ABD'nin elektronik cihaz yasağının asıl sebebi: Siyasi ve ekonomik ambargo!

HABER MASASI
Abone Ol

Dün alınan kararla birlikte Orta Doğu ülkelerinden ABD'ye yapılacak uçuşlarda yolcuların akıllı telefon ve benzeri cihazları kabine sokması yasaklandı. Peki ama bu yasağın arkasında neler var?

Amerika Birleşik Devletleri, 21 Mart 2017 tarihi itibariyle Başkan Donald Trump imzasını taşıyan ve Orta Doğu ülkelerini kapsayan yeni bir uygulama başlattı. Türkiye başta olmak üzere Mısır, Ürdün, Fas, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt gibi birçok farklı ülkenin dahil olduğu bu yasak, ABD'ye yapılacak uçuşlarda yolcuların akıllı telefon, tablet ya da benzer cihazları kabine sokmasını engelleyecek.
ABD'ye seyahat edecek olan yolcular uçağa telefonla binemeyecek
ABD'nin aldığı bu kararla ilgili kısa süre içinde açıklama yapan Türk Hava Yolları, "İstanbul Atatürk Havalimanı çıkışlı ABD varışlı seferlerimizde geçerli olmak üzere, cep telefonu veya akıllı telefondan daha büyük elektronik cihazların uçak altı kargo bölümünde taşınması konusunda ilgili otoritelerce karar alınmıştır. Medikal cihazların hariç tutulduğu uygulama kapsamında elektronik eşyalar uçak altı kargo bölümünde taşınabilmektedir." şeklinde bir duyuruyla yolcuları uyardı.
Artık yolcular ABD'ye doğrudan uçuşlarda elektronik ürünlerini bavullarında taşımak zorunda.

Alınan bu karar, her ne kadar elektronik cihazların patlama riskine ve güvenlik zaafiyetlerine dayandırılsa da aslında olayın farklı bir boyutu daha var: Ekonomik ambargo! Eğer uçaklara ya da havalimanlarına yapılacak siber saldırılar göz önünde bulundurulsaydı, daha uzun süreli uçuşlar için de benzer önlemler alınırdı.

İstanbul, son birkaç yıl içinde havayolu taşımacılığında hem Atatürk Havalimanı hem de Sabiha Gökçen Havalimanı'nda rekor üstüne rekor kırıyor. Hatta OAG tarafından 2015 ve 2016 yıllarında yayınlanan raporlar, bu yükselişi net bir şekilde gösteriyor.

2010 yılında Atatürk Havalimanı'ndan her gün 30.916 yolcu taşınırken, 2015 yılında bu rakam %328 büyümeyle 132.335'e çıktı. Benzer durum elbette Sabiha Gökçen Havalimanı için de geçerli. Zira 2010 yılında en yoğun günde 3191 yolcu taşınırken, 2015 yılında bu rakam %784'lük büyüme göstererek 28.199 yolcuya çıktı.

Avrupa'nın en büyük düşük bütçeli havalimanı ağına dönüşen Sabiha Gökçen Havalimanı, Haziran 2016'daki hain terör saldırısıyla ne yazık ki beşinci sıraya geriledi. Ancak buna rağmen başta Madrid, Münih ve Roma olmak üzere birçok farklı gelişmiş havalimanını geride bırakmayı başardı.
Bu ambargo, doğrudan ABD'ye gerçekleştirilen uçuşlar için geçerli. Yani aslına bakılırsa aktarmalı uçuşlarda hiçbir kısıtlama yok.

Yasağın arka planında aslında uzunca bir süredir kurgulanan siyasi ve ekonomik ambargo planı yatıyor. Alınan bu karar, uçuşların doğrudan Avrupa ülkelere kaymasına sebep olacak gibi görünüyor. Çünkü aktarmalı uçuşlar için bu yasak geçerli değil! Doğrudan uçuşlar için "sözde güvenlik" önlemleri alan ABD, Avrupa aktarmalı uçuşlarda herhangi bir yasaklama yapmıyor.

Geçtiğimiz dönemlerde İngiltere de benzer bir önlem almış ve bazı ülkeler için elektronik cihazlı uçuşları yasaklamıştı. Fakat bagajlara yerleştirilen elektronik eşyalar, hırsızlıkların büyük bir oranda artmasına sebep olmuştu. Dolayısıyla Türk Hava Yolları'nın yaptığı uyarı da esasında bu kapsamda önem taşıyor.

Üstelik Orta Doğu ülkeleri üzerinde oynanan bu oyun, birçok farklı basın kuruluşu tarafından da eleştiriliyor.