Bol betimlemeli kitapları ve kafiyeli isimleriyle Rus edebiyatı yazarları ve kült olmuş eserleri

HABER MASASI
Abone Ol

Rus edebiyatı, anlatılan sahneyi bir film izler gibi gözünüzde canlandıran uzun ve ayrıntılı betimlemeleri, isimleri kafa karıştırıcı karakterleri ve entrikalı olay örgüsü ile dünya klasikleri arasında ön plana çıkar.

Edebiyat tarihine damga vuran pek çok dönem, millet veya yazar olmuştur. Rus edebiyatı da 11. yy'ın başlarında ivme kazanıp günümüze ulaşan, düşün dünyamızın sınırlarını genişletmeye yönelik romanlarıyla ilk akla gelenlerdendir. Yazılanların hepsi değerli olmakla birlikte, olmazsa olmaz yazarları ve en önemli eserlerinden seçme sözleri bu listede bir arada bulabilirsiniz.
0. Fyodor Dostoyevski
1821 doğumlu yazar annesini küçük yaşlarda kaybetmiştir. Üniversite yıllarında babasının isteği üzerine okuduğu mühendislik fakültesi bittikten sonra kitap yazma serüveni başladı. Yazdıklarından ötürü idama mahkum edilen yazar, infazına saniyeler kala cezası dört yıllık Sibirya sürgününe çevrildi. Yazdıklarıyla yavaş yavaş tanınsa da yaşamaya gerekli parayı kazanamadı ve sara nöbetleriyle boğuştu. 31 Ocak 1881'de kanama sonucu öldü.
0. Suç ve Ceza
Bence, gerçekten büyük insanlar, dünyada büyük acılar çekmek zorundadır.

Ah şu zor beğenir insanlar! Onların prensipleri!.. Sen de baştan aşağı prensipsin yani... Yaylar üzerindeymiş gibi prensiplerinin üzerindesin... Kendi iradenle bir şey yapamıyorsun. Bence bir insan iyi mi, prensip bu işte... Başka bir şey bilmek istemiyorum.

Bir insanı, hele hele bir çocuğu iyi yola sokmak istiyorsan itip kakmayacaksın onu. Çocuklara bir kat daha özenle davranmak gerekir. Ah siz ilerici kafasızlar, dünyadan haberiniz yok! İnsana saygınız yok.
0. Nikolay Vasilyeviç Gogol
1809 Ukrayna doğumlu yazarın kitapları Rus etkisinden çok Kazak kültürünü yansıtır. İş hayatında bir müddet devlet memuru olarak çalışan Gogol, bu işinden ayrıldıktan sonra yakın olduğu Aleksandra Puşkin'in çıkardığı dergide hikayeler yayımlar. Yergi üslubuyla yazdığı eserler tepki toplayınca italya'da yaşamaya başlar. Yakın dostu Puşki'nin ölümüyle kaleme aldığı Ölü Canlar ise onu dünya çapında tanıtan eser oldu. Kitabın 2. bölümünü yakarak yok eden yazar 4 Mart 1852 yaşında henüz 43 yaşındayken Moskova'da öldü.
0. Ölü Canlar
Dünya bizi kötü yola sürükleyecek şeylerle dolup taşıyor, ne yapabiliriz? Korkunç pahalı lokantalar, maskeli balolar, bayramlar, çingenelerle eğlenceler...Herkesin bunu yaptığı bu modaya uyduğu bir çağda karşı koymak güçtür.
Tatlı bir sohbet yemeklerin en iyisinden de daha iyidir.

Unutulmuş ıssız bir köşede rastlanılan bir insan, sıcacık konuşmasıyla insana benliğinin bozuk yollarını, sığınılacak bir köşeciği, zamanı, insanların aptallıklarını, yalancılıklarını unutturabilir.

0. Maksim Gorki
1868 yılından doğan yazar, anne ve babasını kaybetmesinin ardından anneannesi ve dedesi tarafından büyütülür. Çocuk yaşta çalışmaya başlayan Gorki'nin okuma merakı onu hep tetikler. 19 yaşında bir intihar girişiminde bulunur.
Daha sonra büyük hayali Rusya turuna çıkar. İlk yazı çalışmaları Tiflis'te bir gazetede çıkardığı yazılarla başlar.
Daha sonra Çarlık rejimine karşı çıkan Gorki, Lenin ile tanışır. Bu tanışma eserlerini de etkileyecek bir dostluktur. Rusça'da acı anlamına gelen 'gorki' takma adını kullanan yazar 1836'da oğlundan bir yıl sonra ölür. Ölümünün bir zehirlenme sonucu gerçekleştiği söyleniyor.

