3 güvenlik uzmanından ABD’nin PKK kararı değerlendirmesi

ÇAĞRI SAÇARALP
Abone Ol

Güvenlik uzmanları, ABD’nin 'adalet için ödül' programı kapsamında PKK üst düzey yöneticileri Murat Karayılan için 5 milyon dolar, Cemil Bayık için 4 milyon dolar, Duran Kalkan için 3 milyon dolar ödül koymasını değerlendirdi.

Amerikan Büyükelçiliği'nden yapılan açıklamada, terörist başı Murat Karayılan'ın başına 5 milyon dolar, Cemil Bayık için 4 milyon dolar, Duran Kalkan için ise 3 milyon dolar ödül verileceği duyurulmuştu.

ABD Büyükelçiliği'nden gelen açıklamada şu ifadeler yer almıştı:

  • "Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı olarak göreve başlamamın ardından Ankara’ya ilk ziyaretimi gerçekleştirmekten büyük mutluluk duydum. İki gün süren ziyaretim kapsamında Türk hükümetinden üst düzey yetkililer, iş dünyasından temsilciler ve milletvekilleri ile bir araya gelerek ülkelerimizi ilgilendiren ve ortak menfaatlerimize ilişkin konularda görüş alışverişinde bulunma fırsatını yakaladım. Amerika Birleşik Devletleri, NATO müttefikimiz Türkiye ile terörle mücadele alanında yürüttüğü işbirliğine değer vermektedir. Ziyaretim kapsamında, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın “Rewards for Justice (Adalet için Ödül)” programının PKK terör örgütüne mensup üç üst düzey ismi hedef aldığını duyurmaktan mutluluk duymaktayım. ABD Dışişleri Bakanlığı, söz konusu PKK’lıların kimlik ya da yer tespitini mümkün kılacak bilgiler karşılığında para ödülü verilmesini onaylamıştır. Buna göre, Murat Karayılan için (5 milyon Amerikan dolarına kadar), Cemil Bayık için (4 milyon Amerikan dolarına kadar) ve Duran Kalkan için (3 milyon Amerikan dolarına kadar) ödül verilecektir."
  • ABD Dışişleri Bakanlığı, PKK’yı 1997 yılında Göçmenlik ve Uyruk Kanunu’nun 219. bölümü uyarınca yabancı terör örgütü olarak kabul etmiştir. ABD hükümeti, 2001 yılında PKK’yı 13224 sayılı Başkanlık Kararnamesi uyarınca Küresel Terör Unsurları listesine almıştır.
  • Bu teröristlere ilişkin daha fazla bilgiye Rewards for Justice web sitesinden ulaşılabilir:

Uzmanlar, ABD'nin terör örgütü PKK'nın elebaşları hakkındaki bilgiler karşılığında para ödülü koymasını değerlendirdi.

İşte 3 uzmandan ABD'nin PKK kararına yönelik 3 görüş...

0. Mete Yarar

"Bir politika belirlerken, terör örgütünün uzantıları için de aynı politika benimsenir. El Kaide ve El Nusra'da olduğu gibi. ABD bunu hep böyle yapar. PKK açısından baktığımızda da YPG ve PYD için de aynı şeyleri düşünmeniz gerekir. Terör örgütlerinin isimlerini değiştirerek onların vasıflarını değiştiremezsiniz; ama başından beri ABD, PKK/YPG konusunda samimi bir yaklaşımla gelseydi, bugünkü tavrını kabul ederdim. 'ABD Türkiye'nin terörle mücadelesinde katkı sunmak istiyor' derdim.

Ama bir taraftan YPG'ye 5 bin TIR'a yakın malzeme göndereceksiniz, YPG'yle beraber ortak devriye atacaksınız ve arkasından “ben Türkiye'nin güvenliği için PKK'nın 3 kişisinin başına para ödülü koyuyorum” diyeceksiniz. Buna, dünyanın hangi ülkesi olursa olsun çok fazla samimi olduğuna inanmaz. Türkiye'nin bu üç kişi için yapmış olduğu bir mücadele zaten var. Neden ABD şimdi böyle bir açıklamayı yapma gereği hissetti? Bunun iki tane sebebi var. Aslında 1 sene öncesinden bazı yorumcular, PKK'nın 15 Temmuz'dan sonra Türk güvenlik güçleri karşısında yok olma düzeyine gelmesiyle beraber 3 önemli ismin tasfiye edileceğini yazmaya başlamıştı.

