Fabrika çarkları arasına sıkışıp unutulmaya yüz tutan meslekler

NURCAN ÜÇ
Abone Ol

Günümüzde yeni teknolojiye yenik düşmüş sayısız meslek var. Öyle ki azalan, şimdilerde nostalji olarak yaşatılmaya çalışılan ya da sahiden yok olan meslekler… Evet, evet. Sesi kısılmış seyyar satıcılardan söz ediyoruz.



Aslında onlar, mahalleye geldiklerinde çocukların peşlerinden koştuğu; annelerin, mahalle halkının sesi duyduklarında balkona çıktıkları tanıdık bildik biriydiler. Şimdilerde ise anonsunu her duyduğumuzda bizi çocukluğumuza götüren seyyar satıcılar oldular…

Caddeler, köprü altları, köşe başları, çeşme önleri, çarşılar onlar için en “gıcır" meskenlerdi. Müşteri onlara değil, onlar müşterilere giderlerdi. Azimli, çoğa tamah etmeyen, ihtirassız insanların mesleğiydi bir bakıma. Eskiler gırtlaklarıyla, yeniler ise hoparlör, cıngılları, ses bantlarıyla kendilerine özel sloganlarıyla mahalleliye seslenirlerdi.

Hadi gelin evvel zaman içinde sokağın rengini de ele veren seslere kulak verelim:

1. Çerçiciler
Tarihin en eski mesleklerinden biri çerçiciliktir. Bir nevi gezgin satıcılıktır. Yiyecek, temizlik malzemeleri, giysi, tuhafiye, oyuncak, ev eşyalarına varıncaya dek envai çeşitte akla gelebilecek birçok eşyayı şehirlerden köylere getirir Bu mesleğin ortaya çıkmasındaki en önemi sebep eski zamanlarda ulaşımın zorluğudur. Zamanın ihtiyaçlarını karşılayamayan bu meslek ne yazık ki geleneksel olarak sürdürülemiyor.
2. A la minüte fotoğrafçılar
Namıdiğer şipşakçılar, ayak fotoğrafçıları veya dakikalıkçılar... Arka fonda "İstanbul Hatırası" yazılı kara bir perde.

Hele çocuk yaşta iseniz kara perde arkasından bir ses “Dikkat et buraya! Şimdi kuş çıkacak..." Şimdilerde ise şayet rastlarsanız kara perde önünde bir de siz oturun derim.

3. Arzuhalci
En güzel meslek isimlerinden biri “arzuhalci” olsa gerek… Hali arz etmekten gelir nitekim. Hislere en derinden tercüman olan bu zatlar, kalıplaşmış cümleler ile dilekçe, mektup yazar veya mektup okurlardı.

4. Yoğurtçu
Genellikle ikindi vaktinden sonra, ellerindeki çanı sallayarak haber verirlerdi geldiklerini. Yoğurtçular, yoğurtları tepsiler içinde alırlar, ağaç askının iki kefesine üst üste dizerlerdi. Tepsi yoğurtları doğaldı, güzeldi, lezizdi…

5. Hurdacı

Ne dediğini anlamadığın biri varsa o kişi mahallenizden geçen hurdacıdır.
Genellikle bozuk artık kullanılmaz hale gelmiş eşyaları toplar, karşılığında genellikle birkaç lirayı geçmeyecek bozuk paraları avuçlarımıza koyan kişilerdir. Eğer hala etrafınızda “hurdaciiiiii” diye bağıran birileri varsa dikkatli olun! Zira eski bir gramafon, antika abajur, eski bir köşk kapısı karşınıza çıkabilir.
Bir de şöyle seslenirlerdi:
“Demir alıyom, hurda alıyom eskiciiiii
Eski alıyom, demir alıyom, hurdaciiii
Hurda alıyom, eski alıyom demirciiiii”



6. Zerzevatçı
Dönemlerinin uzman manavları olan zerzevatçılar, hem pazarlardan ucuzdu hem de pazarların yapılmadığı günlerin kurtarıcısıydı. Tabii, o zamanlar sebze ve meyveler de tam organikti. Şöyle de bir tarzları vardı:
“Patates, patatesçi… patatesçi geldi hanım…. Haşlamalık, kızartmalık, sarı patatesler… Haydi patates!”

7. Dönme dolapçı
O geldiğinde oynanan oyunlar bozulur, başka zamana ertelenirdi. Annelere balkondan para atmaları emredilir; hemen sıraya girilirdi. Mahallede tam bir bayram havası eserdi. Seyyar dönme dolapları bir çocuk için demir yığınından çok daha fazlasıydı…

Bir tur fazladan vermesi için adeta yalvarılası amcalar! Sizlere de selam olsun.

8. Pamuk helvacı
Bir çocukluk rüyasıydı hem de en pembe olanından. Pamuk helvacı ise gittiği her mahallede gözbebeği, çocukların pervane misali etraflarında döndükleri biricik şahsiyetlerdi. Damakta çabucak erir; ağıza, buruna yapışırdı. Bir çocukluk anısı… Anıdan çok daha fazlası.

9. Overlookçu
Hep aynı ses:

“Hanımların dikkatine! Overlok makinesi ayağınıza geldi. Halı, kilim, paspas, yolluk kenarına, halıfleks kenarına overlok yapılır. Beş dakikada yapılır, hemen teslim edilir.'' Bu sesi unutan var mı?

10. Bozacı
“Bozaaaaa”, “bozacıııııı”, “booooouuuuuutszaaaa”, “kaymak gibi booozaaa” gibi farklı ses tonlamalarıyla, kış gecelerinde ellerinde güğümleriyle sokak sokak gezip sıcacık bir içeceği kapınıza getiren kişiler, işte onlar bozacılardır. Küçük çocukların uykularını kaçıran meçhul seslerin sahipleri, mahallelerin en esrarengiz ve karanlık kahramanlarıdır aynı zamanda. Ancak sesleri metropolün sesi değildir; bu yüzden zaman içerisinde kaybolarak uzaklaşıyorlar.

11. Bohçacı
"Bohçacı geldiii hanımmmm!"
Kapı kapı çarşaf, dantel, masa örtüsü, nevresim, pikeleri gezdirirler; bohçacılar her kapıda bohçayı bir çırpıda açar, hanımlara ısrarla gösterirlerdi. Üstelik taksit bile yaparlardı.