Hastalarına yaptığı işkencelerle bilinen tarihin en acımasız doktoru: Shiro Ishii

HABER MASASI
Abone Ol

Shiro Ishii, 2.Dünya Savaşı ve Çin-Japon Savaş'ında kullandığı biyolojik silahlarla çok büyük katliamlara sebep olmuş bir isim.

Askeri bir doktor olan Shiro Ishii Japon Ordusu'nda görev yapıyordu. 1945 yılında orduda baştabipliğe kadar yükseldi. Ancak bu başarısında hastalarına karşı uyguladığı insanlık dışı yöntemlerin payı çok büyüktü. Kariyerinin ilk dönemlerini I. Dünya Savaşı'nda kullanılan biyolojik ve kimyasal savaş tekniklerini araştırarak geçiren Dr. Ishii daha sonra 1932 yılında ordunun biyolojik savaş departmanında görevlendirildi. Burada kendisine verilen görev, biyolojik savaş tekniklerini esir kampında bulunan insanlar üzerinde test etmekti.

Sonrasında bu kamptan kaçan birkaç mahkumun her şeyi açıklamasıyla kamp kapatıldı. Ama Japon Ordusu durmadı ve Shiro Ishii için Pinfang'de yeni bir merkez kurdu. Bizzat devletin finanse ettiği bu kampın Unit 731 idi ve içinde 400 tutsak bulunuyordu. Burada 1942-1945 yılları arasında maalesef insanlık tarihinin en acımasız deneyleri tıbbi araştırma adı altında yürütüldü ve etkileri kayıt altına alındı.



ÇOCUK VE HAMİLE KADINLAR DA VARDI
Deneyler için Ishii'ye farklı genetik özelliklere sahip mahkumlar gerekiyordu. Bunun için denekler arasında yaşlı, kadın, çocuk ve hamile kadınlar bile vardı. Dondurucuda bulunan insan uzuvlarında insan etinin çürüme sürecini gözlemleyen Ishii, tutsakların bir kısmını ölene kadar susuz bırakıyor, bir kısmı ise mermi çıkarma ameliyatlarında pratiklik kazanılması amacıyla karnından vuruluyordu. Maalesef uygulanan işkenceler bunlarla sınırlı değildi.

Bazı tutsakların kol ve bacakları anestezi olmadan kesiliyor, karaciğerlerinin bir kısmı çıkarılıp kalan kısmıyla ne kadar yaşayabileceği gözlemleniyor ve kanlarına deniz suyu enjrekte edilerek göstereceği etkiler test ediliyordu. Ayrıca kan kaybı üzerine de çalışan doktorlar insanları kesik uzuvlarla bırakıyorlardı. Bazı mahkumların ise mideleri çıkarılıp, yemek boruları direkt olarak bağırsaklarına bağlanıyor ve böyle yaşayıp yaşayamayacakları gözlemleniyordu.



İNSAN BELLİ DURUMLARDA NE KADAR YAŞAYABİLİR?
Bunu test etmek için mahkumlar aç ve susuz bırakılıyor, yüksek basınç odalarına kapatılıyor ve x-ray ışınlarına maruz bırakılıyorlardı. Bunların dışında fosfor ve klorid gibi ölümcül gazlara maruz bırakılan mahkumlar, bazen de canlı canlı gömülüyorlardı. Uygulanan bir başka test ise, damarlarına hayvan kanı enjekte edilen mahkumların ne kadar süre yaşayacağını gözlemlemekti.

Dr. Shiro Ishii ve ekibinin gerçekleştirdiği işkenceler ve vahşet yıllar boyunca saklandı. Bu vahşetin ve katliamın basında yer alması ise 1980'li yılları buldu. Ancak Ishii 1959 yılında vefat ettiği için tüm suçları yanına kaldı.