Fransa'da son düello: Macron mu? Le Pen mi?
Fransa cumhurbaşkanını seçiyor... Bir tarafta 'Şeytanın kızı' lakabıyla Le Pen diğer tarafta kendinden 24 yaş büyük kadınla evli olan iki yıl öncesine kadar kimsenin tanımadığı Macron. Gelin şimdi Fransa'nın yeni cumhurbaşkanı adaylarını daha yakından tanıyalım. İşte Le Pen ve Macron'un birbirinden farklı özellikleri...
Fransa'da nefesler tutuldu, herkes bugünkü cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlarını bekliyor. İlk turda yapılan oylamada Fransızların yüzde 23,9'u, kendisini merkezde konumlandıran Emmanuel Macron'a oy vermişti. İlk turun ikincisi ise yüzde 21,4 oy alan aşırı sağcı aday Marine Le Pen oldu. İkinci turda yarışacak bu iki isimden en çok oyu alan, ülkenin yeni cumhurbaşkanı olacak.
İlk tur seçimlerinde Fransa tarihinde bir de ilk yaşanarak; ne Cumhuriyetçi Parti'den ne de Sosyalist Parti'den bir aday ikinci tura kalabilmişti.
Gelin şimdi Fransa'nın yeni cumhurbaşkanı adaylarını daha yakından tanıyalım... İşte Le Pen ve Macron'un birbirinden farklı özellikleri
Avrupa ve göçmen karşıtı fikirleriyle tepkileri üzerine çeken Fransız siyasetçi Marine Le Pen, 2011’de babasından devraldığı Ulusal Cephe’yi bir takım değişiklikler yaparak farklı bir vizyona kavuşturdu. Ulusal Cephe’de dönüm noktası, baba Jean Marie Le Pen’in Nazi kamplarını tarihin sadece bir detayı olarak değerlendirmesi nedeniyle kızı Marine tarafından partiden ihraç edilmesi oldu.
Marine bu kararıyla çoktan geniş bir kitleye hitap etmeye başlamıştı.
Babasının deyimiyle 'Şeytan'ın kızı' Le Pen
Dünya, Fransa gibi insan hakları ve demokrasi geleneğiyle övünen bir ülkede birinci parti gelmeyi başaran kadın lider Marine Le Pen’i konuşuyordu.
“Şeytan” diye anılan babasının deyimiyle “Şeytan’ın kızı” Marine Le Pen, şimdi AB’yi içerden çökertmeyi ve yarın yapılacak seçimde Fransa'nın yeni Cumhurbaşkan'ı olmayı hedefliyor.
İki yıl öncesine kadar kimsenin tanımadığı Fransız siyasetçi Emmanuel Macron tüm taşları yerinden oynatarak beklenmedik bir popülariteye ulaştı. Kısa bir süre öncesine kadar mevcut Cumhurbaşkanı François Hollande’ın en güvendiği isimlerden biri olan eski Ekonomi Bakanı Macron, Sosyalist Parti’nin işleyiş şekline baş kaldırarak görevinden istifa etti
Bazı uzmanların “halkın Fransız siyasetine kazandırmak istediği yeni bir sima”olarak değerlendirdikleri Macron istifasının ardından “En Marche” adlı hareketi kurdu.
Figaro gazetesi yazarlarından Anne Fulda, Macron hakkında “Emmanuel Macron: Mükemmel bir genç adam” isimli biyografi yazdı. Fulda: “Çarpıcı olan Macron’un kazanmak için büyük bir şansa sahip olmadan yola koyulması. Maceraya atılıyor. Bazıları onun ve Napoleon Bonapart arasında bir benzerlik olduğunu savunuyor. Niyetini saklamayan, doğrudan bir adam.”
Amerikan tarzı mitingleri, “Hollywood” starlarını andıran şık duruşu ve sadece 39 yaşında genç bir siyasetçi olması medyadaki popülaritesinin ana sebeplerinin başında geliyor. Ancak Macron’un medyatik olmasındaki en önemli sebep eski Fransızca öğretmeni kendinden 24 yaş büyük Brigitte Trogneux ile 2007 yılında yaptığı evlilik.
Trogneaux ile Macron’un evliliği son günlerde dünya basınına da sıkça konu oluyor. Zira çiftin yaş farkı ve Trogneaux’nun lisede Macron’un öğretmeni olması nedeniyle sıradışı sayılabilecek bir ilişkileri var.
Mayıs 2014'te Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ise Le Pen liderliğindeki FN yüzde 24,9 oyla Fransa'da seçimlerden birinci parti olarak çıktı.
Müslümanlara karşı tutumu
FN'in lideri seçilmeden önce 2010 yılında özellikle Müslümanlara karşı sert bir çizgi benimsemiş olan, hatta Müslümanların cuma namazını cami dışında kılmasını "Alman işgaline" benzeten Marine Le Pen'in, Müslümanların "Fransız toplumuyla uyumlu yaşayabileceği" fikrine evrildiği gözleniyor. Dünkü seçimin ardından bir televizyon kanalında canlı yayına katılan Ulusal Cephe'nin kurucu lideri Jean-Marie Le Pen de sonuçları yorumlarken, "Ben kızım Marine'e göre daha ayrıştırıcı biriydim. Marine, birleştirmeyi başardı" sözleriyle değerlendirdi. Ancak Le Pen'in geçmişteki "sokaklarda bile başörtüsünü yasaklayacağı" yönündeki söylemleri, Müslümanlardan oy almasını güç kılıyor. Marine Le Pen'in Müslümanlara karşı yaklaşımında son dönemde bir yumuşama görülse de deneyimli gazeteci Alain Duhamel bir mülakatında, "FN halen Müslümanlara dolaylı olarak saldırıyor." ifadelerini kullandı. Antisemitik açıklamalarıyla zaman zaman gündeme gelen babasından farklı olarak Le Pen'in, Yahudi cemaatinin liderleri ile de temas kurduğu ve hatta belirli bir oranda Yahudi oy tabanı olduğu biliniyor.
Sosyalist Parti'ye 2006 yılında katılan Macron, François Hollande'ın ilk hükümetinde 2012-2014 yıllarında Hollande'ın genel sekreter yardımcılığı görevini yürüttü. Emmanuel Macron, daha sonraki hükümette Ekonomi Bakanı olarak atandı. Ekonomi Bakanı iken iş çevreleri ile ilişkileri çok iyi olan Macron, kamuoyundaki yoğun itirazlara ve protestolara rağmen Hollande ve dönemin başbakanı Manuel Valls'in desteğiyle çalışma hayatıyla ilgili pek çok düzenlemenin hayata geçirilmesini sağladı.
"En Marche" (Yürüyüş) Hareketi'ni Nisan 2016'da kuran Emmanuel Macron, Ağustos 2016'da ise bakanlık görevinden istifa etti. Macron, ekonomi politikalarında kendisini "liberal", sosyal konularda "solcu" olarak tanımlıyor. Macron'un cumhurbaşkanı olma şansının artmasının en önemli nedenleri ise Sosyalist Parti'nin adayı Benoit Hamon'un aşırı sola kayan politikalar önererek kamuoyu desteğini kaybetmesi, merkez sağdaki Cumhuriyetçiler Partisi adayı François Fillon'un yolsuzluk iddiaları nedeniyle yara alması gösteriliyor. Emmanuel Macron'un seçmen gözündeki en büyük sorunu ise genç siyasetçinin ekibinin de genç ve tecrübesiz olması.