Christchurch kurbanları: 50 hayat 50 eksik kalmış hikaye

71 yaşındaki Hacı Davud Nabi'nin hikâyesi sosyal medyada en çok konuşulanlar arasında yer aldı. 

Nabi'nin El Cezire televizyonuna konuşan oğlu Ömer, babasının Yeni Zelanda'ya gelen mültecilere destek veren kuruluşlarda çalıştığını ve yerleşmelerine yardımcı olduğunu belirtmişti. 

Yeni Zelanda Milli Futsal Takımı kalecilerinden 33 yaşındaki Atta Elayyan da saldırıda hayatını kaybetti. 

Okyanusya Futbol Konfederasyonu tarafından ülkesini "aşırı bir tutku ile temsil eden" bir oyuncu olarak tanımlanan Elayyan, takım arkadaşları tarafından da dostları, ailesi ve takım arkadaşlarına daima vakit ayıran bir insan olarak hatırlanıyor. 

Muhammed Elayyan Christchurch'teki camilerin kurucularından biriydi.

Video kayıtlarında görülen ve saldırganı etkisiz hale getirmek için hamle yapan Naim Raşit de saldırıda hayatını kaybetti. 

Ailesi bu sayede 50 yaşındaki Raşit'in birkaç hayat kurtardığına inanıyor. Ancak bu kahramanlığının bedelini hayatı ile ödeyen Raşit'in oğlu Talha Naim de o gün yaşamını yitirenler arasında. 

21 yaşındaki Talha ile babası Raşit Pakistan'ın Abbottabad kentinden yaklaşık 10 yıl önce Yeni Zelanda'ya göç etmişti.  

Yeni bir iş bulan Raşit, yakında evlenmeyi planlıyordu. Raşit ve oğlu Naim'in yanı sıra hayatını kaybeden diğer Pakistanlılar için İslamabad tarafından Pazartesi günü yas ilan edilmişti.

Suriye'deki iç savaştan kaçan Mustafa, saldırının yaşandığı gün iki oğlu ile Cuma namazını kılmak üzere Nur Camii'ne gitmişti. 

Mustafa ile 16 yaşındaki oğlu Hamza saldırıda yaşamını yitirdi, 13 yaşındaki Zait ise halen hastanede. 

Aile Temmuz 2018'de Yeni Zelanda'ya kabul edilmişti. 

Saldırıda eşini ve oğlunu kaybeden anne Selva Yeni Zelanda Radyosu'na, Yeni Zelanda'ya yerleşmeden önce ülkenin nasıl bir yer olduğunu soruşturduklarını ve kendilerine "dünyanın en güvenli ve gidilebilecek en harika ülkesi dendiğini" söylemişti. 

Selva, mükemmel bir hayata başlayacaklarını düşünürken, yaşananların durumun hiç de öyle olmadığını gösterdiğini acı bir şekilde öğrendiklerini açıklamıştı.

Halit Mustafa'nın 16 yaşındaki oğlu Hamza Suriye'deki savaştan Ürdün'e kaçtıklarında 9 yaşındaydı. 

Yeni Zelanda'ya yerleştikten sonra gittiği okulun müdürü Hamza'yı çalışkan ve şefkatli bir öğrenci olarak hatırlıyor. 

At binen Hamza büyüdüğünde veteriner olmak istiyordu ve babası acımasız saldırıda ölürken. Olaydan sağ kurtulan kardeşi abisi ve babasının hain saldırıda öldüğünü bilmiyor. 

Saldırının en küçük kurbanı 3 yaşındaki Mücahit İbrahim oldu. Nur Camii'ndeki saldırı esnasında ağabeyi Abdi'den ayrı düşen Mücahit'in cansız bedeni polis tarafından bulundu. 

