Seküler sapıklık ‘in’ dindar görünümlü sapıklık ‘out’

SEVDA DURSUN
Abone Ol

Hepsi birbirinden mide bulandırıcı olan bu sapkınlıkların yaşanmaması için, öncelikle sapığın dini, dili, ırkı, cemiyeti ayırdedilmeden tepki gösterilmesi şart. Muhafazakâr kesimin içinden böyle ahlaksız olaylar çıktığında, yine en çok muhafazakâr kesim eleştiriyor ve hak ettiği ceza neyse alması için herkes seferber oluyor. Ancak iş seküler kesime gelince, parti veya kurumun kişinin arkasında durduğunu ve konuyu şahsileştirip kapattığını görüyoruz. Bu devirde sapık olacaksanız seküler sapık olun, size hiçbir şey olmaz. Seküler sapıklık in, dindar görünümlü sapıklık out.

Edep dışı davranışlarda bulunduğu için tarikatlardan kovulan, buna rağmen kendini “tarikat lideri ve Mehdi” ilan eden Fatih Nurullah mahlaslı sapık sahte şeyh Eyüp Fatih Şağban, 12 yaşındaki kız çocuğunu tacizden tutuklandı. “Elimi öpen cennete gider” diyecek kadar İslam’dan uzak olan Şağban’ın, kendisine sığınan bir ailenin çocuğunu istismar etmesi, vicdanı olan herkesi çileden çıkarttı. 500 yıllık Uşşâkî tarikatının adını kullandığı için, camiayı zan altında bırakan Şağban’la ilgili Uşşâkî Vakfı ‘kendileri ile bir bağı olmadığına dair’ birçok kez açıklama yaptı. Buna rağmen ‘tarikatlar kapansın’ nidaları susmak bilmedi.

İşte Birgün gazetesinde “Tarikatlar kapatılsın” manşetiyle çıkan bir haber: “İstismar, ölüm, darbe girişimi skandallarıyla anılan tarikat ve cemaatlere tepkiler büyüyor. CHP ve HDP sıkı denetim gerektiğini savunurken İYİ Parti, “kilit vurulmalı” dedi. SOL Parti ise şirketleri ve okullarıyla birlikte kapatılması gerektiğini vurguladı.” Suçun şahsiliği konuşulmadı. Sapık şahsiyette insanların her kurumdan çıkabileceği gerçeğine göz yumularak, sapıklığa yönelik önlemler değil, tarikatlar konuşuldu.

Sapığın dini var mı?

Karaman’da Ensar Vakfı yurdunda Muharrem Büyüktürk isimli sapık öğretmen yaklaşık 10 çocuğu istismar etti. Sapık yakalanıp adâlete teslim edildi. Yargılama sonucu 580 yıl hapis cezası aldı. Ensar Vakfı’nın Başkanı İsmail Cenk Dilberoğlu, bu cezanın yetersiz olduğunu, M.B.'nin idam edilmesi gerektiğini söyledi. Buna rağmen Ensar Vakfı tecavüzcü ilan edildi, ‘Ensar Vakfı kapatılsın’ diye kampanyalar yapıldı. Suçun şahsiliği mesele bile edilmedi. Hatta vakıf üzerinden iktidarı yıpratma senaryoları gündemi aylarca meşgul etti. Tüm Müslümanlar sapık ve tecavüzcü olarak yaftalandı. Tıpkı FETÖ’nün başı çekmesiyle gelişen hâdiselerde tüm Müslümanların hırsız ilan edildiği gibi.

Karaman’da Ensar Vakfı yurdunda Muharrem Büyüktürk isimli sapık öğretmen yaklaşık 10 çocuğu istismar etti.

Oysa taciz ve tecavüz sadece ülkemizin değil, tüm dünyanın en büyük sorunlarından. Muhtaç ve âciz görülen kadın veya çocukların suiistimale uğraması, kimliğine bakılmaksızın birçok kurumda karşımıza çıkan dehşet verici bir hâdise. Özellikle de bu gibi durumların, aklî melekelerini yitirmeye sebep olan içki, uyuşturucu gibi dinin haram saydığı sarhoş edici maddelerden sonra daha fazla görüldüğü istatistiklerce tespit edilmiş. Buradan yola çıkarak bile şiddet, tecavüz gibi gayri insânî hallerin dindarlar arasında daha az vuku bulacağı sonucuna varılabilir. Ama bir kişi dindar görünüyor diye ‘sapık değil’ mânâsına gelmiyor. Dindar görünümlü insanların arasından da ahlakı zayıf, sapık insanlar çıkabiliyor. Bunları ne din korur, ne de dindar insanlar.