0. Ana
Önce kafaları silahlandırmalıyız, sonra elleri.

İnsanların ruhunu öldürüyorlar anne. İşte asıl cinayet bu. Utanılacak bir cinayet. Bir takım silahlar çıkartıyorlar, insanları öldürüyorlar ve bunu yapanlara devlet diyorlar.
Evlerine, sosyal statülerine ve paralarına hiçbir zarar gelmesin diye garip insanları harcıyorlar. Anlıyorsun beni değil mi anne? Halkın ruhunu kurutuyorlar ve hiç bir şey anlamaz hale getiriyorlar.

Ben inanıyorum, bir zaman gelecek insanlar birbirlerine değerlendirici gözlerle bakacak, herkes birbirinin gözünde bir yıldız gibi parlayacak. Herkes birbirinin sesini güzel bir müzik gibi dinleyecektir. O gün gelecek.

0. Aleksandr Puşkin
1799 doğumlu yazar, soylu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşta Fransızcayı en az Rusça kadar iyi konuşan yazar pek çok yabancı öğretmenden ders alsa da en çok ona masallar anlatan dadısından etkilendi. Lise yıllarında gerçekçi bir dille yazdığı şiirleri ilerleyen zamanda onun tanınmasını sağlayacak yolları hazırladı. Daha sonra Rus askeri yönetime yönelik söylediklerinden dolayı dört yıl süreyle başkente girmesi yasaklandı ve ailenin sahip olduğu Mihaylovskoye köyünde yaşamak zorunda bırakıldı. Bundan sonra yazdıkları Çar'ın kontrolünden geçerek yayınlanmaya devam etti. Rus ordusuna gözlemci olarak katıldığı zaman yolu Erzurum'a da düşen Puşkin Erzurum Yolculuğu adlı eserinde yol izlenimlerini anlatıp, diğer eserlerinde de Erzurum'dan esinlenmiştir. Puşkin, karısı için giriştiği bir düelloda hayatını kaybetti.
0. Yüzbaşının Kızı
Gençler, bu yazılarım elinize geçerse hatırlayın ki en iyi, en sağlam değişimler zorlamadan meydana gelen, ahlakın temellerini sağlamlaştıran değişmelerdir.

Hadi Türklerle yada İsveçlilerle dövüşsen, değer. Savaş adam gibi adama karşı yapılır.

Mutluluğum yüreğimde düşmanca duygular beslememi engelledi.

0. Lev Tolstoy
Varlıklı bir ailede 1828'de doğan Tolstoy anne ve babasını küçük yaşta kaybetti. Yakınları ile büyüyen yazar üniversite hayatından sonra doğduğu kasabaya geri döndü. İlk eseri Çocukluğum'u bu sıralarda yazan yazar daha sonra orduya katıldı. Askerlikten ayrıldıktan sonra batı Avrupa turuna çıktı ve dönünce tekrar kasabasına yerleşerek evlendi. Karısı Sophia yazarlığı döneminde ona destekçiydi fakat Tolstoy'un mülkiyet üzerine olan düşünceleri onu rahat bırakmıyordu. Ömrü boyunca hayatı sorgulayan Tolstoy tüm mal varlığını bırakarak evini terk etti. 1910 yılının bir kış günü 82 yaşında tren istasyonunda ölü bulundu.
0. Savaş ve Barış
Göklerde uçuşan kuşlar, ekin ekmezler, hasat yapmazlar, onların rızkını Tanrı verir.

İnsanın tam anlamıyla mutlu, tam anlamıyla özgür olmasını sağlayacak bir çare bulunmadığı gibi, tam anlamıyla mutsuz, tam anlamıyla özgürlükten yoksun olmasına yol açacak bir durum da olamazdı; bunu öğrenmişti. Anlamıştı ki, acının da, özgürlüğün de sınırı vardı ve mutlulukla mutsuzluğun sınırı birbirine çok yakındı.

