Türkiye bastırdı - Hafter’in kimyası bozuldu

İSAM EZ-ZUBEYR - LİBYALI GAZETECİ
Abone Ol

Hafter projesinin başarısız olacağı, tanınan o kadar imkâna rağmen sergilediği zorba ve ahmakça yönetim nedeniyle gayet açıktı. "Operasyonlarımız devam ediyor, Mısır girişimi’ne uyulana, terörist şehirlere boyun eğdirene kadar durmayacağız" şeklinde üst perdeden atıp tutması bu başarısızlığı perdelemeye yetmeyecek. Bu noktada Fransa, Rusya ve diğer devletler, Hafter projesi çerçevesinde elde etmeyi düşündükleri kazanımların tamamını yitireceklerini hesap ederek durumu kurtarmanın yollarını aramaktalar.

Libya ordusu Batı bölgelerinin büyük bir bölümünü geri alıp bölgenin tamamında hâkimiyet kurduktan sonra orta bölgede yer alan Sirte ve el-Cufra'ya yöneldi. İçine düştüğü açmazdan çıkamayan Hafter derdine derman aramak için Mısır'a gitti. Mısır'da Sisi ile bir araya geldi, Kahire'de meclis başkanı dâhil çeşitli temaslarda bulundu. Bunun sonucunda 6 Haziran'da ilan edilen ve çok sayıda maddeyi ihtiva eden "Kahire girişimi" adı altında sözde bir ateşkes metni hazırlandı.

Türkiye Libya’ya hayat veriyor
Gerçek Hayat

Bu metinde; Libya topraklarının birliği ve güvenliği, bağımsızlığı, hükümranlık haklarına saygı, 8 Haziran Pazartesi günü sabah saat 6'dan itibaren Berlin sürecinin sonuçlarına odaklanmak üzere bütün tarafların uyacağı 600 günlük ateşkes ilanı, anayasa bildirgesindeki değişikliğin kabulü, gerektiğinde uzatılabilecek 18 aylık bir geçiş sürecinin belirlenmesi, bu süreçte Cenevre'de Birleşmiş Milletlerin gözetimi altında yürütülen 5+5 askeri komisyonun çalışmalarını tamamlaması, paralı askerlerin ülkeden çıkarılarak milis kuvvetlerin dağıtılması, BM'nin denetimi altında devletin ve milli kurumların hâkimiyetinin yeniden tesisi gibi maddeler yer almaktaydı.

Sıkışınca Gelen Sahte Girişim

Trablus’taki Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Meşrî

"Kahire girişim"inde, yine BM'nin gözetimi altında, ülkenin üç bölgesinde seçim kurulları oluşturularak bu kurullar marifetiyle ülkeyi yönetecek bir meclisin seçilmesi, iktisadi kurumların birleştirilerek milislere kaynak akışının durdurulması ve ülke kaynaklarının bütün vatandaşların adil şekilde istifade edeceği bir ekonomik düzenin kurulması çağrısında bulunuldu.

Trablus’taki Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Meşrî "Kahire girişimi"nin kararlarını anında reddederek, Hafter'in gelecekteki hiçbir müzakerede yer almasının mümkün olmadığını açıkça beyan etti. Açıklamasında Meşri, "Ne pahasına olursa olsun Hafter'in varlığını reddediyoruz, ona para ve silah sağlayan ülkelerin takibata uğratılmasını talep ediyoruz" dedi.

  • Libyalıların bu gibi girişimlere ihtiyacı olmadığına işaret ederek ülkenin siyasi birliğini temin etmeyen bütün teşebbüsleri reddeden Yüksek Konsey Başkanı, aynı zamanda Mısır'ın, bağımsız bir devlet olan Libya için hiçbir anlamı olmayan müdahalelerini kabul etmediklerini ifade etti. Açıklamanın en can alıcı kısmı ise Hafter'in bölge devletlerinin maşası olduğunu ifade eden satırlar oldu. Meşri, Libya'nın bağımsızlığına halel getirilmesinin, kendilerine şartlar dikte edilmesinin asla kabul edilmeyeceğini özenle vurguladı.