Sizin sapıklar çok şanslı

Ancak, dindar görünümlü insanların yaptığı sapıklıklar dinle veya bulunduğu kurumla ilişkilenderilirken, seküler sapıkların yaptıkları şiddet, tâciz ve tecavüzler suçun şahsiliğine kolayca indirgenebiliyor. Aşağıda açıklayacağımız vak’alar, bu durumu gözler önüne seren örneklerden. Mesela bunlardan bir tanesi İstek Vakfı’ndaki taciz olayı.

i İstek Vakfı’ndaki taciz olayı.

1985 yılında Bedrettin Dalan'ın kurduğu İstek Vakfı'nda 5 yaşında bir kız çocuğunun tacize uğradığı iddia edildi. İstek Vakfı’nın tek derdi ise, ‘ismimiz basında geçmesin’ oldu. Sanık yüzme öğretmeni Samet A.’yı işten çıkartan okul, olayın üstünü kapatmaya çalıştı. Ne âilenin sorularını cevaplandırdı ne de olayın gerçekleştiği mekânın kamera görüntülerini paylaştı. Savcılık isteyince de hâdisenin gerçekleştiği andaki (Ekim 2017) görüntüler hariç, diğer görüntüleri paylaştı. Şahit anlatımlarıyla da çocuğun beyanlarıyla da suçu sabit olduğu hâlde, sanık bir gün bile tutuklu kalmadı.

Okul yönetiminden tehdit

  • Bir başka hâdise yine sekülerlerin “kıymetli” okullarından Şimon Zevi’nin (Şemsi Efendinin) kurduğu FMV Işık Anaokulu’nda meydana geldi. İstanbul’da yaşayan 4 yaşındaki M.'nin ailesi, çocuklarının Nişantaşı FMV Işık Anaokulu'nda cinsel istismara uğradığı iddiasıyla okulun temizlik görevlisini şikâyet etti. Savcılık, Adli Tıp Kurumu'ndan rapor istedi. Gelen raporda çocuğun şikâyeti doğrultusunda vücudunun özel bölgelerinde ekimozlar tespit edildi. Çocuk da kendisini istismar etmekle suçladığı temizlik görevlisini teşhis etti. Bunun üzerine şikâyet edilen temizlik görevlisi E.A. hakkında 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçlamasıyla dava açıldı.

Âilenin avukatı Zeynep Serim, okul yönetiminin "Size öyle iftiralar atar ve attırırız ki, 130 yıllık bir kurumun ve makam sahibi itibarlı mezunlarının gücünün altında ezilirsiniz. Tâcize uğramış çocuk ebeveynleri olarak damgalanmaya hazır mısınız" dediğini ifade etti.

İstek Vakfı Okullarının da FMV Işık Okullarının da marka değeri düşmedi.

Tüm delillere rağmen savcılık çocuğun ifadelerinde çelişkiler bulunduğunu belirterek sanığın beraatını istedi. Mahkeme de şaşırtan bir karara imza atarak sanığın 'atılı suçu işlediği sabit olmadığından' beraat kararı verdi. Demek ki tehditteki gibi güçlü mezunları varmış…

  • İstek Vakfı Okullarının da FMV Işık Okullarının da marka değeri düşmedi. Kitlesi ‘bir kereden bir şey olmaz’ anlayışıyla kurumlarına sahip çıktı. 4 ve 5 yaşındaki mağdur çocuklar, ömür boyu yaşayacakları travmalarıyla baş başa bırakıldı.

Sapıklar CHP'de korunuyor

Gelelim ‘bu tarikatlar kapatılsın’ nidaları atan partilere. CHP’nin taciz ve tecavüz dosyasının kabarıklığı insanı dehşete düşürecek derecede. E ne de olsa Genel başkanlık koltuğunu evli sekreteriyle ahlâksız ilişki yaşadığı ve milletvekili yaptığı ortaya çıkınca istifa eden Deniz Baykal’dan devralan Kılıçdaroğlu yönetiminden söz ediyoruz. Bu ahlâksız fiili işleyen Deniz Baykal partiden atılmadı. Tekrar milletvekili seçilerek taltif bile edildi. Hatta meclis başkanı bile seçtirilmek istendi. “CHP kapatılsın” demek kimsenin aklına gelmedi.

