Kaşıkçı’nın nişanlısı gözyaşlarıyla anlattı: Konsolosluğa ilk gidişimizde Cemal'i çok iyi karşıladılar

HABER MASASI
Abone Ol

Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülen Suudi gazetecinin nişanlısı Hatice Cengiz ilk kez canlı yayında konuştu. Hatice Cengiz, Konsolosluğa ilk gidişlerinde çok iyi karşılandıklarını ve o gün çıkışta Cemal Kaşıkçı'nın çok mutlu olduğunu söyledi. Cengiz, Cemal Kaşıkçı’yla evlendikten sonra Amerika-İstanbul arasında yaşamak istediklerini belirterek,” Başlangıç çok önemli diyordu, bu yüzden İstanbul'da ev almıştı. Türkiye'yi çok sık ziyaret eden birisiydi. Burayı çok seviyordu.” dedi.

Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülen Suudi gazetecinin nişanlısı Hatice Cengiz, canlı yayında Kaşıkçı’yı anlatıyor.

Cengiz'in konuşmasından satır başları şöyle:

“Amerika-İstanbul arasında yaşamak istiyorduk. Başlangıç çok önemli diyordu, bu yüzden İstanbul'da ev almıştı. Türkiye'yi çok sık ziyaret eden birisiydi. Burayı çok seviyordu. Cumhurbaşkanıyla yakın bir arkadaşlığı var. Bu programında bile 3 tane programa katıldı evlilik için gelmesine rağmen. Babamın da bu yönde bir talebi vardı İstanbul'da yaşamamıza dair."

“Evin eşyalarını sipariş vermeye başladık”

  • "Biz 10 Eylül tarihinde geldiğinde, 2 Ekim'e kadar geçen süre içinde evlilik hazırlıklarına başladık. Aynı zamanda onun da orada planları vardı. Dolayısıyla ailemle görüşmesi, onay vermesiyle beraber hızlı bir şekilde evlilik çalışmalarına başladık. Önce ev aldı, resmi işlemler biraz zaman alıyor, evin eşyalarını sipariş vermeye başladık. Bu en azından bir yere kadar gelsin, sonra düğün yaparız diye düşünüyorduk. 2 Ekim'e kadar geçen süreç bu şekilde tamamlandı. Belediyeye resmi müracaat yapmak için gittik."

"Suudi Arabistan konsolosluğuna gitmesi gerektiği söylendi"

7-8 Eylül tarihinde Fatih Belediyesi'nin nikah işlemlerinin yapıldığı yerde buluştuk, benim Türk, Cemal Bey'in Suudi vatandaşı olduğunu, nasıl işlem yapacağımızı sorduk. Evraklar istenildi. Cemal'in halledebilir miyim diye düşündüğü asıl konu konsolosluğa gidip bunu halledebilir miyim oldu. Hatta bunu burada yapmayıp, başka bir ülkede evlenebilir miyiz diye de sordu. Yazdığı yazılar nedeniyle bu topa girmeyi, konsoloslukta gerginlik çıkmasını istemiyordu. Reddedilme endişesi vardı. Bir sorgu, ülkesine geri dönmesinin istenmesi, belki sorgu gibi bir şey yaşanmasını istemiyordu. Başka ülkeye de gitse, Suudi Arabistan konsolosluğuna gitmesi gerektiği söylendi bir Türk vatandaşıyla evleneceği için.

Türkiye'de diğer yerlere nazaran daha kolay olabilir. Türkiye'nin güvenli bir ülke olduğu, başına istenmeyen bir hadise gelirse daha kolay çözüleceğine inanıyordu. Başına nasıl bir şey geleceğinden şüphelendiğini soruyordum. Ama Türkiye'nin uluslararası anlamda güçlü bir ülke olduğunu, Suudi Arabistan'ın gerginlik oluşturabilecek bir olay gerçekleştiremeyeceğini düşünüyordu.

"Basit bir evrak talebi vardı, ama bunu talep eden Cemal Kaşıkçı'ydı."

"Nikah memurluğunda yapacak bir şey kalmadığını düşününce, 'deneyelim mi, gidelim mi' gibi bir konuşma geçti aramızda. Biz de beraber olduğumuz için, evlilik sürecinde her şeyi beraber yaptığımız için, seninle gelebilirim dedim, belki de bir arkadaşıyla gidecekti. Uçağı o gün 14 dularındaydı. Yakın bir yerden taksiye bindik ve konsolosluğa yöneldik. Herhangi bir bildirim vs olmadı. Basit bir evrak talebi vardı, ama bunu talep eden Cemal Kaşıkçı'ydı. Biraz endişeliydi, ben daha fazla endişeliydim. Girip bir arkadaşıma bakacağım diyemeyeceğiniz kadar çok güvenlik vardı. O nedenle sadece kağıda endişeli şekilde bakıp etrafı kolladım o süreçte."

2 Ekim'de yaşananlar

"İstanbul'a geldikten sonra sabah erken saatte buluştuk. Bana İngiltere'deyken söyledi Cemal Bey. Ben, döndüğüm gün Konsolosluğa gideceğim dedi. Bana bir arkadaşıyla gideceğini söyledi. Benim de okulum vardı.