Sonradan eski alışkanlığına uyarak, kendi kendine hemen: 'Peki bundan sonra ne olacak? Bundan sonra ne yapacağım?' diye soruyor, bundan sonra da gene kendi kendine karşılık veriyordu. 'Hiç bir şey yapmayacağım, sadece yaşayacağım. Ah, ne hoş şey!'

0. İvan Turgenyev
Zengin ve soylu bir ailenin oğlu olarak 1818'de dünyaya gelen Turgenyev. iyi bir eğitim alır. Almanca İngilizce ve Fransızcayı ana dili gibi konuşur. Moskova'da Felsefe okuyan Turgenyev, Almanya'da tarih ve filoloji alanlarında çalışma yapar. Sonra ülkesine dönen yazar profesörlük sınavını kazanmış olsa da Alman felsefesi benimsenmediği için ders veremez. Rus eleştrimen Belinksi ile tanıştıktan sonra toprak köleliğine karşı çıkmış ve Puşkin gibi gerçekçiliği benimsemiştir. Yayınladığı romanlarında annesinin sert karakterinin etkilerini görebiliriz. Yazar 1883'de Paris'de hayatını kaybeder.
0. Babalar ve Oğullar
Zaman, bilindiği gibi bazen kuş gibi uçar, bazen de solucan gibi sürünerek geçer. Ama insan en çok zamanın ağır mı, yoksa çabuk mu geçtiğini fark etmediği vakit kendisini iyi hisseder.

Ölüm eski bir şey ama herkes için yenidir.

Kalbinin ortasında karmaşık düşüncelerini paralayan bir acı duymuştu ve o da bütün gençler gibi, bunu aşka yormuştu.

0. Anton Çehov
Dört çocuklu bir ailenin ortanca çocuğu olarak 1860'da hayata gözlerini açan Çehov durum hikayeciliğinin kurucusudur. Lise yıllarında babasının bakkal dükkanına yardım eden Çehov bu yüzden liseyi uzatır. Fakat babasının iflas etmesi üzerine Moskova'ya taşındılar. Burada tıp fakültesine girerek doktor oldu. Fakat daha sonra yazmasına engel olduğu için mesleği terk etti. Bu dönemde en önemli tiyatrolarını ve hikayelerini yazan Çehov, 1904'de hayatını kaybetti.
0. Vanya Dayı
Pekala. Bizden sonra balonlar uçacaklar, ceketlerin modası değişecek. Belki de altıncı hissi bulup geliştirecekler. Ama hayat o eziyetli, o esrar dolu, mutlu hayat, yine eskisi gibi kalacak. İnsan bin yıl sonra da yine hep öyle içini çekerek: "Ah yaşamak ne zor!" deyip duracak, bununla birlikte yine, tıpkı şimdiki gibi ölümden korkacak, onu istemeyecek!

Dinleneceğiz! Dinleneceğiz! Melekleri dinleyeceğiz, elmaslar gibi yıldızlarla kaplı gökleri göreceğiz. Dünyanın tüm kötülüklerinin, tüm acılarımızın, dünyayı baştan başa kaplayacak olan merhametin önünde silinip gittiğini göreceğiz ve hayatımız bir okşayış gibi dingin, yumuşak, tatlı olacak. İnanıyorum, inanıyorum buna.
0. İvan Gonçarov
Babası zengin bir tahıl tüccarı olan Gonçarov, 1812'de doğdu. Hiç evlenmeyen ve 3 romanı bulunan yazar, 30 yıl devlet memurluğu yaptı. Dostoyevskyi ve Çehov tarafından övgüyle bahsedilen Gonçarov, 1891'de Rusya'da hayatını kaybetti.
0. Oblomov
Istırabına sabırla katlanırdı, çünkü sebebini başkalarında değil, kendinde arardı. Sevinçleri de yoldan çiçek toplar gibi koparır ve daha solmadan atardı; böylece her zevkin dibindeki acı tortuyu tatmazdı.

"Her kadınla erkeğin gizli amacı da bu değil midir?" diye düşünüyordu Oblomov, "Hayat arkadaşında değişmez bir huzur, akışı bozulmayan bir ruh bulmak... Aşkın temeli budur ve bundan uzaklaştık mı ızdırap başlar. Benim idealim bütün insanların idealidir. Kadınla erkek arasındaki ilişkilerin en yüksek seviyesi de bu olsa gerekir."