MOSSAD ve CIA’in kompromat maşası Epstein

KEMAL ÖZER
Abone Ol

MOSSAD eski ajanı Ari Ben-Menashe, Epstein’ın uluslararası seks ticaretinin, siyasi ve iş dünyasının elitlerine şantaj yapmak için ‘kompromat’ malzemesi elde eden bal küpü tuzak operasyonu olduğunu söyler. Kompromat, bir politikacı, bir iş adamı veya diğer kamuya mâl olmuş kişiler hakkında menfi tanıtım oluşturmak, şantaj yapmak, genellikle maddî kazancı gasptan ziyade etki yaratmak ve gasp amacıyla kullanılabilen zarar verici bilgilerdir.

20 Ocak 1953’de New York’ta doğan Yahudi Jeffrey Edward Epstein’in 10 Ağustos 2019’da Manhattan’daki bir hapishanede intihar ettiği duyuruldu. Amerika medyası geçmişte onu ‘Münzevi para yöneticisi’ (Reclusive money manager) olarak tanımlamış. Hakkında yazılan bir biyografi metninde şöyle deniliyor: “Sözüm ona varlıklı kişilerin özellikle de yalnızca net serveti 1 milyar doları aşanların hesaplarını yönetiyor. 500 milyon dolarlık bir hesabı "çok küçük" olarak nitelendirerek geri çevirdiği belgelendi. Epstein'ın kamuoyunca bilinen tek müşterisi Limited Brands’ın sahibi Yahudi Leslie H. Wexner'dır. Paraları yönetmediği zamanlarda ve belki de tek gerçek işi, genç kadınlar veya ergen olmayan çocukları pazarlamak.”

Küçük St James Adası.

Epstein denilince sapıklığın her nevi akla gelmeye başlasa da mesele sadece sapkınlıktan ibaret değil. Yahudi Epstein’in MOSSAD ajanı olduğu da artık bir sır değil. İntihar ettiği iddiası da reddediliyor. İntihar ettiği ileri sürülerek hapisten çıkarıldığı ve başka bir adla Tel Aviv’de yaşadığı belirtiliyor.

Kız arkadaşı olarak adlandırılan ve en meşhur suç ortağı ise Yahudi Ghislaine Maxwell.

Epstein aynı zamanda dünyanın en pislik aile ve gruplarından biri olan siyonist Rockefeller grubuna ait Rockefeller Üniversitesinin de mütevelli heyeti üyesi. Yine Rovkefeller’ın ana sahiplerinden olduğu Harvard Üniversitesi ile New York Bilimler Akademisinin de kurullarında yer alan bir şahıs.

Dahası derin Amerika olarak adlandırılan CFR (Council on Foreign Relations) ve Üçlü Komisyon (Trilateral Commission)’un da üyesi. Yani sıradan bir zengin değil, aynı zamanda derin Amerika’nın tam göbeğindeki bir MOSSAD ajanı.

Epsteın adası nerede ve neler olup bitti?

ABD Virgin Adaları'ndaki 75 dönümlük Küçük St James Adası, Yahudi ajanı sapık Epistein tarafından satın alınır. ‘Özel cennet’ olarak da ifade edilen bu ada, yeryüzünün son asırda gördüğü en büyük alçaklıkların icra edildiği yer olarak tarihe geçmiş durumda.

Dünyanın siyasetçi, devlet adamı, terörist, film ve bilim adamları, zengin işadamları, kraliyet ailelerinin üyeleri ve diğer şöhretliler, özel jetleriyle en yakın havalimanlarına inip ardından helikopterle bu özel adaya taşındılar.

Buraya gelenler ne için geldiğini bilen kişilerden oluşuyordu. Dünya siyaseti, yönetimleri, sinema, müzik ve de iş dünyasında yükselmenin veya piyasaya adım atmanın yollarından biri de bu adadan geçmekteydi.

Burada 3-5 yaşından 18-20 yaşına dek her yaş grubundan kız ve erkek çocukları vardı. Bunlar özel ayinlerle sapkınların emrine veriliyor, toplu veya tek tek tecavüzlere maruz bırakılıyor, kanları çekilip içiriliyordu.

Bu çocuklar, Virgin Adaları başsavcılığının suç duyurusunda da yer aldığı üzere dünyanın pek çok yerinden kaçırılmışlar. Kimi minicik yaşta sapkınlığın seks kölesi haline getirilmiş, kimi kanları içilerek katledilmiş.