Bu isimler bugün açıklandığında bana çok da sürpriz gelmedi. PKK'nın bu kadar başarısız olmasının sorumluları arasında bu 3 kişi gösteriliyor. Bu 3 kişi nedense bugün başına para ödülü konulan isimler olarak karşımıza çıktı. İkinci bir faktör olarak da şunu söyleyelim. Acaba ABD, bu 3 kişinin yakalanma konusunda sona doğru geldiğinin farkına mı vardı? Ve bu işin içerisinde kendisine de bir paye çıkarmak istiyor olabilir mi? Türkiye, dikkat ediyorsanız kendi listesini yayınladığından beri, listelerdeki birçok kişiyi ya yakaladı, ya da ölü olarak ele geçirdi. Türkiye kendi yol haritasını, başkalarının ne yapacağı değil de, kendi milli politikasıyla üzerine gitmeye başladığı andan itibaren, zaten ABD bir şekilde Türkiye'nin çizgisine geliyor. "
0. Abdullah Ağar

"Şimdi yeni bir süreç var, yeni bir konjonktür oluşuyor veya ABD yeni bir konjonktür oluşturmak istiyor. Bir diğer tarafıyla da Türkiye'yle ilişkilerini düzeltme ihtiyacı duyduğunu değerlendiriyorum. Onlar buna 'krizi soğutma' diyorlar. Böyle bir şey de bir jest hareketi gibi gözüküyor. Ama tabii sonuçları itibarıyla bakmak gerekiyor, ne olacak, nereye gidecek diye. Çünkü vermiş olduğum örneklere bağlı olarak bu da bir sürünceme olarak kendisini gösterebilir. Örgütün ve sürecin meşrulaştırılmasıyla ilgili bir süreç var. Buna yönelik engel de kendisinin geçmişte terör örgütü üyesi olarak tanımladığı kişilerin varlığı. Bu kişilerle ilgili bir tasfiye sürecinin başında da olabiliriz.

Yakın zamanda Suriye'deki bazı PKK'lı yöneticilerden ABD'nin rahatsız olduğu ve bu yöneticilerin Suriye'den çıkartılarak Irak'a ya da Kandil'e gönderilmesiyle ilgili bir fotoğraf ortaya çıkmıştı. Bu PKK'nın içerisindeki İran kanadının Suriye'deki alanlardan uzaklaştırılmasıyla ilgili bir denklem olarak kendisini göstermişti. Böyle bir konu da olabilir. Sürekli müzakere halindeler. PKK'nın lider kadrosuyla ABD arasında bir çıkar ortaklığı var. Adı geçen 3 kişiyle bir pazarlık uyuşmazlığı olabilir. ABD bundan rahatsız olabilir. Örgüt liderleri üzerinde bir baskı oluşturmaya çalışabilirler veya onları tasfiyeyle ilgili bir başka süreç devreye girmiş olabilir. Bir de ayrıca bu isimler yaşlandı. Yaşları 65'e geldi, bir emeklilik süreçlerini de öngörmemiz gerekiyor. ABD yeni bir konjonktür oluşturmaya çalışıyor."
0. Doç. Dr. Nihat Ali Özcan
“Kapalı kapılar ardında, bu karar muhtemelen Suriye'deki PKK unsurlarıyla PKK merkezi arasında bir ayrışmayı teşvik etmek için atılmış bir adım gibi duruyor. Bunun sonuç verip vermeyeceğini bilmiyoruz, bu biraz da Türkiye'nin tutumuna bağlı. Ancak bu açıklama Türkiye'yi tam tatmin etmese de şüphesiz ki ABD-PKK ilişkileri, PKK'nın kendi içindeki güven sorunlarını bundan sonraki süreçte ciddi manada tartışmaya açacak. Yani bu açıklama doğrudan bu liderlerin ortadan kaldırılmasını belki sağlamaz, böyle bir adım belki atılmaz ama bu ABD'nin PKK'yla olan ilişkilerinde ciddi bir krizin tetikleyicisi olabilir."