Türkiye iklim değişikliği zirvesine ev sahipliği yapacak: İklim ve doğa diplomasisinde yeni dönem

CELİL KURŞUN
Abone Ol

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin en üst karar organı olan COP toplantılarının 31’incisine Türkiye’nin ev sahipliği yapması, Ankara’nın küresel iklim diplomasisindeki ağırlığını önemli ölçüde artıracak. İstanbul’da liderler zirvesi, Antalya’da ise kapsamlı teknik toplantılar gerçekleştirilecek. Türkiye, bu süreçte hem uluslararası görünürlüğünü yükseltecek hem de yeşil dönüşüm ve iklim finansmanı alanlarında yeni yatırımlar için kritik bir merkez hâline gelecek.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) yıllık buluşması olan COP toplantılarının 31'incisi gelecek yıl Türkiye’de düzenlenecek. Küresel iklim gündeminin en kritik başlıklarının belirlendiği zirveye ev sahipliği yapılması, Türkiye’nin hem uluslararası görünürlüğünü hem de iklim alanındaki diplomatik ağırlığını güçlendirecek.

Her yıl 197 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen COP toplantıları; sera gazı azaltım politikalarından uyum stratejilerine, iklim finansmanından karbon piyasalarının kurallarına kadar küresel yol haritasının belirlendiği en üst karar platformu niteliği taşıyor. Paris Anlaşması’nın uygulanmasına yönelik maddeler de yine bu zirvelerde şekilleniyor.

COP31

COP süreci ve Türkiye’nin üstleneceği görevler beş başlıkta şöyle özetleniyor:

COP nedir?

COP, UNFCCC kapsamında oluşturulan ve iklim değişikliğiyle mücadele konusunda bağlayıcı kararların alındığı en üst düzey uluslararası organ olarak biliniyor. Her yıl toplanan konferansta sera gazı azaltım hedefleri, iklim uyumu, finansman mekanizmaları, kayıp-zarar fonları ve karbon piyasaları gibi başlıklar ele alınıyor. Paris Anlaşması’nın uygulama kuralları da COP toplantılarında karara bağlanıyor.

Ev sahipliği ülkelere ne kazandırır?

COP’a ev sahipliği yapan ülkeler hem diplomatik hem ekonomik hem de çevresel anlamda önemli avantajlar elde ediyor. On binlerce katılımcının geldiği zirve; turizm, konaklama, ulaşım ve hizmet sektörlerinde büyük bir hareketlilik oluşturuyor.

Aynı zamanda ülkenin yenilenebilir enerji, sürdürülebilir şehircilik ve iklim uyum projelerine hız kazandırıyor. Uluslararası iklim fonları ve yatırımcılar ev sahibi ülkeye daha fazla odaklanıyor; temiz enerji ve yeşil teknoloji yatırımları artıyor.

Zirve boyunca iki hafta boyunca ev sahibi şehir, küresel iklim diplomasisinin merkezi hâline geliyor ve uluslararası görünürlüğü güçleniyor.

COP’a daha önce hangi ülkeler ev sahipliği yaptı?

1995’ten bu yana COP toplantıları farklı kıtalarda dönüşümlü olarak düzenlendi. Öne çıkan ev sahipleri arasında Almanya (Berlin), Japonya (Kyoto), Danimarka (Kopenhag), Fransa (Paris – Paris Anlaşması burada kabul edildi), Birleşik Krallık (Glasgow), Mısır (Şarm el-Şeyh), Birleşik Arap Emirlikleri (Dubai), Azerbaycan (Bakü, 2024) ve Brezilya (Belem, 2025) yer alıyor.

Türkiye ise gelecek yıl ilk kez bu tarihi toplantıya ev sahipliği yapacak.

Ev sahipliği hangi sorumlulukları getiriyor?

COP öncesi ve süresince ev sahibi ülkenin çok kapsamlı bir hazırlık yürütmesi gerekiyor. 100 bini aşkın katılımcının ihtiyaçlarını karşılayacak altyapı, geniş toplantı salonları, medya merkezleri, yan etkinlik alanları ve güvenlik düzenlemeleri oluşturuluyor.

Birleşmiş Milletler standartlarında güvenlik protokolleri, karbon nötr bir organizasyon, sıfır atık uygulamaları ve sürdürülebilirlik kriterleri ev sahibi ülkenin temel yükümlülükleri arasında bulunuyor.

Devlet ve hükümet başkanlarının katılacağı zirveler için yüksek düzeyde diplomatik planlama yürütülürken, teknik komite oturumlarından ön müzakerelere kadar her aşamanın sorunsuz işlemesi ev sahibi ülkenin sorumluluğunda oluyor.

Türkiye için COP31 ne anlama geliyor?

Türkiye, COP31 ev sahipliği için Avustralya ile yürüttüğü ortak adaylık sürecinin ardından, COP30 Genel Kurulu’nda alınan kararla zirveyi organize edecek ülke olarak belirlendi.

Karara göre liderler zirvesi İstanbul’da, konferansın geniş kapsamlı toplantıları ise Antalya’da yapılacak.

Bu gelişmeyle birlikte 196 ülkenin temsilcileri gelecek yıl Türkiye'de bir araya gelecek. Dünyanın iklim politikalarını şekillendiren müzakerelerin merkezinin Türkiye olması; iklim finansmanı, yeşil teknoloji, temiz enerji yatırımları ve karbon piyasalarına yönelik uluslararası ilginin artmasını sağlayacak.

Türkiye’nin iklim politikaları, emisyon azaltım hedefleri ve yeşil dönüşüm vizyonu bu süreçte küresel ölçekte daha görünür hâle gelecek.

Cezaevinde toplu zehirlenme şüphesi: Vaka sayısı 266’ya yükseldi
Jurnal.ist