Robert Maxwell.

İngilizsiz olur mu?

Savcılığın iddianamesinde, Epstein ve arkadaşlarının, genç kadınların ve reşit olmayan kızların istismar edilmesi dâhil yasadışı tüm faaliyetlerinde bu adayı tercih etmelerinin ana sebebinin, Virgin Adaları ve federal kolluk kuvvetleri tarafından tespit edilmesini engellemek olduğu belirtiliyor. Ayrıca esir çocuk ve kızların adadan kaçmasının imkânsızlığı sebebiyle tercih edildiği dile getirilmiş.

Ghislaine Maxwell’in yargılandığı dava ile ilgili savcılığın iddianamesinde istihbarat örgütleri MOSSAD, CIA ve MI6 suçlanmıyor. Oysa Epstein’in bilinen en büyük suç ortağı, İngiliz jet sosyetesinden Ghislaine Maxwell’di. Böyle büyük bir şeytanlığın içinde İngilizlerin parmağının olmaması zaten düşünülemezdi.

Jeffrey Edward Epstein.

Kaldı ki, Epstein adasında çocuklara tecavüz edenlerden bazıları da İngiliz Kraliyet mensuplarıydı.

Peki, Ghislaine Maxwell kimdi ve Epsteinle ne ilişkisi vardı?

Ghislaine Maxwell, Slovakya doğumlu İngiliz ordu mensubu, İşçi Partisi eski milletvekili, British Printing Corporation, Mirror Group Newspapers ve Macmillan Publishers adlı medya kuruluşlarının sahibi MOSSAD ajanı Robert Maxwell’in kızı. Kızı da MOSSAD’a çalışıyordu ve Epstein’i kızıyla tanıştıran ve aynı şekilde Epistein ile MOSSAD arasındaki bağlantıyı kuran kişiydi.

Lüks, seks düşkünü bir sapık olan ve İngiliz emeklilik fonlarından yüz milyonlarca sterlin çaldığı ortaya çıkan Robert Maxwell’in gerçek adı ise Ján Ludvík Hyman Binyamin Hoch’du ve İngiltere’de adını Robert Maxwell olarak değiştirmişti. Çünkü Yahudiler çoğu kez birden çok isme sahiptir. Türkiye’de de olduğu üzere kendilerini yaşadıkları ülkelerin mahalli adlarıyla gizleme hususunda pek mahirdirler. Kanarya Adalarında geberen bu Yahudi’nin kabri Zeytin Dağındaki Yahudi Mazatlığında. Ted Turner ve Rupert Murdoch'un Robert Maxwell yolundan giden diğer siyonist medya patronları olduğu biliniyor.

Dolandırıcılık onun ilk işiydi

Epstein, New Yorklu bir başka Yahudi olan Steven Jude Hoffenberg ile tanıştı ve ona hastanelere, bankalara ve telefon şirketlerine borçlu olan insanların borcunu alacaklı firmalardan satın alıp, sonra da bunları tahsil etmeye yönelik bir “tahsilat acentesi” kurmayı teklif eder. Bu amaçla 1993 yılında Tower Financial Corporation adlı şirket kurulur.

Aynı yıl New York Post’u satın alarak iflastan kurtaran Yahudi Steven Hoffenberg, “Çok para getirecek bir şey bulmuştuk. Adına Ponzi (saadet zinciri) dedik” diyordu.

Hoffenberg, saadet zincirinin mimarının suç dehâsı olarak tanımladığı Epstein olduğunu söyler. Hoffenberg dolandırıcılıktan yargılanırken, Epstein rüşvetle yargılanmadan kurtulur. Saadet zincirinden elde ettiği milyonlarca doları ise işgal edilmiş topraklarda geçici ikamet eden İsrail’e taşındığı ileri sürülür.

Ghislaine Maxwell, Slovakya doğumlu İngiliz ordu mensubu, İşçi Partisi eski milletvekili, British Printing Corporation, Mirror Group Newspapers ve Macmillan Publishers adlı medya kuruluşlarının sahibi MOSSAD ajanı Robert Maxwell’in kızı. Kızı da MOSSAD’a çalışıyordu ve Epstein’i kızıyla tanıştıran ve aynı şekilde Epistein ile MOSSAD arasındaki bağlantıyı kuran kişiydi.

