Cumhurbaşkanı Erdoğan: Senin ceddin neredeydi?

HİKMET YALÇINKAYA
Abone Ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 42. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed'in, Fahrettin Paşa'yı suçlayan bir tweeti paylaşmasına çok sert tepki göstererek Medine müdafaası ile ilgili olarak, "Ey zavallı, senin ceddin neredeydi" açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

Daha düne kadar 'muhtar bile olamaz' manşetleri ile siyasi hayatımızın sona erdirdiğini ima edenler, muhtarlık kurumunu aşağılayanlar, bu buluşmamızın ardından da şunu gördüler ki muhtarlar böyle aşağılanacak kurumlar, kişiler değil. Muhtarlarımızı üzenler beni de üzerler, o zaman ben de onları üzerim. Arkasında milletin olmadığı devlet adamı ayakta kalamaz. Milletin tam desteğini almış devlet adamının ise önünde duracak hiçbir beşeri engel yoktur.

Fahrettin Paşa açıklaması

Ecdadımız 1000 yıl boyunca Kudüs'ü ve tüm İslam coğrafyasını korumuştu. 1. Dünya Savaşı bir kez daha yüzleşmemizin, Kurtuluş Savaşı ise önümüzde yeni bir dönem açışımızın adıdır. 1. Dünya Savaşı'nın üzerine hala yeteri kadar çalışılmamış pek çok destanı vardır. Bunlardan biri İngilizlerin Kut'ül Amare'de büyük hezimete uğratılmış olmasıdır. Bugünlerde birilerinin büyük bühtanı ile hatırladığımız bir başka destanımız da bizim Medine müdafaamızdır. Zalimlerin safında yer almayı maharet sananların Medine müdafaasını ve onun büyük kahramanı Fahrettin Paşa'yı hedef almaları boşuna değildir. Medine müdafaası İslam'ın ve onun büyük Peygamberinin, adının, sembollerinin nasıl korunması gerektiğini gösteren ibretlik bir hadisedir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

"Fahrettin Paşa tüm enerjisini Medine'nin korunmasına vermiştir"


Fahrettin Paşa, bugün Bulgaristan sınırları içinde yer alan Rusçuk'ta doğmuştur. İstanbul'a gelmiş, harp okulunu bitirdikten sonra orduya katılmıştır. Musul'da, Urfa'da Ermeni isyanlarının bastırılmasında görevler üstlenmiştir. 1916'da Medine'ye tayin edilen Fahrettin Paşa 1919'a kadar korunmasını üstlenmiştir. Ey bize bühtanda bulunan zavallı senin ceddin neredeydi. Fahrettin Paşa'nın 2 yıl 7 ay süre ile müdafaa ettiği Medine'de yaptığı işler, direniş takdire şayandır. Utanmadan, sıkılmadan Erdoğan'ın ecdadının mukaddes emanetleri oradan çalarak İstanbul'a getirdiklerini söyleyecek kadar hezayan içinde olan zavallılar, oradaki işgale gelenlerden onları korumaktır, şehit olmak adına, Paşa, mukaddes emanetleri 2 bin kişilik koruma gücü ile İstanbul'a göndermiştir. İşgalci güçlerin eline geçmesini, görkemli müzelerde sergi malzemesi haline dönüşmesini engellemiştir. Bu emanetler İstanbul Topkapı Müzesi'nde. Batıdaki o malum yerlerde akıbeti belli olmayan yerlere mi gitseydi. Çünkü bunların kafası batıcı da onun için bu saldırıyı başlattılar. Fahrettin Paşa tüm enerjisini Medine'nin korunmasına vermiştir. Fahrettin Paşa Medine'yi 2 yıl 7 ay savunmuştur.

