Hamaney suikasta uğrarsa ne olur? İran’da rejim değişikliği yaşanır mı? İşte öne çıkan iki isim
İran Araştırmacısı Oral Toğa, GZT yayınında gündeme dair dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. İsrail’in, ABD desteğiyle İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’i hedef alabileceği yönündeki senaryoları yorumlayan Toğa, böyle bir suikastın yalnızca İran'da değil, bölge genelinde de büyük bir sarsıntıya yol açabileceğini söyledi. Toğa’ya göre, Hamaney'nin ortadan kalkması durumunda İran, “sistemik felç” olarak tanımlanan kaotik bir sürece sürüklenebilir.
Oral Toğa, liderlik mekanizmasının merkezinde yer alan Hameney’nin karar verici tek aktör olduğuna dikkat çekerek, “İran’da birçok meselede son sözü Hamaney söylüyor. Böyle bir liderin bir anda devre dışı kalması, rejim içinde kısa vadede ikame edilebilecek bir yapı olmadığını gösteriyor” dedi.
Mücteba Hamaney'in adı öne çıkıyor ama tartışmalı
Hamaney sonrası en güçlü adaylardan biri olarak sık sık oğlu Mücteba Hameney'in ismi zikrediliyor. Ancak Toğa, bu durumun rejim içinde ciddi bir ikilem oluşturduğunu vurguluyor:
- “İran halkı hanedanlık benzeri bir devri sabık istemiyor. 1979’daki devrimin temel motivasyonlarından biri şah sistemine karşı çıkmaktı.
Mücteba Hamaney’in ismi bu nedenle halk arasında tepkiyle karşılanıyor.”
Toğa, Mücteba Hamenei’nin resmi bir görevi bulunmasa da Devrim Muhafızları üzerindeki etkisiyle ülke siyasetini perde arkasından yönlendiren figürlerden biri olduğunu belirtti. 2009'daki Yeşil Hareket sürecinde protestoların bastırılmasında aldığı rol nedeniyle toplumda ciddi bir negatif algı oluştuğunu da sözlerine ekledi.
Pehlevi’nin dönüşü mümkün mü?”
Programda, Şah dönemine duyulan nostalji ve Rıza Pehlevi’nin olası rolü de gündeme geldi. Toğa, mevcut Pehlevi’nin (torun Rıza Pehlevi) İran’daki karşılığının zayıf olduğunu söylerken, “Farsçası kırık, açıklamaları alay konusu olan bir figür. Ancak İsrail ve ABD’nin bir senaryo çerçevesinde onu öne çıkarma ihtimali yok değil” dedi.
Toğa, buna rağmen İran halkının dış müdahale ile gelen bir yönetimi kolay kolay kabul etmeyeceğini ifade etti: “Halkın Mücahitleri örneği ortada. Savaş döneminde Irak safında yer aldıkları için halk onları affetmedi. Rıza Pehlevi de dış destekli gelirse aynı tepkiyle karşılaşabilir.”
Reisi sonrası 'boş koltuk' büyüyor
Bir diğer önemli aday olarak görülen İbrahim Reisi'nin de geçtiğimiz haftalarda geçirdiği helikopter kazasında hayatını kaybetmesi, Hamaney sonrası ortaya çıkacak boşluğun daha da derinleşmesine yol açtı. Toğa, bu gelişmeyi “dekapitasyon” yani bir yapının A takımının tek tek ortadan kaldırılması stratejisine benzeterek İsrail’in daha önce Lübnan Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’a karşı benzer bir taktik izlediğini hatırlattı.
Yeni adaylar ve olası senaryolar
İran Anayasası’na göre Uzmanlar Meclisi’nin kapalı oturumda yapacağı oylamayla yeni bir rehber seçmesi gerekiyor. Ancak Toğa, sistemin “bir kişi” şartı aramadığını ve ortak liderlik modeli gibi farklı formüllerin de gündeme gelebileceğini aktardı.
Bununla birlikte hiç bilinmeyen yeni bir adayın ortaya çıkması ihtimali de göz ardı edilmiyor. Toğa’ya göre bu süreçte Çin’in pozisyonu, İran milliyetçiliğinin nasıl evrileceği ve olası dış müdahaleler belirleyici olacak.
Rejim değişikliği senaryosu: Pandora’nın Kutusu
Toğa, olası bir rejim değişikliğinin ardından kısa vadede İran’da istikrar beklemenin gerçekçi olmayacağını vurguladı. “İran güç boşluğunu kolay kaldırabilecek bir ülke değil” diyen Toğa, özellikle etnik ve mezhebi farklılıkların olduğu bölgelerde (Belucistan, Huzistan, Urmiye gibi) hareketlilik görülebileceğini ifade etti.
ABD ve İsrail’in doğrudan rejimi hedef alacak hamlelerine karşılık İran’ın içeride hem sadık kitleleri hem de seküler ama milliyetçi halk kesimleriyle direnç gösterebileceğini söyleyen Toğa, “İsrail bombalarıyla yıkılmış bir rejimin yerine getirilecek yeni sistem, geniş kitleler tarafından meşru görülmeyebilir” dedi.
Toğa’nın ifadesiyle: “Bu tam anlamıyla Pandora’nın kutusu. Ne olacağını kestirmek çok zor ama ne olmayacağını söyleyebiliriz: İran kısa sürede istikrara kavuşmaz.”