Ayrıca hükümet başkanlık konseyindeki milletvekillilerinden Muhammed Ammari, ülke topraklarının tamamının kurtarılması ve devlet hâkimiyetinin sağlanması için her türlü faaliyetin devam ettiğini söyledi. Libya ordu sözcüsü Albay Muhammed Kanunu da, bir savaş suçlusu olan Hafter'in hezeyanlarını seyretmeye ayıracak vakitlerinin olmadığı şeklinde bir açıklama yaptı.

Ne Wagner Tutundu, Ne De Cancavid

Rus Wagner'in, Sudan Cancavid paralı askerlerinin yanında Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Fransa'nın verdiği desteğe rağmen Hafter milisleri büyük bir hezimete uğratıldı.

Türkiye-Libya ittifak antlaşmasının imzalanarak yürürlüğe girmesinden sonra Libya'da dengeler değişti. Rus Wagner'in, Sudan Cancavid paralı askerlerinin yanında Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Fransa'nın verdiği desteğe rağmen Hafter milisleri büyük bir hezimete uğratıldı.

Başkent Trablus'u kuşatma altında tutan Hafter güçlerinin Libya ordusu karşısında gerileyerek ülkenin orta kesimine çekilmeleri üzerine Mısır Cumhurbaşkanı Abdel-Fattah El-Sisi, Tobruk Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ve sözde "haysiyet operasyonu"nun komutanı terörist Hafter ile bu girişim fikrini ortaya attı. Sisi, "girişim"in 8 Haziran itibarıyla Libya'da bir ateşkesi önerdiğini söylemesine rağmen sahada bunun fiili bir karşılığı olmadı.

Hafter, İmza Atmadığı Metinlere Sığınıyor

Hafter Kahire'de Sisi ile.

Öte taraftan Sisi, Kahire Deklarasyonu'nun Hafter ve Akile Salih ile yapılan bir ittifak anlaşması olduğunu beyan ederken, Akile Salih "girişim"in siyasi bir teşebbüs olduğunu iddia etti. Bu girişim, BM Güvenlik Konseyi'nin tavsiyeleri ile Berlin Konferansı'nın sonuçlarına uygunmuş. Berlin Konferansı ile 5+5 müzakerelerine uyumlu olarak Libyalı bütün kesimlerin iştirak edeceği yeni bir Başkanlık Meclisi, yeni bir hükümet ve yeniden milli birliği doğuracak müzakerelerin hemen başlatılması çağrısının bir sonucu imiş. Trablus’u bombalarken kimsenin aklına böyle süslü sözler gelmiyordu hâlbuki...

  • İşin ilginç yanı, Millî Mutabakat Hükümeti Başkanı Fayiz Sarrac ateşkesi, Moskova mutabakatını ve Berlin kararlarını imzalamasına rağmen Hafter bunların hiçbirisini imzalamaya yanaşmamıştı bile.

Şimdi zoru gördü, ağır bir hezimeti tattı, kendisi tarafından reddedilen kararlara dayanarak Sisi'nin marifetiyle kendisini kurtarmaya çalışıyor. Sarrrac ise son derece kararlı. Hafter tarafından Libya'ya getirilen paralı askerler ve suç çeteleri ülkenin dışına atılana kadar savaşa devam edileceğini bilhassa vurguladı.

İkiyüzlü Ülkeler İş Başında

1912 Afgan gönüllüler Libya'da

Buna ek olarak, Hafter milisleri Sabrata ve Surman dâhil yedi sahil şehrini kaybettikten sonra birçok ülke ateşkes çağrıları yapmaya başladı. Şunların ikiyüzlülüğüne bakar mısınız? Başkent bombalanırken, siviller katledilirken, altyapı ve ticari merkezler tahrip edilirken seslerini çıkarmayanlar, yalandan bile olsa gözlerinden bir damla yaş çıkmayanlar, şimdi barış naraları atmaya başladılar. Ne zaman ki yedi sahil şehri kaybedildi ve savaşın seyri Libya ordusu lehine değişti, başımıza barış havarisi kesildiler. Avrupa Birliği, Almanya, Fransa ve İtalya dışişleri bakanları Libya'da ateşkes çağrısında bulunarak 5+5 görüşmelerine dönülmesini talep ettiler.

