Virüsün de kafası karışık

TEVFİK ŞAHİN
Abone Ol

6-7 aydan bu yana dünyayı kasıp kavuran Çin virüsü, ABD’de başlayan ve Avrupa ülkelerine de yansıyan ırkçılık karşıtı protestolar nedeniyle gündemin zirvesinden düştü. Bu düşüşte hastalığın merkezinin ABD ve Avrupa’dan, daha az ilgi çekici olan Güney Amerika ülkelerine kaymasının da etkisi oldu. Hastalığın ABD’de etkisini yitirmesi ise kafaları karıştırdı. 25 Mayıs’tan bu yana ırkçılık karşıtı eylemler nedeniyle sokaklarda olan ABD’de vaka sayıları hızla düşüyor. Havaların sıcak olmasının virüsün etkisini düşürdüğü teorisi ise, Meksika ve Brezilya tarafından çürütülüyor.

Korona virüsün etkisini batıda yeni yeni hissettirmeye başladığı günlerde, dünyada ‘sürü bağışıklığı’ ve ‘karantina’ tartışmaları yaşanmış; İsveç ve İngiltere’nin başını çektiği bazı ülkeler kısıtlamaların ve sosyal mesafenin işe yaramayacağını iddia etmişti.

Türkiye bastırdı - Hafter’in kimyası bozuldu
Gerçek Hayat

Virüsün dünyaya duyurulduğu ilk günden bugüne 6 ay geçti ve rakamlar bu iki yöntemden hangisinin daha doğru olduğu konusunda ipucu vermekten çok uzak.

Rakamlar, Protestolara Rağmen Düşüyor

üz binlerce insanın sokaklarda eylem yaptığı kentte günlük vaka sayıları 200-300 arasında değişiyor.

Fakat 25 Mayıs’tan bu yana ABD ve başta Fransa olmak üzere Avrupa’nın kalabalık ülkelerinde yaşanan sokak eylemleri, DSÖ tarafından da desteklenen sıkı kısıtlama kurallarının sorgulanmasına neden oldu. Çünkü olayların başladığı günden bu yana ABD’de yeni vak’a ve ölü sayıları istikrarlı bir şekilde düşüyor. Ülke genelinde 28 Mart’tan bu yana ilk kez vakalar 20 binin altında seyretmeye başladı.

Günlük ölümlü vaka sayıları ise ilk defa geçtiğimiz hafta yüzlü basamak ortalamasını yakaladı.

  • George Floyd eylemlerinin merkezi olan Minneapolis’ten sonra en fazla gösterinin düzenlendiği Washington’da ‘evde kal’ tavsiyeleri artık geçerliliğini yitirdi. Yüz binlerce insanın sokaklarda eylem yaptığı kentte günlük vaka sayıları 200-300 arasında değişiyor. Günlük ölü sayısı ise 2 ile 11 arasında değişiyor.

En Düşük Vaka Ve Ölü Sayıları

İki ülke de en düşük günlük ölü sayısını geçtiğimiz hafta yakaladı.

ABD’de en fazla vak’a ve ölümün görüldüğü New York da gösterilerden nasibini aldı ve binlerce insan ırkçılık karşıtı gösteriler için sokaklara aktı. Ancak New York’ta da son iki haftada günlük vak’a ortalaması 2 binlerden binler seviyesine düştü. Günlük ölü sayısı ise ilk defa geçtiğimiz hafta 29’a kadar indi.

Sokak eylemlerinin sıçradığı Londra ve Paris’te de durum farklı değil. Binlerce göstericinin sokaklara akın ettiği ve sosyal mesafenin hiçe sayıldığı iki ülkede korona vak’a sayıları istikrarlı bir şekilde düşme eğiliminde. Fransa’da günlük vaka sayısı 200’e, İngiltere’de ise bine kadar indi. İki ülke de en düşük günlük ölü sayısını geçtiğimiz hafta yakaladı.

Düşme Nedeni Sıcak Havalar Değil

Sıcak havaların gelmesiyle virüsün etkisini bir miktar kaybedeceği öne sürülmüştü.

ABD ve Avrupa’da eylemlerin yoğunlaştığı bölgelerdeki vaka düşüşlerinin nedeni de, bu bölgelerde sıcaklıkların yükselmesi olarak görülebilir. Ancak virüsün yeni merkezine dönüşen ülkeler bu konuda ezber bozuyor. Tropik kuşaktaki ekvator ve Meksika ile yaz aylarının yaşandığı Rusya, hastalığın yeni merkezi haline geldi.