"Çekirgenin serçeden ne farkı var. Temizdir, tazedir"

Paşa askerleri ve şehit halkını toplayıp, "Ey insanlar malumunuz olsun ki kahraman askerlerim, bütün insanların sırtını dayadığı yer Medine'yi son damla kanına kadar müdafaaya memurdur. Allah-ü teala bizimle beraberdir." demiştir. Oraya yakın topraklarda bulunanlar utanmadan sıkılmadan, bühtanda bulunuyorlar. Sen Erdoğan'ı da tanımamışsın, Erdoğan'ın ceddini ise hiç tanımamışsın. Biz sizin ne tür garabetler içinde olduğunuzu gayet iyi biliyoruz. Ne tür yanlışlar içinde olduğunuzu gayet iyi biliyoruz. Bizim ecdadımız şartların zorlaştığı, ilacın, yiyeceğin kalmadığı dönemde Medine'yi büyük bir çekirge sürüsü basmıştı. Fahrettin Paşa, "Çekirgenin serçeden ne farkı var. Temizdir, tazedir" diyerek aylarca onları şehri basan çekirgelerle besliyor. Bu arada hem İstanbul hükümeti hem de çevresindekilerce teslim olması yönünde telkinler gelen Paşa teslim oluyor. Şehir günlerce yağmalanıyordu. Karışıklıklardan dolayı şehri terk eden Medine sakinlerinin evlerinin kapıları kırılıp talan ediliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

"Yeri gelecek bunları da açıklayacağız"

Tarihimizin bu mümtaz şahsiyetine dil uzatanların bugün kimlerle, nerelerde, ne işler çevirdiğini biz gayet iyi biliyoruz. Yeri gelecek bunları da açıklayacağız. Fahrettin Paşa Medine'nin tek taşına el uzatmamış, adaletten uzaklaşmamış bir komutandır. Kutsal emanetler ticari meta haline dönüştürülmemiştir. Bugün de titizlikle korunmaya devam edilmektedir. Batıya giden o emanetler acaba ne durumda? Onları geri almak için çabanız, gayretiniz var mı? Yok. Kendi acziyetlerini, hatta ihanetlerini örtme amacı olduğu açıkça ortadadır.

  1. Fahrettin Paşa'nın Peygamberimize o güzel yakarışını tekrarlamak istiyorum; "Senin için savaşanlarla sana karşı çıkanları görüyorsun. Allah'ın yardımını bize ulaştır."

"Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, bizim güvenlik stratejimiz de bu."

ABD geçtiğimiz günlerde kendi güvenlik stratejisini açıkladı. Bu strateji için "Her şey Amerika için" demek mümkündür. Biz kendi stratejimizi şöyle açıklayabiliriz. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, bizim güvenlik stratejimiz de bu.

Milli birliğimize, egemenliğimize, haklarımıza saygı duyan herkesle birlikte yol yürümeye hazırız. Bu değerlerimizden herhangi birine el uzatanın elini kırmak da bizim boynumuzun borcudur. Türkiye hiçbir zaman terör örgütleri üzerinden başka ülkeleri hedef almadığı gibi tevessül edenlere de asla teslimiyet göstermez.

  1. Suriye ağladığında biz de ağlıyoruz. Filistin'de mazlumlara eziyet edildiğinde bizim de içimiz acıyor.

Cumhurbaşkanı Afrika'ya gidiyor

Bu hafta sonu bir Afrika'ya geçeceğiz. Bir Sudan yapacağız. Sonra Çad'a, oradan Tunus'a gitmek suretiyle 3 Afrika ülkesini dolaşmış olacağız. Görelim, edelim, onlarla dertleşelim, neler yapabiliriz, bunun da gayreti içinde olalım. Bugün 3. gün. Başbakanımız Bangladeş'te, oradaki kampları ziyaret etti, Arakanlı Müslümanların halini gördü. Biz onların halini görüp halimize hamd edeceğiz. Ya onlar bizim başımıza gelseydi. Bunun için Akdeniz'de batan her teknenin haber ile bizim de kalbimizin bir kısmı sulara gömülüyor.