2018'de global fayları sarsma ihtimali yüksek 5 isim

HİKMET YALÇINKAYA
Abone Ol

2018 yılında alacakları siyasi ve ekonomik kararlarla bu yıla damga vurma ihtimali yüksek, yapacakları hamlelerle adlarından sıkça söz ettirebilecek, küresel ve bölgesel jeopolitik fay hatlarında kırılmalara sebep olabilecek birçok kritik isim var. Bu isimlerden 5’i haberimizde.

2018 yılında global fayları yerinden oynatması muhtemel 5 isim...

1. Robert Muller - Donald Trump’ın Rusya ile İlişkilerini Soruşturan Özel Büro’nun Şef
Robert Mueller, 2018’de dünyada adı en çok konuşulacak kişilerden biri olabilir. Bu tezin tam zıttı da olabilir fakat bu tamamen halen üzerinde çalıştığı araştırmanın sonuçlarına bağlı. Amerikan Adalet Bakanlığı tarafından kurulan Özel Komisyona Başkanlık eden Robert Mueller, ABD Başkanı Donald Trump’ın 2016 seçimleri sırasında Rusya ile ABD seçimlerine müdahale edebilecek şekilde bir ilişki kurduğu iddialarını araştırıyor. ABD’nin New York kentindeki Dünya Ticaret Merkezinin ikiz kulelerine uçaklarla terör saldırısından sadece bir hafta önce FBI koltuğuna oturmuş bir isim olan Robert Mueller, bu görevini hem Bush hem Obama döneminde 2013’e kadar sürdüren biri. Eğer Mueller, Putin ve Trump arasında Amerikan siyasetine müdahale anlamında gelebilecek bir ilişki olduğunu tespit ederse bu sonuç Trump’ın Başkanlık koltuğundan indirilmesiyle sonuçlanabilir. İşte bu, Mueller’i 2018’in en önemli şahıslarından biri yapıyor. Geçen yılın son haftalarında Wall Street Journal gazetesine açıklama yapan Donald Trump’ın avukatı Jay Sekulow, Trump dosyasının bir an önce aciliyetle son bulmasını beklediklerini açıkladı. Bunu araştırma sonucunun Trump lehine çıkabileceğine dair işaret olarak görenler oldu. Ancak Mueller’in ofisi, bu konudaki soruları cevaplamayı reddetti. Araştırmayı ‘deli saçması’ olarak niteleyen Trump’ın Muelleri kovma ihtimali de konuşulanlar arasında. Demokrat milletvekili Mark Warner’e göre, Trump’ın böyle bir hareket yapması ABD’de bir anayasal krize varacak ağır bir duruma neden olur. Trump ekibinin Mueller aleyhinde yoğun bir kampanya başlatması bu ihtimali kuvvetlendiriyor. Nitekim Trump, kendisi hakkında, Rusya ile ilişkisi olduğuna dair tanıklık yapan FBI Başkanı James Comey’i  işten kovmuştu.
2. MUHAMMED BİN SELMAN - Suudi Arabistan Veliaht Prensi


