Bologna gezi rehberi

RECEP TAYYİP ÇELİK
Abone Ol

Herkese merhaba arkadaşlar, ben GZT Seyahat Editörü Recep Tayyip Çelik. Bu yaz, yaklaşık iki ayımı Avrupa’da geçirdim. Kuzey’inden Güney’ine her yerini gezdiğim Avrupa Birliği ülkelerindeki izlenimlerimi GZT aracılığıyla sizlerle paylaşacağım.

İtalya’ya gitmişken Venedik ve Verona’dan sonra Bologna’yı da gezmeye karar verdim. Şehir çok büyük değildi ama gördüğüm ayrıntılardan ve edindiğim bilgilerden sonra sizlere de ziyaret etmenizi kesinlikle öneririm. İtalya’da gezdiğim diğer tüm şehirlere buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Bologna

İtalya’nın kızıl başkenti Bologna, bu ismini hem tarihi tuğla evlerinden hem de şehir halkının yoğunluklu olarak benimsediği ideolojisinden almış. Ortaçağ Avrupası’nın kalıntılarının net olarak gözlemlenebildiği şehir, neredeyse tümüyle tarihi yapılardan oluşuyor. Bakmayın adının kızıl şehir olarak anılmasına, Bologna’ya giderseniz bol bol dini yapı gezmeniz gerekecek.

Maggiore Meydanı

Maggiore Meydanı: Bologna’nın merkezi konumundaki Maggiore Meydanı’ndan, şehrin görülmesi gereken tüm turistik yerlerine çıkan bir yol var desem abartıyor sayılmam. Bu yüzden ilk olarak meydandaki Neptün Çeşmesi’ni fotoğrafladım ve gezilecek tarihi binaları görmek üzere yola çıktım.

San Petronio Bazilikası

San Petronio Bazilikası: Maggiore Meydanı’nın gölgeliği niteliğindeki devasa kilise Bologna’nın simgesi olarak anılıyor. Kilisenin girişi ücretsiz olsa da içeride fotoğraf çekinmenin bedeli 2 Euro. Eğer kilisenin terasına çıkmak istiyorsanız 3 Euro daha ödemelisiniz. Kilisenin tam karşısına konumlandırılmış Podesta Sarayı, şehirdeki Rönesans mimari örneklerinin en başarılısı. Bu yüzden kiliseyi görmüşken sarayı da es geçmeyin derim ben.

Asinelli ve Garisenda Kuleleri

Asinelli ve Garisenda Kuleleri: ‘Alternatif Pisalar’ olarak da adlandırabileceğimiz bu kuleler Ortaçağ İtalya’sındaki zengin bir aile olan Asinelliler tarafından güç gösterisi amacıyla yaptırılmış. Yaklaşık 500 basamaklı ahşap merdivenleri çıkmayı göze alırsanız kulelerin tepesine çıkabilirsiniz. Kulelerin tepesine çıkmak 3’er Euro.

Palazza Comunale

Palazza Comunale: Asırlardır belediye binası olarak kullanılan bina Halk Sarayı olarak da biliniyor. Maggiore Meydanı’ndaki binanın dış cephesindeki Hz. İsa kabartması turistlerin en çok fotoğrafladığı detay.

Sanctuary di Madonna di San Luca

Sanctuary di Madonna di San Luca: Etrafı ağaçlarla çevrili bir tepenin tam ortasına inşa edilen kilisenin yaklaşık 300 yıllık bir geçmişi var. Doğa ve tarihin iç içe olduğu bu bölge Bologna’nın en çok ziyaret edilen mekânlarından biri. Kilisenin girişi ücretsizken, Bologna manzarasını izleyebileceğiniz kilise terasına çıkmak 5 Euro.

Archiginnasio

Archiginnasio: ‘Anatomik tiyatro’yu hiç duymuş muydunuz? Bu tabir, anatomi öğrencilerinin, hocalarının gerçekleştirdiği operasyonları izlemelerini anlatır. Archiginnasio binası işte bu gösterilerin yapıldığı yer. Binayı ziyaret ederseniz tamamen ahşaptan yapılma tıp pratisyenleri heykellerini de görebilirsiniz.

Bologna Arkeoloji Müzesi

Bologna Arkeoloji Müzesi: Maggiore Meydanı’nda bulunan bu müze 9 farklı bölüme ayrılmış. Bu bölümler Tarih Öncesi, Etrüsk, Kelt, Yunan, Roma, Mısır ve Nümismatik kategorileriyle birbirinden ayrılmış. Giriş ücreti 6 Euro olan müzedeki her detayı görmek için saatlerce zaman geçirebilirsiniz.

Bologna’da nerede ne yenir?

Breaking Toast

Breaking Toast: Hamburgerle tost karışımı fast food türü Bologna’da çok tüketiliyor. Turistler de denemeden şehri terk etmiyor. Tostlar 5 Euro’dan başlıyor.

Zapap Pratello

Zapap Pratello: Onlarca pizza çeşidiyle turistlerin yoğun ilgi gösterdiği bir diğer mekân da burası. Pizza fiyatları 7 Euro’dan başlıyor.

Slow Sud Gastronomia Giancaspro

Slow Sud Gastronomia Giancaspro: Ev yemekleri ve makarnalarıyla beğeni toplayan mini restoranda makul bir fiyat karşılığında karınızı doyurabilirsiniz.

La Prosciutteria

La Prosciutteria: Bologna’ya gidip şarküteri ürünlerinden oluşan bir tabaktaki lezzetleri deneyimlemek ister miydiniz? Bunun için tabağınızı 10 Euro’ya doldurmanız sonra da tüm ürünlerin tadına varmanız yeterli.

La Prosciutteria

Piadineria da Andy: Yemeğe doyanlar biraz da tatlı yok mu diyenler için ana yemeklerin yanı sıra tatlı alternatifi de olan bu restoranı tercih edebilir.

Ben, iki ay boyunca gezdiğim tüm Avrupa ülkelerindeki deneyimlerimi GZT’de sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. GZT’de yayımlanan diğer tüm gezi yazılarıma BURADAN ulaşabilirsiniz.

Sevgiler,

@Receptcelik