Christchurch kentinde dünyaya gelen Mücahit'in ölümü sonrası konuşan ailenin yakın dostu Ahmet Osman, saldırı sonrası Yeni Zelanda halkının kenetlenmesine övgüde bulundu ve "her zaman arkamızdalar" ifadesini kullandı. Osman "İşte Yeni Zelanda böyle bir yer. Her şey bir arada olmakla ilgili... Bir kişi bizi durduramaz" şeklinde konuştu.

Mauritius'da doğan 54 yaşındaki Muhammed Linwood mescidindeydi. 

Pervin, tekerlekli sandalyedeki eşi Ferit Ahmet'i korumak için kurşunların önüne atladı. 

42 yaşındaki Pervin, yıllardır engelli olan eşini her hafta Cuma namazı için camiye götürüyordu. 

Eşini her zamanki gibi erkeklerin namaz kıldığı alana bırakan Pervin, daha sonra kadınlara ayrılmış olan tarafa geçtiğinde saldırı başladı. 

Pakistan'dan eğitim için Yeni Zelanda'ya gelmişti. 40 yaşındaki Harun doktora derecesi almış ve Canterbury College'de akademik personel olarak görev yapıyordu. Harun, 2 çocuğu ve eşini geride bıraktı.

34 yaşındaki Seyit için meslektaşları, "En sevdiğimiz arkadaşımız hayatını kaybetti" açıklamasında bulundu.

Saldırıdan birkaç hafta önce Fiji'den Yeni Zelanda'ya gelen Hacı, orada yaşayan Müslüman halk tarafından büyük saygı duyulan biriydi.

Bangladeş'de öğretim görevlisi olan Abdul Samed, eşi ve iki çocuğuyla Yeni Zelanda'ya taşınmıştı. 

Lincoln Üniversitesinde misafir öğretim üyesi olarak çalışıyordu.

Yirmi altı yaşındaki Areeb, daha önce Christchurch'e taşınmış ve bir firmada çalışıyordu.

Ailesine maddi destek olmak için Yeni Zelanda'ya gittiği biliniyor. 

Endonezya'dan göç eden 58 yaşındaki Hamid, 16 yıldır Air New Zealand havayolunda yönetici olarak çalışıyordu.

Saldırının ardından kayıp olduğu açıklanan Filistin asıllı Osman Adnan'ın hayatını kaybettiğini Filistin Dışişleri Bakanlığı açıkladı. 

Yeni Zelanda'da vatandaşlık alabilmek için mücadele verdiği söylenen Osman Adnan için erkek kardeşi, "onu aradığımızda ulaşamadık. Bu bizim için dayanılmaz bir acıydı" dedi.

ABD merkezli kimya şirketinde üretim müdürü olarak görev alan Shakid, Pakistan'dan Yeni Zelanda'ya taşınmıştı.

Hindistan'dan göç eden Ferhat otuz yaşındaydı. Yazılım mühendisi genç adamın arkasında eşi, üç yaşında bir kızı ve 7 aylık oğlu kaldı. 

Irak'ta iyi bir hayatı olduğu fakat 1997'de ilesiyle Christchurch'e taşındığı söyleniyor el-Umari'nin. 

58 yaşındaki iş insanı Ashraf, Christchurch'te yaşayan ağabeyini ziyaret etmek için korkunç saldırıdan sadece altı gün önce Yeni Zelanda'ya gelmişti. 

Ashraf, Avustralya’daki bir taksi şirketinin sahibiydi. 

Hindistan'dan Yeniz Zelanda'ya gelen yirmi beş yaşındaki Ansi, tarımsal işletme yönetimi alanında yüksek lisans derecesiyle mezun olmuştu. 

Yeni Zelanda'da kocası Abdul Nazer ile birlikte yaşıyordu. 

64 yaşındaki Linda, Müslümanlıkla ellili yaşlarında tanışmıştı. 

Linda'yı arkadaşları 'kocaman kalpli ve muhteşem iletişim becerilerine sahip bir insan' olarak tanımlıyor.