2017’de veliahtlık makamına hızlı ve olaylı geçiş serüveniyle 2017’de dünyada en çok konuşulan isimlerden biri olan Suudi Arabistan’ın 32 yaşındaki genç Prensi Muhammed bin Salman, 2018’de de dört nedenden dolayı gündemde olmaya devam edecek. Birincisi, Suud hanedanından çok sayıda prensin de aralarında bulunduğu 200 kişiyi yolsuzluk gerekçesiyle tutuklaması. İkincisi, Suudi Arabistan’ı ılımlı İslam’a dönüştüreceğini açıklaması. Üçüncüsü 2 trilyon dolar değer biçilen devlet petrol şirketi Aramco’yu halka arz edeceğini beyan etmesi. Dördüncüsü, Suudi Arabistan-Ürdün sınırında ve İsrail’e de yakın bir bölgede, 500 milyar dolara mal olacak Neon isimli bir şehir kuracağını ilan etmesi. Geçen yıl Suudi Arabistan’da hayat tarzının serbest hale gelmesi için açılımlar yapacağını ilan eden genç prens Salman, 250 yıllık Vehhabi felsefesini ve Suud alimlerini karşısına aldı. Trump’ın Suud ziyareti sonrasında, kimilerine göre onun fikir babası sayılan Birleşik Arap Emirlikleri Prensi Abdullah bin Zayed ile birlikte Katar’a ambargo uygulama kararı aldı ve hayata geçirdi. Ancak Trump’ın bu adıma destek vermemesi nedeniyle ambargodan kesin bir netice alamadı.   Suudi Arabistan’ın 80 yaşının üzerindeki Kralı Salman bin Abdü- laziz Al Saud, veliaht makamındaki yeğeni azlederek ev hapsine aldı ve onun yerine veliaht prenslik koltuğuna oğlu genç Salman’ı oturttu. Suudi Arabistan’ın geleceği tamamen onun omuzlarına emanet edilmiş oldu. Veliaht Salman’ın karşısına çıkan ilk ve en hayati sorun, düşük petrol fiyatları nedeniyle uzun süredir alarm veren ekonomik zorlukların üstesinden gelmek. Salman’ın petrol fiyatlarının 30 dolarlara kadar düşmesi nedeniyle tarihinde ilk defa dış borç almak zorunda kalan ve bütçe açığı veren ülkeye para kazandırmak ve petrol sonrası dönemde çeşitlenmiş bir ekonomiye sahip olabilmek için köklü reformlar yapması gerekiyor. 
3. MIKE PENCE - ABD Başkan Yardımcısı
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Donald Trump’ın görevden alınması halinde ABD’nin Başkanlık koltuğunun doğal sahibi olacak tek isim. Eski kongre üyesi ve Indiana valisi Mike Pence, 2016'da Başkan Donald Trump ile birlikte Birleşik Devletler Başkan Yardımcılığına seçildi.   1959'da Indiana'da doğan ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Hanover Koleji ve Indiana Üniversitesi McKinney Hukuk Fakültesi mezunu. Üniversite yıllarında sıkı bir Hristiyan dindar haline gelen Pence, 1990'lı yıllarda muhafazakar bir radyo ve TV talk-show sunucusu oldu. ABD’de 2016 Başkanlık seçimine Cumhuriyetçi Parti’den aday olan Pence, daha fazla ilerleyemeyince tercihini diğer aday olan Ted Cruz’dan yana yapmıştı. Ancak daha sonra Trump’la anlaşarak onun başkan yardımcısı olmak karşılı- ğında adaylıktan Trump lehine çekildi. Michael Richard Pence, 7 Haziran 1959'da Indiana'nın Columbus kentinde dünyaya geldi. Nancy ve Edward Pence'in altı çocuğundan biri olan Pence, benzin istasyonu işleten emekli bir ABD ordusu mensubunun oğlu. Ailesi İrlandalı Katolik bir kökenden geliyor. Eski Başkan Demokrat John F. Kennedy'ye hayran olarak büyüdü ama aynı zamanda Cumhuriyetçi Başkan Ronald Reagan’ın sıkı bir takipçisiydi. Pence, Trump'ın görüşlerinin bazılarına karşı çıkmasına rağmen, Cumhuriyetçi Parti’den gelen talep ve teşvikler nedeniyle Trump’ın yanına geçti. Trump 15 Temmuz 2016'da attığı bir tweet’te, Pence'in başkan yardımcılığı adayı seçildiğini resmi olarak ilan etti.
4. JEREMY CORBYN - İngiltere İşçi Partisi Lideri


