TUSAŞ için çocuk oyuncağı!

ATİLLA DİŞ
Abone Ol

Türk Hava Yolları'nın pilot eğitim kurumu TAFA, birkaç yıl içinde tepeden tırnağa yerli imkânlarla üretilmiş tek motorlu uçakları kullanıyor olacak. İmzalar atıldı, TUSAŞ'a sipariş verildi.

KAAN, HÜRJET, HÜRKUŞ, GÖKBEY, ANKA ve ATAK gibi bir dizi askerî projeyle meşgul Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), sivil eğitim uçağı üretme yolunda ilk adımı attı: THY için tek motorlu uçak üretilecek. Sıfırdan tasarlanacak eğitim uçağının 2026 itibariyle hazır hale getirilmesi hedefleniyor. Türk Hava Yolları'nın pilot yetiştirdiği Turkish Airlines Flight Academy (TAFA), TUSAŞ'a 20 uçaklık ilk siparişini verdi. Firmanın bu tipte daha yüzlerce uçağa ihtiyacı var.

Yolcu sayısı, uçuş hattı ve kârlılıkta rekorlar kıran THY'nin genel müdürü Ahmet Bolat, sivil havacılıkta Türkiye'de yılda 600 pilot yetiştiğini, oysa kendi ihtiyaçlarının ortalama 1000 pilot olduğunu, bu nedenle eğitim çalışmalarına hız vermek için acilen uçak almaları gerektiğini söylüyor. "Dünyada bir darboğaz var. 10 yılda uçak ihtiyacımız 100 adet. Dünyanın ise şu anda 3 binden fazla eğitim uçağına ihtiyacı var" diyen Bolat, seri üretim hattının kurulmasıyla yılda 200 adet uçak üretilip satılabileceğini kaydediyor.

Amerikan uçaklarına Türk rakip

Beechcraft Bonanza.

TUSAŞ için bu proje, uğraştığı diğer işlere bakıldığında adeta çocuk oyuncağı gibi kalıyor. Sivil eğitim uçağı üretimiyle sektörde önemli bir boşluk doldurulmuş olacak. Amerikan Cessna, Piper Cherokee, Beechcraft Bonanza ve Cirrus gibi önemli oyuncuların karşısına 3 yıl içerisinde her şeyiyle Türk üretimi bir yerli uçak semalarda boy gösterecek.

Fiyatları 150 bin dolar ile 1 milyon dolar arasında değişen bu uçaklar istihdam konusunda da özellikle deprem bölgesine büyük faydalar sağlayabilir. Çünkü savunma sanayii firmaları depremin vurduğu illerde yatırım atağına kalktı ve TUSAŞ, uçak yapısalları üretme konusunda fabrika kurmak üzere Maraş'ı seçti.

Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, tek motorlu sivil eğitim uçaklarının TUSAŞ'ın Maraş'ta kuracağı tesislerde üretilebileceğini belirtiyor. Şirket bu ildeki faaliyetlerine Temmuz ayı itibariyle başlamış olacak. Yeri gelmişken, savunma sanayii kurumlarının hangi ilde ne yapacağına kısaca göz atmakta fayda var:

  • Deprem bölgesine hangi tesisler kuruluyor?
  • Kahramanmaraş: TUSAŞ - Uçak parçaları ve sivil eğitim uçağı üretim tesisi
  • Malatya: ASELSAN - Çok katmanlı baskı devre kartı üretim tesisi
  • Hatay/Kırıkhan: ROKETSAN - Silah ve roket sistemleri üretim tesisi / PAVOTEK - Bilişim ürünleri üretim tesisi
  • Elazığ: TÜYAR Mikro Elektronik - İleri teknoloji çip paketleme tesisi / STM - Duvar arkası radar üretim tesisi
  • Adıyaman: TUSAŞ ve ASELSAN - Kablo ve konektör üretim tesisi
  • Gaziantep Nurdağı/İslahiye: TUSAŞ ve ROKETSAN - Karbon elyaf üretim tesisi

PKK mayınlarının şifresini çözen adam

'PKK mayınlarının şifresini çözen Türk mühendis' hikâyesi meğer şehir efsanesi değilmiş. 2007 yılında bir gece vakti gökyüzüne yaydığı frekansla onlarca tuzaklı bombanın patlamasını sağlayan ismin Selçuk Bayraktar olduğu ortaya çıktı.

Melih Gülova.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nde mini insansız hava araçlarının ilk kez kullanılmaya başladığı dönem Baykar şirketine sahada test faaliyetleri için yardım eden subaylardan Yarbay Melih Gülova, 2007 Haziran'ında terör örgütü PKK'nın yola döşediği mayının infilak ettirilmesi sonucu Şırnak'ta şehit düştü.

Gülova'nın şehadetine yol açan saldırıda PKK, gelişmiş bir şifreli EYP düzeneği kullanmıştı. Örgütün 'TOL-QAZİ' adını verdiği bu tip düzeneklerden biri, Mehmetçiğin arama-tarama çalışmaları sırasında patlamadan ele geçirildi. Dönemin komuta kademesi, TOL-QAZİ düzeneğinin çalışma sistemini çözmesi için Selçuk Bayraktar'a başvurdu.