El Nur Cami'nde din kültürü dersleri veren 77 yaşındaki Musa, 30 yıldır Christchurch'te eşiyle birlikte yaşıyordu. 

Bir depremin ardından 2001'de hasar gören El Nur Cami'nin onarılması için büyük rol oynayan Zekeriya, para biriktirmek için Bangladeş'ten gelmişti. 

Yeni evlenen Zekeriya, eşini Yeni Zelanda'ya getirme planları yapıyordu. 

63 yaşındaki Karam Bibi, eşi ve oğluyla birlikte Linwood Camii'nde şehit oldu. 

Oğulları Yeni Zelanda'ya henüz 1 yıl önce taşınmıştı ve Karam Bibi ve eşi oğulların ziyaret için oradaydılar. 

66 yaşındaki Hüseyin, eşi Karam Bibi ile Oğulları Zeeshan Raza'yı ziyaret için oradaydılar.

Mühendis olarak 2018 Aralık'ta Yeni Zelanda'ya taşınan Muhammed anne ve babasıyla aynı kaderi paylaştı. 

38 yaşındaki Filisin asıllı Derviş, Chistchurch'e 6 ay önce taşınmıştı. 

3 çocuğu ve eşi Yeni Zelanda'ya gelebilmek için vize işlemlerinin hallolmasını bekliyordu. 

Mühendislik alanında kendi geliştirmek isteyen Ali, 1998'de Birleşik Arap Emirlikleri'nden Yeni Zelanda'ya taşınmıştı. 

10 yıl Önce Somali'den göç eden Abdulkadir'in 9 çocuğu vardı. 

Abdulkadir'in oturduğu bölgede herkes tarafından sevildiği ifade ediliyor. 

Bagladeş'ten Yeni Zelanda'ya büyük umutlarla gelen Ömer Faruk, arkadaşları tarafından sessiz ve kibar biri olarak tanımlanıyordu. 

Ömer Faruk inşaat işçisi olarak çalışıyordu. 

Şehit olan 50 kişiden biri olan Kemal 68 yaşındaydı ve Yeni Zelanda'ya 1996 yılında oğlu Ömer ile birlikte göç etmişti.

57 yaşındaki Hamid, daha iyi yaşam umutlarıyla 23 yıl önce Filistin'dem göç etmişti. 

Kalp cerrahı olarak görev yapan Hamid, 20 yıldır Canterbury bölgesinde danışman olarak çalışıyordu. 

Cami teröründen yaralı kurtulan 63 yaşındaki Muhsin, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. 

Aslen Suudi Arabistanlı olan Muhsin, 25 yıldır Yeni Zelanda'da yaşıyordu. 

Aslen Bangladeşli olan 30 yaşındaki Muhammer, 3 yıl önce diş hekimliği eğitimi almak için buraya taşınmıştı. 

Kendi ülkesinde ihtiyaç sahipleri için bir diş kliniği açmak en büyük hayaliydi.

Christchurch'te aile şirketleri olan İsmail 36 yaşındaydı. İsmail'in ikiz kardeşi saldırı sırasında arabasını park ediyordu ve o saldırıdan kurtuldu.

Bölgede öğrenci olarak yaşayan 24 yaşındaki Kadir, Hindistan'dan gelmişti. Pilot olmak ve ülkesine dönmek isteyen Kadir, Suudi Arabistan'da doğmuştu.

Bölgede restorantı olan Muhammed, aslen Hindistan'ın Haydarabad kentinde doğmuştu.

6 ay önce babasını kaybeden İmran Han'ın en büyük hayali kendi ülkesine ait lezzetleri herkese sunabilmekti.

65 yaşındaki Maheboob, saldırının ertesi günü ülkesi Hindistan'a dönecekti. 

Arkadaşları onun hiçbir namazı kaçırmadığını söylerken, on yıldır bölgede yaşayan oğlunu ziyaret etmişti.