İsrail’in ajanıydı

Siyonist gazete Haaretz, 2015’de Epistein’in Carbyne markasıyla İsrail eski savunma bakanı, eski genelkurmay başkanı ve eski Başbakanı Ehud Barak tarafından yönetilen savunma sanayi işine girdiğini yazar. Yayınlanan belgelerde Epstein ile Ehud Barak’ın en az 36 kez gizli bir şekilde görüştüğü kaydedilir.

Epstein de sık sık İsrail’e gider. Nisan 2008'de gittiğinde ise muhtelif askeri üsleri ziyaret eder. Özel adasında işlediği suçlar sonrasında yine İsrail’e kaçar. İsrail, onu dönmeye ikna ederek ABD’ye gönderir.

MOSSAD eski ajanı Ari Ben-Menashe, Epstein’ın uluslararası seks ticaretinin, siyasi ve iş dünyasının elitlerine şantaj yapmak için ‘kompromat’ malzemesi elde eden bal küpü tuzak operasyonu olduğunu söyler.

Kompromat, bir politikacı, bir iş adamı veya diğer kamuya mâl olmuş kişiler hakkında menfi tanıtım oluşturmak, şantaj yapmak, genellikle maddî kazancı gasptan ziyade etki yaratmak ve gasp amacıyla kullanılabilen zarar verici bilgilerdir.

RT International’a konuşan Ari Ben-Menashe, Epsitein adasında minik çocuklara tecavüz edenlere şantaj yapıldığını, yararlı aptal Prens Andrew’a ise şantaj yapılmadığını ancak Prens Andrew’ın şöhretli kimselere tuzak kurma konusunda aracı olarak kullanıldığını belirtir.

Amacı neydi?

Ehud Barak, Epstein ile en az 36 kez görüşmüş ve 2016 yılında Manhattan’daki evine yüzünde bir örtü ile girerken görüntülenmiş. Yine aynı gün genç kadınların da eve girip çıkması kaydedilmiş.

Aslında amacının ne olduğu son derece açık. O da hemen her siyonist gibi insanlığın kanını emen bir vampir. Ahlâksızlığı yaymak, şöhretli ve güç sahiplerine tuzak kurmak, siyâsî ve iktisâdî şantaj yapmak, siyonizmin kontrolünde tutmak ve mallarına çökmekti.

Kayda alınan sübyancılık, tecavüz, kan içme, cinayete karışma veya bunlara şahitlik etme fiillerini kayda alıp bu kişilerden sürekli istifade etmek, yönetmek ve yönlendirmekti.

2016 yılında Avustralyalı kadın muhabir Fiona Barrett, hem yaşadıklarını hem de satanist çocuk tecavüzü şebekesi ile uluslararası çocuk ticaretini ifşa etmişti. Fiona Barrett, bebek sayılabilecek yaşta üvey annesi tarafından çeteye satılmıştı. Avustralya'yı bir ‘sübyancı cenneti' olarak tanımlayan Fiona yaşadıklarını şöyle özetlemişti: “Üvey annem, bizzat beni Sidney merkezli uluslararası çocuk kaçakçısı, sübyancı halkasına teslim etti. Bazı kurbanlar sokaktan kaçırılan çocuklar, bazıları doğum belgesi bile alınmadan sırf bu iş için büyütülmekte, bazıları da nesiller boyu süregelen istismar sisteminden gelmektedir. Bu sonuncular, gelecekte sistemin failleri ve idarecileri olmaları umularak eğitilmektedir.”

Epstein adasına benzer mekânlardaki tecavüzlerle ilgili hem isim veriyor hem de şu şekilde özetliyordu: “Eski bir ABD başkanı, dünyanın en meşhur televizyonunun patronu, Avustralya eski Başbakanları, CIA Ajanları, Evanjelist ve Katolik papazlar, çok bilinen Hollywood aktörleri, Yahudiliği ile gurur duyduğunu söyleyen bir aktör, meşhur sporcular, eski bir Avustralya işçi partisi başkanı, çok zengin işadamları, çeşitli nüfuzlu kimseler…”

Epsteın şimdi neden gündemde?

Amerikan iç siyasetini dizayn etme, pisliğe bulaşmışların Filistin’e destek olmasını engelleme ve insanlığı Gazze gündeminden uzaklaştırmak gibi farklı nedenleri olabilir. Gerçek neden ne olursa olsun insanlığın bu satanist çete ve alçak fiilleriyle yüzleşme ve mücadele etmek gibi bir iradesi bulunmuyor.