CHP’nin taciz ve tecavüz dosyasının kabarıklığı insanı dehşete düşürecek derecede

Son günlerde gündem olan CHP’li Didim Belediye başkanı Ahmet Deniz Atabay da kısa süre içinde kendini temize çıkartacak ve yoluna devam edecektir. Nitekim Deniz Atabay’ın yanındayız diye hastagler açıldı bile. Atabay ne mi yapmıştı, iddialar çok vahim. Kendisinden iş isteyen muhtaç bir kadını bir çiftliğe götürüp uyuşturucu madde vererek beraberindekilerle cinsel suiistimalde bulunduğu iddia ediliyor. Kadının ses kaydı ve görüntüler sosyal medyada yayıldı bile. Atabay tabi ki iftiraya uğradığını söylüyor. Elbette bu kısmı yargıyı ilgilendirir. Bizi ilgilendiren kısım, Ensar Vakfı’nı tecavüzcü ilan edenlerin ikiyüzlülüğü. Suç birden bire şahsileşiyor ve hatta Atabay’a iftira atıldığı söylenerek sahip çıkılıyor.

CHP’nin ifşa olunan taciz-tecavüz dosyasından birkaçı

* Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeğeni Hıdır Çakmak, 4 kız çocuğunu taciz ettiği için 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı. CHP beraatını istedi, tahliye olmayınca Kılıçdaroğlu ile akrabalığı örtbas edildi.

* CHP'li Manavgat ilçe yöneticisi ve aynı zamanda gazeteci olan Recep Memili, kız çocuğuna tacizden hapis cezasına çarptırıldı.

* CHP Kurultayı’na gitmek için Kuşadası’ndan hareket eden otobüste 13 yaşındaki erkek çocuğunu taciz eden CHP Kuşadası İlçe Yöneticisi M.Y. tutuklanarak cezaevine kondu.

* CHP'li müsteşar Saim Kendir, yüzme öğretme bahanesiyle 4 kız çocuğunu taciz ettiği gerekçesiyle 18 yıl 9 ay hapse mahkûm edildi.

* CHP’li Tekirdağ/Saray Belediyesinde Başkan Danışmanı Savaş Korucuoğlu, stajyer öğrencileri taciz etti. Konu CHP Tekirdağ milletvekillerine iletilmesine rağmen söz konusu kişiler hakkında hiçbir işlem yapılmadı hatta konu kapatılmaya çalışıldı.

* CHP’li Sivas Akıncılar İlçe Başkanı H.Ç, Akıncılar İlköğretim okulu Sınıf Öğretmeni E.S’yi tâciz ettiği gerekçesiyle tutuklanıp 2 yıl bir ay hapis cezâsına çarptırılarak cezaevine konuldu.

* İstanbul’da seçimden 4 gün sonra metrobüste 1 kadını taciz eden kişinin Ekrem İmamoğlu’nun adamı Fatih Özdemir olduğu ortaya çıktı. Sosyal medyada bu olay üzerinden seri paylaşımlar yapan CHP’liler, sapığın kendilerinden olduğunu öğrenince paylaşımlarını kaldırdı.

* Adana’nın Kozan ilçesinde pitbull cinsi köpeklerle korkuttukları yabancı uyruklu kadınlara fuhuş yaptırdıkları gerekçesiyle adliyeye sevk edilen ve aralarında CHP Kozan Gençlik Kolları Başkanı Kadir Oruç’un da bulunduğu 18 kişilik çete tutuklandı.

* İBB Genel Sekreter Yardımcısı Yeşim Meltem Şişli’nin, İSMEK’in kadın bölge sorumlularına yönelik “Bunları akşam itfaiyecilerle buluşturun. Bir gece düzenleyin ne bu böyle herkes bekar” ifadelerinin ahlaksızlığı ise, CHP’liler için sıradan bir vaka.

Önce dağdakı çocukları korusunlar

Ensar Vakfı hâdisesinde, “HDP Kadın Grubu olarak herkesi çocuk istismarına, cinsel saldırılara dur demeye, önlemek için gerekenleri yapmaya ve yargının şeffaf ve bağımsız bir şekilde işlemesi için destek olmaya çağırıyoruz” dedi. Kim dedi? Çocukları dağa götürüp istismar eden PKK’nın uzantısı HDP. Önce liderlerinin kucağında poz veren o masum çocukların hesabını versinler, sonra ona buna ahkâm kesmeye devam ederler. Ama öyle yapmak yerine, kendi içlerindeki ahlaksızlığı örtbas etme derdine düştüler.

PKK’nın uzantısı HDP. Önce liderlerinin kucağında poz veren o masum çocukların hesabını versinler

Tuma Çelik hâdisesini bilmeyen var mı? HDP’li Mardin Milletvekili Tuma Çelik, seçim çalışması için ikna ettiği D.K. adlı kadını Midyat’ta bir eve götürerek birlikte kahve içti. Muhtemelen içine uyku ilacı katılmış olan kahveyi içtikten sonra uyuyakalan D.K. uyandıktan sonra tecavüze uğradığını fark etti. D.K., Çelik’in kendisine, “Eğer duyulursa yöre halkı benim için ‘erkektir bir zamparalık yaptı’ derler. Ama sen, eşin ve çocukların insan içine çıkamazsınız” diyerek tehdit ettiğini aktardı. Tuma Çelik partiden istifa etti.