14 yaşındaki Seyid'e babası, 'Cesur asker' diyordu. 

10. sınıf öğrencisi olan Seyid, cemaat namazlarına düzenli olarak katılıyordu.

On yedi yaşındaki Muhammed, ailesiyle birlikte cuma namazına katılmıştı. Muhammed'in babası, ağır yaralanmasına rağmen saldırıdan sağ çıkarken Muhammed hayatını kaybetmişti. 

Raporlara göre, genç okulda popüler bir öğrenci olarak biliniyordu.

70 yaşındaki Mustafa'nın El Nur camisine her zaman geldiği ve her zmaan aynı yerde namaz kıldığı öğrenildi. 

20 yıl önce Mısır'dan ailesiyle birlikte Yeni Zelanda'ya taşınmış ve camide arkadaşlarıyla birlikte şehit olmuştu. 

Mustafa bir muhasebeci olarak çalışmıştı, ancak emekli olduktan sonra, zamanının çoğunu camide 'aktif bir gönüllü' olarak geçiriyordu. 

Alçak gönüllülüğü ile tanınan, 24 yaşındaki Tarık, yıldız bir sporcuydu. 

Aynı zamanda 'meraklı' ve zeki biri olduğu biliniyordu.

Camiye annesiyle birlikte gelmişti.

59 yaşındaki Abdulfettah, torununu ziyaret etmek için Çarşamba günü Avustralya'nın Melbourne kentine olan uçuşunu iptal etmişti. 

Ancak iki gün sonra Christchurch'deki terör saldırısında şehit oldu. 

Mısır'daki kökleriyle, toplumun en saygın büyüklerinden biriydi ve Orta Doğu'dan gelen göçmenler için tanınmış bir tercümandı. 

55 yaşındaki Safi'nin ölümü, Afganistan Büyükelçiliği tarafından doğrulandı. 

Safi, geçtiğimiz dokuz yıldan beri Yeni Zelanda'da ikamet ediyordu ve dönem boyunca birçok iş yapmıştı. 

Altı oğlu ve bir kızı da içeren yedi çocuğu geride bıraktığı söyleniyor. 

Etrafındakiler onu ihtiyacı olanlara her zaman yardım eden nazik ve mütevazı bir adam olarak hatırlıyor.

Mounir, Christchurch'teki terör saldırısında şehit olan dört Mısırlıdan biriydi. 

68 yaşındaki Soliman, 1997 yılında Christchurch'te tasarım mühendisi olarak çalıştı. 

Çocuğu yoktu ve karısı Ekram'ı geride bıraktı.

58 yaşındaki Arif ve eşi Rukhsana, doğacak torunlarını görmek için Hindistan'daki Gujarat'tan Christchurch'e gelmişlerdi. 

Yeni Zelanda'da yaşayan oğulları Ramiz'in bir çocuğu olacaktı. Arif ve Ramiz cuma namazını kılmak için El Nur camisine gitmişlerdi.

Hamile eşiyle birlikte Christchurch'te yaşayan 28 yaşındaki Ramiz'i anne ve babası ziyarete gelmişti. 

Baba olacağı için çok mutlu olduğu söylenen Ramiz kızının hiç göremeden şehit oldu. Kısa süre sonra eşi Khushbu ise erken doğum gerçekleştirdi ve bir kız çocuğu dünyaya getirdi. 

Toplum tarafından oldukça sevilen 61 yaşındaki Ali, arkadaşları ve ailesi tarafından komik bir kişilik olarak tanımlanıyordu. 

24 Nisan doğumlu olan 54 yaşındaki Ashaf, El Noor Camii'ndeki terör saldırısında şehit oldu. 

Ashaf'ın bir fotoğrafına ne yazık ki ulaşamadık. 

Mısır'dan gelen Eşref'in hem Mısır pasaportu hem de Yeni Zelanda vatandaşlığı bulunuyordu.