  • Benzer şekilde Putin ve Merkel de Libya'da ateşkesin zaruri olduğu ve BM'nin gözetiminde müzakerelerin başlatılması çağrısında bulundu. Rusya Dışişleri, Bakan Lavrov'un Libya'da taraflar arasında sulhun temini için gerekli ortamın hazırlanmasına katkı sağlamak için elinden geleni yapacağını açıkladı. Putin' de Sisi ile bir telefon görüşmesi yaptı, Moskova'nın Libya'da sorunu çözecek "Kahire girişimi"ni desteklediğini açıkladı.

Türkiye Bu İşe Pabuç Bırakmaz

Cumhurbaşkanı Erdoğan Fayiz es Serrac ile.

Ancak durum Türkiye'nin ısrarlı itirazı ile karşılaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya'daki gelişmelerin Hafter'in kısa süre içinde oyun dışına itilmesini mümkün kılacağını ifade etti. Bu arada ABD iki başlı görüntü vermeye devam etti. Erdoğan, ABD Başkanı Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde kendisine Türkiye'nin Libya'da başarı sağladığını söylediğini aktarırken, diğer yandan BAE Dışişleri Bakanı da ABD’nin Kahire Deklarasyonu'na destek verdiğini açıkladı. Alman Şansölyesi Merkel ise danışmanı aracılığı ile müzakerelerin Birleşmiş Milletler çatısı altında yürütülmesi ve barış görüşmeleri için BM’nin referans olarak kalması gerektiğini Sisi'ye bildirme zahmetinde bulundu.

  • Afrika Birliği Komisyonu Başkanı da Libya'da bütün taraflara ateşkes çağrısında bulunarak Berlin Mutabakatı çerçevesinde görüşmelere başlanması çağrısı yaptı. Tunus, Cezayir, Fas gibi Mağrip ülkeleri "Kahire girişimi" hususunda bir görüş beyan etmezken, taraflara Birleşmiş Milletler çatısı altında müzakerelere devam etme çağrısını yinelediler.

Terhune Düştü, Kel Göründü

Hafter projesinin başarısız olacağı, tanınan o kadar imkâna rağmen sergilediği zorba ve ahmakça yönetim nedeniyle gayet açıktı.

Farklı bölgesel ve uluslararası aktörler Libya krizine kalıcı siyasi bir çözüm bulunması için koordineli bir çalışma başlatılması yönünde görüş beyan etti. Tunus Dışişleri Bakanı uluslararası meşruiyet ve siyası mutabakatlara uygun olarak Libya halkının ve kurumlarının yanında olduklarını bildirdi.

Bazı ülkelerin, Libya Millî Mutabakat Hükümetini tanıdıkları halde aynı zamanda Hafter'e destek vermeleri ve Birleşmiş Milletlerin kararına aykırı olarak daha birkaç gün önce silah yardımında bulunmaları uluslararası toplumun samimiyetsiz yaklaşımını ortaya koyan en net gösterge. Bu ülkelerin uyguladığı çifte standart, onların Libya Millî Mutabakat Hükümeti’nin yararına olacak bir adım atmayacaklarını açıkça ortaya koyuyor. Bundan dolayı bu ülkeler, bilhassa Terhune'nin meşru hükümet güçleri tarafından geri alınmasından sonra ısrarlı bir şekilde ateşkes çağrısında bulunmaya başladılar.

Hafter Sonrası İçin Hesaplar Başladı

Hafter projesinin başarısız olacağı, tanınan o kadar imkâna rağmen sergilediği zorba ve ahmakça yönetim nedeniyle gayet açıktı.

Hafter'in sözcüsü Tümgeneral Ahmed Mismari’nin, Millî Mutabakat Hükümeti güçleri Sirte, Cufra ve petrol limanlarını geri almak üzereyken, "Operasyonlarımız devam ediyor, Mısır girişimi’ne uyulana, terörist şehirlere boyun eğdirene kadar durmayacağız" şeklinde üst perdeden atıp tutması bu başarısızlığı perdelemeye yetmeyecek. Bu noktada Fransa, Rusya ve diğer devletler, Hafter projesi çerçevesinde elde etmeyi düşündükleri kazanımların tamamını yitireceklerini hesap ederek durumu kurtarmanın yollarını aramaktalar.