Gece vakti gökyüzüne yayılan frekansla PKK mayınlarının kendiliğinden patlamasıyla sonuçlanacak hikâye de böyle başladı. Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, firmanın genel müdürü Haluk Bayraktar ve dönemin Şırnak Akçay Piyade Tugayı Kurmay Başkanı Albay Mustafa Köseoğlu çarpıcı öyküyü 'Hedef KIZILELMA' belgeselinde ilk kez anlattı.

TOL-QAZİ.

İşte kriptolu patlayıcının öyküsü

HALUK BAYRAKTAR: Bir gün bize Şırnak'ta tugaydayken teröristlerin kullandığı uzaktan kumandalı mayın cihazı geldi. Patlamamış, ele geçirilmiş sağlam bir şekilde... Bu acayip bir hikâyedir bu arada...

SELÇUK BAYRAKTAR: Bizden destek istediler, mühendisler olarak. Dediler ki 'şu cihazı inceler misiniz? Bunlar nasıl çalışıyor? Jammer var mı?' Jammer'lar elektromanyetik bağlantıyı kesebiliyor. Biz incelemeye başladık.

HALUK BAYRAKTAR: Biz o cihazı açtık, bir baktık... Adamlar bayağı şifreli, ileri teknoloji, kriptolu bir cihaz geliştirmişler ve bizim Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullandığı Jammer'lar da o frekansları bastırmıyor. Ve bunları seriye oturtmuşlar, ilk başta el yapımıymış, sonra elektronik kartları seri basmışlar. İsmi de var; TOL-QAZİ 'Gazi'nin İntikamı' diye...

Selçuk Bayraktar.

SELÇUK BAYRAKTAR: Biz cihazı biraz daha incelemeye başladık. Bunlar tabi birkaç günde oluyor. Nasıl çalıştığını çözmek... İşte şifre gönderdiğini belirledik. İşaret ve parola gibi önce işareti yolluyor, yani bir cümle söylüyor verici; alıcı o cümleyi alıyor, eğer alıcıyı açan cümleyse o... O açık hale geliyor. İkinci cümleyi de söylediğinde patlatıyor. Böyle bir sistem. Tabii bir de şeyi bulmak gerekiyordu; bu hangi mantıkla şifreyi üretiyor?

MUSTAFA KÖSEOĞLU: Onun üzerinde çalıştı epeyce Selçuk o zaman... Bu basit bir şey değildi. Profesyonel elden çıkmış bir şey. İçindeki, düzenekteki parçaların, komponentlerin üzerleri hep silinmişti. Yani ne olduklarını bilemiyorduk.

SELÇUK BAYRAKTAR:Gece 4 müydü, 5 miydi? Odalara çekildik. Orada ben de bilgisayarımın ekranından bakıyordum 'acaba burada bir pattern var mı' diye. O sırada, sabaha karşı bir saatte fonksiyonu çözdüm. Bağlantıyı kurdum. Sonraki gün hemen biz elimizdeki elektroniklerle teröristlerden ele geçen vericilere bağlayarak bütün o cihazların şifrelerini bir anlamda gökyüzüne yollayan bir sistem yaptık.

HALUK BAYRAKTAR: Artık biz bu cihazın, bu bir virüs ise biz bunun antivirüsünü geliştirdik. O cihazlar belli yerlerde kuruldu; bizim askerler hiç hareket halinde değilken çalıştırdık... Bir sürü yerde mayın patladı. Eğer onu biz patlatmamış olsak belki oradan asker geçtiği sırada patlatılacaktı.

MUSTAFA KÖSEOĞLU: Uçağı (mini insansız hava aracı) bıraktık o dönem. Bununla uğraştık. Çünkü canımız oradan yanıyor.

Haluk Bayraktar.

HALUK BAYRAKTAR: (Mayınları frekansla patlatınca) Ortalık ayağa kalktı. Niye? Bu cihazları bir yıl önce ele geçirmişler, kimse bir şey yapmamış. Öyle rafta duruyor. Bizim bunu çözüyor olmamız, bazılarının bu konuda nasıl gevşek davrandığını açığa çıkardığı için... Bu cihazları aldılar bizden. Bunu yaşaması babamı (Özdemir Bayraktar) şok etti. Çok sorguladı kendini. Her şeyi bırakma noktasına geldi. Şırnak'tan döndü ve bırakacaktı, bütün her şeyi durduracaktı. Düşünün, askerimiz şehit oluyor. Teröristlerden ele geçirilen cihazların şifresini kırıyoruz ve onu kırdıktan sonra bunları her yere yayıp, EYP-mayınları kimse yokken patlatıp engelleme şansın var ve bu işlem durduruluyor. Babamın havlu attığı kilometre taşlarından biri budur. Çok morali bozulmuştu.