Ben yine de yalnız bırakmak istemedim. Ders kitaplarım yanımda olmasına rağmen ben beraber gidelim dedim.

Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı 2 Ekim'de yaşananları anlattı
Hatice Cengiz, Konsolosu arayıp dışarıda beklediğini söylediğini bunun üzerine yanına gelen bir görevlinin 'İçeride kimse yok' dediğini gözyaşlarıyla anlattı


Konsolosluğu aradı ve bugün geleceğini söyledi. Konsolosluk bizi aradı ve saat 13 için randevu verdi. Oraya taksiyle gittik. Gündelik hayata dair şeyler konuştuk. Bazı aldığımız eşyaları iade etmeyi düşünüyorduk. Yolda bunları konuştuk."

“Konsolosluğa girerken endişemiz yoktu”

  • “2 Ekim'de telefonları bana verdi ve hızlıca içeri girdi. Cemal Bey bir program esnasında rahatsızlanmıştı. O programın nasıl geçtiğini öğrenmek için ben onu aramıştım. Onu çok hasta buldum ve arayıp hastaneye götürdüm. Serum verdiler Cemal Bey'e. Eğer bir şey olursa Türkiye'de kimi aramam doğru olur diye sormuştum. Sonuçta ailesi yok. O gün sormuştum Cemal Bey'e, "Türkiye'de sana bir şey olursa kimi arayayım" diye. Bunu olaydan 4-5 gün önce sordum Cemal Bey'e. Bana dedi ki, "Yasin Aktay Hoca'yı arayabilirsin. Benim eski dostumdur. Türklerle ilgili kısmı yoğunluktaysa Yasin Hoca doğru isim olacaktır. dedi"

Biz konsolosluğa girerken, "Başıma bir şey gelirse Yasin Aktay'ı ara" tarzı bir tembihi olmadı. Sıkı sıkıya bu isimleri bana tembih etse, ve ben aramazsam, ben hatalı olurdum.

Cemal Bey'in içeriden saatlerce çıkmaması üzerine ben kapıya gittim ve görevlilere sordum. Türk yetkili bana herkesin içeriden çıktığını ve kimsenin kalmadığını söyledi. Ben de o sırada konsolosluğu aradım ve dışarıda beklediğimi söyledim, kapıda olduğumu söyledim.

"Herkes çıktı dediler, adeta yıkıldım"

"Bunun üzerine telefona çıkan kişi hangi kapıda beklediğimi sordum. 2 dakika sonra dışarı çıktı ve bana mesai bitti boşuna bekleme dedi. Cemal Bey, 2 saat önce içeri girdi dedim. Hayır çıkmadı dedim. Çok büyük bir şey kaybetmiş gibi hissettim o an. Çok büyük bir korku oldu içimde."

  • Yasin Aktay'ı, Turan Kışlakçı'yı aradım... O şokla hala orada beklemeye başladım. Sonra arkadaşım ve Turan Abi geldi. Bazı medya mensupları geldi ilerleyen saatlerde. Bölge karakolundan polisler geldi. Hemen karakola gidip ifade verdim, şikayette bulundum.

"Suudi Arabistan'dan özel uçakların geldiği bilgisi açıklanınca, ben işin içinde başka şeyler olduğunu anladım. Gelen isimlerin normal kişiler olmadıkları ortaya çıktı. Konsolosluğa gitmeyi o gün bıraktım. Telefonlar bendeydi. O nedenle oraların güvenli olmayacağı düşüncesiyle gitmedim."

"Olaydan bir kaç gün sonra Fatih Emniyet Müdürülüğünde Başsavcı'ya ifade verdim. Soruşturma açılınca telefonları ve bilgisayarını teslim ettim. Sağlık raporu olmadığı için kan alınması gerekiyordu. Evde kullandığı özel eşyalarından bazılarını savcıya teslim ettim. Ailem dışında kimse yoktu bu süreçte yanımda."

“Medine’ye defnedilme vasiyeti var”

Cemal Bey’in ailesinin Medine’ye defnedilmesiyle ilgili bir vasiyeti var; ancak cenazenin nerede olduğuna dair hiçbir ipucu olmadığına dair bunu söylemek ne kadar doğru olur bilmiyorum.

Medine’ye defnedilirse mezarını ziyaret edebileceğimi zannetmiyorum. Meselenin geçekleşme şekline bakarsanız bunu mümkün olacağını pek sanmıyorum.

ABD Dışişleri Bakanı ile görüşme

"Pompeo, konuyu takip etmeye başladıklarını, konunun ayrıntılarını bilmedikleri ve buna benzer şeyler söyledi. Siyasi şeyler söylediler. Ben kendisine bana verebileceği yeni bir bilgi olup olmayacağını sordum. Belki de kamuoyuna bana sızdırılmayan bir bilginin onlarda olacağı düşüncesiyle sordum bunu; ancak bana kendilerinde de herhangi bir bilgi olmadığını söyledi."