icraatının kendisine oy veren milyonların en önemli isteğini yerine getirmek olmalı değil mi?

Pandemi nedeniyle büyük sıkıntı geçiren ABD halkı, önemli ölçüde ekonomik dertlerinin sona ermesini istiyor doğal olarak.

Ama öyle değil.

  • Papanın resmini kadraja sokacak kadar Katoliklik vurgusu yapan Bidon, kendi inançlarına ters gelecek bir kararnameye imza atıyor.

Transseksüellerin orduya katılmalarına izin veriyor, erkekten kadına dönüşmüş bir sporcunun kadınlar kategorisinde yarışmasını onaylıyor.

Bu çerçevede Biden'ın bir diğer önceliği de mevcut federal medeni kanunlarına cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ekleyecek Eşitlik Yasası'nı geçirmek.

İfade ne kadar da tanıdık değil mi?

Dünyada toplumsal cinsiyet tanımlamasını yapan ilk anlaşma özelliğini taşıyan ve güzelim İslam şehri İstanbul’umuzun adı ile anılan malum sözleşmedeki cinsiyet eşitliği kavramı ile nasıl da birebir örtüşüyor.

  • Kadın ve erkek ayrımını ortadan kaldıracak, insan üst tanımı altında her tür LGBT sapıklığını normal cinsiyet olarak onaylatacak ve böyle kabullendirecek bir “üst hedef” amaçlayan küresel yozlaşma hareketi.

İnsan fıtratını bozacak ve transhümanizm, cinsiyetsiz insan projesini hayatiyete geçirecek, insanı kendi içinden değil de yapay olarak üremeye götürecek yolun ilk taşları.

Dünyanın şu anki en güçlü devletinde bu yasanın geçmesi küresel şeytani zekanın en büyük zaferlerinden biri olacak.

İnsan fıtratını bozacak ve transhümanizm, cinsiyetsiz insan projesini hayatiyete geçirecek, insanı kendi içinden değil de yapay olarak üremeye götürecek yolun ilk taşları.

Bunları dile getiren bizler de boynumuza asılan “komplo teorisyeni” yaftası ile dolaşacağız öyle mi?

Bana bir Allah’ın kulu, pandemik tiyatrodan dolayı insan ırkının sık boğaz edildiği bir zaman diliminde, bin bir ayak oyunu ve hile ile iş başına gelen/getirilen Joe Bidon’ın bu “cinsiyetsiz toplum” kararnamesinin ABD toplumu için hayati derecede önemli olduğunu söyleyebilir mi?

Amerika Birleşik Siyonist Devleti
Gerçek Hayat

Kurguyu yapanlar öyle bir tasarlamışlar ki, olaylı geçen Başkanlık seçimi sonrası tozun toprağın ayağa kalkıp gözün gözü görmediği bir kargaşa ortamında bu kararnameyi geçirip kanun için altyapı hazırlıyorlar.

Kısa bir arama yaparsanız göreceksiniz ki, kadınların yarıştığı alanlarda erkekten kadına dönüştüğünü iddia eden pek çok kişinin var olduğunu göreceksiniz.

Daha da ilginci İran kadın futbol takımında 8 oyuncunun sonradan kadın olduğunu iddia eden erkeklerden oluşmasıdır.

İslam Cumhuriyeti ve İslam’ın lanetlediği bir dönüşümü legal olarak izin veren bir mekanizma.

Ne büyük çelişki değil mi?

İşte şeytani zekâ, yavaş yavaş alıştırmakta olduğu cinsiyetsiz toplum oluşumu nüvelerini ABD kanunları ile garanti altına aldıktan sonra tüm dünya devletlerine de yaymaya çalışacaktır.

İstanbul Sözleşmesi bu büyük şeytani çalışmanın kadına şiddet gibi makul bir kılıf altında pazarlanmasından başka bir şey değildir.

Joe Bidon’ın kabinesindeki isimlere ve özelliklerine baktığınızda, pandemi ile sıkça dile getirilen “yeni normalin” projelerini uygulayacak bir taşeron yapılanma olduğu görülecektir.

Joe Bidon/Başkan; ABD’de azınlıkta olan Katolikliğe mensup ikinci başkandır. İlki öldürülen John Kennedy’dir.

Yemin töreninde ulusal simge olarak Lady Gaga gibi gay ve lezbiyenlerin bayraktarlığını yapan bir figürün sahne aldığı Joe Bidon’ın bakan seçimleri de cinsiyet eşitliği kararnamesi kadar stratejik.

Joe Bidon/Başkan; ABD’de azınlıkta olan Katolikliğe mensup ikinci başkandır. İlki öldürülen John Kennedy’dir.