Tuma Çelik partiden istifa etti.

Suçun şahsiliği konuşuldu. D.K.’yı şikâyetten vazgeçirmek için seferber olan HDP’li kadınlar, bu girişimlerini inkâr etti. Savunucuları da, ‘üstünü örtmediler işte, adam istifa etti zaten’ diyerek zavallılıklarını ortaya koydu. Oysa Ensar Vakfı olayında vakıf, sapığın daha fazla ceza alması için bizzat müdahil olmuştu.

İYİ partide evli kadınlara taciz

“Tarikatlar kapatılsın” diyen İYİ Parti çok mu mâsum? Daha kurulalı üzerinden birkaç yıl geçen partinin Çukurova İlçe Kongresinde Azime Kocacık’ın karşısında aday olan, ancak eşi Ahmet Salih Kaya’nın ânî vefatı üzerine yarıştan çekilen Fehime Kaya, partide evli kadınlara dahi tacizde bulunulduğu iddiasında bulundu. Ajansadana.com’un haberine göre Fehime Kaya, “İYİ Parti Adana’da yeni teşkilatlanmasını önceki rezillerden kurtularak yapmalıdır! İlçeye kına gönderenler, evli kadınlara tacize göz yumanlar, aday adaylarına olmayacak sözler verenler yani Metanet ekibi derhal partiden uzaklaştırılmalıdır!” açıklamalarını yaptı. Rezalet, yerel çerçeveden çıkıp konuşulmadı bile.

İYİ Parti'de çalışan N.A., kendisine duygusal ilişki teklif eden ve evlenmek istediğini söyleyen İYİ Parti Merkez Disiplin Kurulu üyesi Ali Işıner Hamşioğlu'nun teklifini reddedince tehdit edildi. “Benim hakkımda konuşan bir köşede ölü bulunur” diye kendisini tehdit eden ve bir ara kapısına kadar silahla gelen Hamşioğlu'ndan korunmak için mahkemeye başvurdu. Taciz, tehdit, şiddet vakaları kendi kapısında dururken, tarikatlar kapatılmalı öyle mi? O zaman İYİ Parti’nin de kapatılması gerekmez mi?

Sol partide sistematik taciz

Gelelim, şirketleri ve okullarıyla birlikte tarikatların kapatılmasını savunan bir diğer partiye. Sol Parti çalışanı İlayda Kocabaş, parti içerisinde bulunan başka bir kişi tarafında cinsel saldırıya maruz kaldığını duyurdu. İlayda Kocabaş sosyal medya hesabı Twitter'dan yaptığı açıklamada partinin skandal taciz olayını ört pas etmeye çalıştığını, bu nedenle istifa ettiğini duyurdu.

İlayda Kocabaş, parti içerisinde bulunan başka bir kişi tarafında cinsel saldırıya maruz kaldığını duyurdu

Bu açıklamadan sonra birçok kadın Sol Parti içerisinde taciz edildiğini itiraf etti. Tweetin altına yazılan yorumlardan birinde, başka bir parti üyesi kadın, aynı kişinin yıllar önce kendisine de aynısını yaptığını ve o zamanlar cesaret edip ortaya çıkaramadığı için pişman olduğunu belirtti. Belki de yıllardır sistematik bir şekilde parti içi tacizler saklanarak örtbas ediliyordu, ama kimse Sol Parti kapatılsın demiyordu.

Hepsi mide bulandırıcı

Hepsi birbirinden mide bulandırıcı olan bu sapkınlıkların yaşanmaması için, öncelikle sapığın dini, dili, ırkı, cemiyeti ayırdedilmeden tepki gösterilmesi şart. Hiçbir tacizci, tecavüzcü sapığı savunacak değiliz. Muhafazakâr kesimin içinden böyle ahlaksız olaylar çıktığında, yine en çok muhafazakâr kesim eleştiriyor ve hak ettiği ceza neyse alması için herkes seferber oluyor. Ancak iş seküler kesime gelince, parti veya kurumun kişinin arkasında durduğunu ve konuyu şahsileştirip kapattığını görüyoruz. Kitleleri de buna alışık, hemen savunmaya geçiyor. Bu sırada muhafazakâr kesim ne mi yapıyor, onlar kadar ahlaksız olmadıkları için, olayın üzerine fazlaca gidip yaygınlaştırmak istemiyor. Salyalarını akıta akıta her önüne gelen seküleri ‘tecavüzcü’, her içki içeni sapık ilan etmiyor. Bu devirde sapık olacaksanız seküler sapık olun, size hiçbir şey olmaz. Seküler sapıklık in, dindar görünümlü sapıklık out.