İngiltere İşçi Partisi Başkanı ve ana muhalefet partisi lideri Jeremy Corbyn, anketlere göre, başbakanlık koltuğuna her geçen gün biraz daha yaklaşıyor. Geçmişte İngiliz monarşisini ortadan kaldırmayı vaat eden Corbyn, şimdi muhalefet lideri olarak Britanya Kraliçesi’nin Buckingham Sarayı’nda etkinliklere katılıyor. Ama, İngiltere başbakanı dahil herkesin Kraliçe’ye boyun eğerek selamladığı törenlerde boyun eğmiyor, sadece gülerek etrafa göz kırpıyor. Ayrıca, ulusal kutlamalarda ‘Tanrı yüce Kraliçeyi korusun’ sözlerinin geçtiği Britanya milli marşına eşlik etmemekte ısrar ettiği için muhafazakar kesimden yoğun tepki alıyor. Gençler arasında artan popülaritesiyle İngiltere siyasetinin yükselen gücü haline gelen Corbyn, 2019 seçimlerinde İngiltere Başbakanlığı koltuğuna oturabilir. Geçmişte, Kuzey İrlanda’nın Britanya’dan ayrılmasını savunan İrlanda ayrılıkçı ordusu IRA’nın liderleriyle yakın temasları vardı. Bu nedenle, 1990’lı yıllarda, hakkında, demokrasiyi ortadan kaldırmak suçlamasıyla davalar açıldı. İngiliz iç istihbarat servisinin yakın gözetimi altında tutuldu. ABD ve İngiltere öncülüğündeki Batı koalisyon güçlerinin 2002’de Afganistan’ı ve 2003’te Irak’ı işgal etmesine açıkça karşı çıktı. Protesto için ülke içinde ve dışında onlarca eyleme katıldı. Britanya hükümetinin Hamas’ı terörist organizasyon olarak tanımlaması hakkında ‘çok, çok büyük tarihi hata’ dedi. İsrail’in Filistinlilere yaptıklarını ‘ırkçılık’ olarak niteledi. Suudi Arabistan’ın Yemen’e müdahalesine karşı çıktı. Suriyeli mültecilere kapılarını kapatılmasını isteyen İngiliz ve Avrupalı siyasetçilere ağır sözler söyledi. Haziran 2017 genel seçimlerinde genç oylarının İşçi Partisine akmasını sağlayarak partinin son 25 yılda aldığı en yüksek oyu yakaladı. Son iki yılda İşçi Partisi’ne tam üye olanların sayısı, 600 bine çıkarak zirve yaptı. Üye sayısı ondan önce en fazla Tony Blair döneminde 400 bine çıkmıştı. Gordon Brown ve Ed Miliband döneminde 200 binlere inmiş olan üye sayısını son iki yılda üç kata yakın artıran Corbyn, halk rüzgârını arkasına almış görnünüyor. 2019 genel seçimlerine için şimdiden 35’ten fazla anket yayınlandı. Bunların ortalamaları- na göre, İşçi Partisi yüzde 42,5 oy oranı ile yüzde 39’da kalan Muhafazakâr Parti’nin önünde seyrediyor.
5. MOON JAE-IN - Güney Kore Devlet Başkanı
Kuzey Kore ile ilişkilerde sertlik yanlısı bir tutum izleyen Güney Kore Başkanı Park-hye’nin bir skandalla devrilmesi üzerine Başkan seçilen Moon Jae-in, eğer Kuzey Kore krizi 2018’de bir savaşe evrilmeyecekse, bunda başarı payı en fazla olan isim olabilir. Kore Savaşı'nın sonlarında, 1953’te Güney Kore'de küçük bir adada doğan Moon Jae-in, ilk yıllarını yoksulluk içinde geçirdi. Kyung Hee Üniversitesine devam ederken öğrenci gösterilerinin lideri oldu ve yirmi yıldan sonra insan hakları avukatlığı yaptı. Şarkıcı Kim Jung-sook ile evli olan Jae-in, Destiny (Kader) adlı kitapta otobiyografisini yazdı. Geçmişte, Güney Kore’nin efsane lideri olarak bilinen Park Chunghee'ye karşı protesto gösterileri düzenledi ve bir gösteride tutuklandı. 2012 yılında ulusal meclis üyesi seçildi. 2015’te Kore Demokratik Partisi başkanı oldu. Selefi, Park Geun-hye hakkında yolsuzluk dosyaları çıkınca 2017’de Seul’de yüzbinlerce kişinin katıldığı protestolara öncülük etti. Park Geun-hye’nin başkanlıktan azledilmesi üzerine 2017 Mayıs ayında yapılan seçimde Kore Cumhuriyeti Başkanlı- ğına neredeyse iki kat fazla oy alarak seçildi. Seçilir seçilmez, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un nükleer silah programıyla ilgili yüz yüze görüşme yapmak için hazır olduğunu açıkladı. İlk işi, Kuzey Kore krizi hakkında sert açıklamalar yapan ABD Başkanı Donald Trump’ı yumuşatmak amacıyla Washington’a gitmek oldu. Kuzey Kore işinde agresif bir politika izleyeceği açık olan Trump’ın ABD Başkanı olarak seçilmesinden sonra Güney Kore’de sertlik yanlısı iktidarın kısa sürede devrilerek yerine barışçıl politikaları savunan Moon’un gelmesi dikkat çekti. Moon’un gelmesi ile muhtemel bir savaşta Kim’in ilk saldıracağı yer olan 25 milyon nüfuslu Seul şehri rahat bir nefes aldı.