Kamala Harris/Başkan Yardımcısı ve Senato Başkanı; siyahi, Afro-Hintli, kadın. 50 yaşında Yahudi bir iş adamı ile evlenmiştir, evliliğinin proje olması şaşırtıcı bulunmamalı.

Nancy Palosi/Temsilciler Meclisi Başkanı: Katolik, kadın.

Avril Haines/Ulusal İstihbarat Direktörü: Yahudi, kadın.

Lloyd Austin/Savunma Bakanı: Siyahi.

Antony Bilinken/Dışişleri Bakanı: Rus asıllı Yahudi.

Alejandro Mayorkas/İçişleri Bakanı: İspanyol asıllı Latin Amerikalı, Yahudi.

Linda Thomas Grinfield/BM Daimî Büyükelçisi: Kadın, siyahi.

Rachel Levine/Sağlık Bakanı: Cinsiyet değiştirmiş bir kadın.

Jannet Yellen/Maliye Bakanı: Eski FED Başkanı. Küreselcilerin en önemli adamlarından. Yahudi.

Pete Puttigieg/Ulaştırma Bakanı: Eşcinsel, Ebu Deccec lakaplı dedesinin Müslüman olduğu iddia ediliyor.

Beyaz Saray ve başka kritik görevlerde de pek çok Yahudi, dönme, eşcinsel ve azınlıklara ait isimler tercih edilmiştir.

Amerikan tarihinde ilk defa Başkan kabinesi Anglosakson-proteston beyazlardan azınlıkların yönetimine geçti. ABD’de ağırlıklı mezhep Protestanlardır. Katoliklik azınlıktadır. Bu kabinede kadın, siyahi ve farklı cinsel tercih neredeyse özel seçilme sebebi haline gelmiştir. Dünyanın şu anki en güçlü ülkesi feminist, eşcinsel ve azınlıklara mensup bir kabine tarafından yönetilecek.

Bu tarihi bir seçim ve dönüm noktasıdır. Bidon’dan önce ve sonra diye bir ayrım net olarak ortaya çıkacaktır.

  • Bu azınlık ağırlığı sadece ırki olarak değil, dini ve cinsi olarak da kendini göstermektedir. Ki, küreselcilerin hayali olan tek dünya imparatorluğunun en önemli ayaklarından ABD’nin birkaç devlete bölünme projesinin gönüllü yüklenicisi olarak bu kabine tarihe geçecektir.

Yeni Başkan’a bakıp, “Bidon politikaları” üzerine güzelleme yapanların hali ise trajik. Bir taşeron olarak Joe Bidon’ın Çin ile mücadele edeceğini söyleyenler bu dünyadan habersizdirler. Bidon Çin’e para ve teknoloji enjekte ederek bugünkü haline gelmesini sağlayan küresel şeytanilerin adamıdır ve esas görevi ABD’nin parçalanarak dünyanın Çin güdümünde yeni bir döneme girmesi için üzerine düşeni yapmaktır.

Küreselcilerin Hollywood üzerinden yıllardır pazarlamaya çalıştıkları ABD’nin ilk kadın başkanı projesi bu kabine ile hayata geçecektir.

Gelişmelerin seyrine bakarak rahatlıkla söyleyebiliriz ki, -zaten dünya kamuoyu bu seçeneğe çoktan hazırlandı- Kamala Harris, Joe Bidon’ın sağlık sebepleriyle bırakacağı koltuğa Başkan olarak oturacaktır.

Yeni ABD kabinesine hâkim özellik olan kadın, siyahi, Yahudi, Katolik gibi renkler, tıpkı Joe Bidon’ın söylemlerinde özellikle vurgulanan insan hakları, demokrasi ve çevre türü süslü kavramlar gibi şeytanilerin yapmaya çalışacakları kirli işleri için birer paravandan ibarettir.

Gelelim komploculuk meselesine; birileri bizi bununla itham ederse ben de derim ki, en büyük komplocu Rabbimizdir. Kur’an’ı Kerim Nisa 119. Ayetteki büyük komploya bakın hele;

  • “Allah şeytanı lânetlemiştir, o da ‘Kullarından belli bir pay alacağım, onları mutlaka saptıracağım, onları boş kuruntulara kaptıracağım, kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar, emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler’ demiştir. Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinen kimse elbette apaçık bir ziyana düşmüş olur.”

Şeytan ve yoldan çıkarttıkları üzerine düşeni yapmaya çalışıyor, Allah yine Kur’an’da “en güçlü olduklarını düşündükleri zamanda sanki bir gün önce yokmuşlar gibi biçileceklerini” de söylüyor.

Amenna ve saddakna; ancak, bir diğer gerçek daha var; “Biz bu konuda ne yapıyoruz?”