Günlük 30 bini geçen vak’a sayıları ve 1500 ortalama günlük ölü sayısı yaşanan Brezilya’da (Sao Paulo, Rio de Janeiro) hava sıcaklıkları 30 derece düzeyinde seyrediyor. Daha da sıcak olan Meksika ise 4 Haziran’da 1092 kayıpla bir gün içinde binden fazla can kaybı yaşayan ülkeler listesine girdi. Bu rakamlar nedeniyle hastalığın yeni merkezi olarak anılmak istemeyen Brezilya, geçtiğimiz hafta günlük rakamları bir daha açıklamama kararı aldı.

‘Evde Kalın’ Diyen Doktor Ve Hemşireler Sokağa İndi

  • Salgının başından bu yana insanların evde kalması için uğraşan sağlık çalışanları ise protestoculara destek vermek için tüm uyarıları askıya aldı.

‘Sizin için zorluklara katlanıyoruz, siz de evde kalın’ diyerek maske izi bulunan çehrelerini reklam yüzü yapan doktor ve hemşireler, maske bile kullanmayan eylemcilere destek vermek için hastane önlerinde alkışlı protesto eylemi gerçekleştirdi.

DSÖ Maske Konusunda Uyandı

DSÖ, açıklamanın ardından da maske kullanımının virüse karşı etkili olduğunu kabul ederek, hükümetlere maske takmayı teşvik etmeleri tavsiyesinde bulundu.

Dünya yavaş yavaş sözde salgını gündeminden çıkarırken, DSÖ’den ‘korkutucu açıklamalar gelmeye devam ediyor. Cenevre’deki basın toplantılarında kâbus senaryoları anlatan DSÖ Direktörü Tedros Ghebreyesus, 136 bin yeni vak’a ile en çok vak’anın önceki hafta, 4-5 Haziran’da yaşandığını söyledi. Rakamı yine de ‘korkunç’ olarak tanımlayan Tedros, temkinli olmaya çağırdı. Bu ‘temkin’i ise “Salgının başlamasından beri 6 ay geçti. Şu an ülkelerin önlemlerini kaldırmak için uygun bir zaman değil” şeklinde açıklayarak sıkı tedbirlere devam edilmesini tavsiye etti. DSÖ, açıklamanın ardından da maske kullanımının virüse karşı etkili olduğunu kabul ederek, hükümetlere maske takmayı teşvik etmeleri tavsiyesinde bulundu.

Sıkı Kısıtlamalar Fazla Mı Sıkıydı?

Karikatür: Dario Castillejos

Sözde salgının başından bu yana test ve tedavide kendi yolunda ilerleyen Türkiye ise, sıkı tedbirler uygulayan ülkeler listesine girdi. İlk günden bu yana kademeli olarak tedbirleri artıran Türkiye’nin yarı serbest karantinası, 175 bini aşkın vak’a sayısıyla dünyada 11. sıraya çıkmasına engel olamadı.

Buna rağmen 1 milyonluk nüfustaki ölüm oranı listesinde Türkiye 56 ölümlü vak’a ile 215 ülke arasında 175. sırada yer aldı.

Türkiye’nin tam aksi yönde, sürü bağışıklığı yöntemini seçen ve tedbir almayan İsveç ise 1 milyonluk nüfusta 467 ölüm oranına sahip. Yani 8 katı. Hiçbir tedbir almayan ülkede virüsün 1 milyonluk nüfusta yayılma oranı ise Türkiye’nin sadece 2 katı.

  • Bu yaşananlar ve rakamlar, ‘virüse karşı alınan sıkı tedbirler gerekli miydi?’ sorusunu akıllara getiriyor.

Türkiye’nin hayatını kaybeden hasta sayısını düşük tutmak için uyguladığı tedbirler işe yaramış olsa da, bu tedbirleri uygulamayan ülkelerin korkunç kayıplar verdiği söylenemez. İsveç ile Türkiye’nin ölümlü vaka sayısı neredeyse aynı. ABD ise virüsü yaymak için bütün koşulları temin etse de, ‘krizin merkezi’ ünvanını güney komşularına kaptırdı. Bu durum tek bir gerçeğe işaret ediyor: Yarın nasıl bir virüsle uyanacağımızı Allah bilir.