Hong Kong'ta protestocular istediğini aldı mı?

ÇAĞRI SAÇARALP
Abone Ol

Hong Kong lideri Carrie Lam, 'suçluların Çin'e iadesini kolaylaştıracak' yasa tasarısının süresiz olarak askıya alındığını açıkladı.

Ülkede yarın da geniş çaplı protesto gösterileri planlanıyor.Hong Kong'da Çin Halk Cumhuriyeti aleyhine faaliyet gösterdiğinden kuşkulanılan kişilerin Çin makamlarına teslim edilmesini kolaylaştıran yasa tasarısı büyük tepkiye neden olmuş, yüzbinlerce kişi sokaklara akın etmişti.

Protestocular iade yasa tasarısının kabulü halinde Çin'in Hong Kong'da istediği kişileri siyasi suçlar sebebiyle alıkoyabileceği ve kentin yarı özerk sistemine darbe vuracağını savunuyor.

Hong Kong’un son İngiliz Valisi Chris Patten de söz konusu yasa tasarının Hong Kong’un hukuk devleti kimliğine, istikrarına ve güvenliğine vurulmuş "korkunç bir darbe" olduğunu savunuyor.

Geçen hafta yüzbinlerce gösterici 'suçluların Çin'e iadesini kolaylaştıracak' yasa tasarısını protesto etmek için sokaklara akın etmiş, Hong Kong’un ana caddelerini trafiğe kapatarak, hükümet bölgesine giriş çıkışlara engel olmuştu. Protestolar sırasında 79 gösterici yaralanmış, 11 kişi de gözaltına alınmıştı.

Protestoların ardından Hong Kong özerk yönetimi Yasama Konseyi, tasarının ertelenmesini gündemine almıştı. Yerel medyaya yansıyan haberlere göre; son günlerde danışmanları Hong Kong'un lideri Carrie Lam'a tasarıyı askıya alma yönünde tavsiyede bulunmuştu.

Hong Kong'un lideri Carrie Lam basın toplantısında konuştu

Hong Kong'un lideri Carrie Lam basın toplantısı düzenleyerek yasa taslağının süresiz olarak askıya alındığını duyurdu. Yasanın toplumda ciddi ölçüde ayrışma yarattığını aktaran Lam, hükümet içinden “durup düşünmesi” yönünde çağrılar aldığını belirtti.

“Açıklama ve iletişim bakımından eksiklikler bulunduğunu itiraf etmek zorundayım” diyen Lam, “Hong Kong’un çıkarlarını akılda tutmak zorundayız” dedi.

Protesto gösterilerine kaç kişi katıldı?

Gösterileri düzenleyenler, yürüyüşe bir milyona yakın kişinin katıldığını, polis ise sayının en fazla 240 bin olabileceğini söyledi.

Hong Kong Özel İdari Bölgesi Lideri Carrie Lam Cheng Yuet-ngor, pazartesi günü yaptığı açıklamada, zanlıların yargılanmak üzere Çin'e iade edilmesinin önünü açacak yasa tasarısının önemli ve gerekli olduğunu, Hong Kong'un adaleti savunmasına ve uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmesine yardımcı olacağını ifade etmişti.

Hong Kong lideri Carrie Lam

Göstericiler söz konusu düzenlemenin Hong Kong'da muhalif isimlerin hedef alınması ile sonuçlanacağından endişe duyuyordu.

Yasa değişikliği neleri değiştirecekti?

Tasarıda Çin, Tayvan ve Macau'daki yetkililerin cinayet ve tecavüz gibi suçlarla yargılanan şüpheliler için iade başvurusu yapmasına izin verilmesi, son kararı ise her davayı özel olarak inceleyecek mahkemelerin vermesi öngörülüyordu.

Zaman zaman gerginliklerin yaşandığı protestolarda polis biber gazı kullandı.

Tasarıda siyasi ya da dini suçlardan yargılanan kişilerin iade edilmeyeceği belirtiliyor.

Polisler, göstericilere tazyikli suyla müdahale ediyor.

  • Hong Kong hükümeti sadece hapis cezası en az 7 yıl olan mahkumların iade edilmesi gibi bazı tavizlerle Hong Kongluların tepkilerini azaltmaya çalışsa da, özerk bölgede büyük çoğunluk insanların Çin'in yargı sistemi altında keyfi gözaltılar, adil olmayan yargılama süreçleri ve işkenceye maruz kalacağından endişeli olduğunu ifade etti.

Hong Kong Parlamentosunda geçtiğimiz ay kavga çıkmıştı

Hong Kong Parlamentosunda, geçen ay değişikliğe karşı çıkan milletvekilleriyle değişiklik yanlıları arasındaki kavgada çok sayıda milletvekili yaralanmıştı. Muhalifler, iade yasasında yapılacak bu değişikliğin, Hong Kong'un özgürlüklerini ortadan kaldırılacağını savunuyor.

Hong Kong parlamentosunda, şüphelilerin yargılanmak üzere Çin'e gönderilmesine izin verecek biçimde yasal değişiklik yapılması görüşmeleri sırasında kavga çıktı.

Muhalifler, yasanın çıkması halinde bunun, Çin'in Hong Kong'daki siyasi muhalifleri hedef almasıyla sonuçlanacağından endişe ediyor.

Çin devlet medyası tasarıya nasıl bakıyor?

Çin Halk Cumhuriyeti'ne bağlı China Daily gazetesinin başyazısında, bazı Hong Kongluların "muhalefet kanadı ve onların yabancı müttefiklerinin oyununa geldiği", tasarının uzun vadede Hong Kong'u "suçlular için güvenli bir liman" olmaktan çıkaracağı ve her adil insanın tasarıya destek vermesi gerektiğine ilişkin ifadeler yer aldı.

Tasarı neden gündeme gelmişti?

Tasarı, geçtiğimiz yıl 19 yaşındaki Hong Konglu bir adamın 20 yaşındaki hamile kız arkadaşını Tayvan'da tatilde olduğu sırada öldürdüğü iddiaları sonrası gündeme geldi.

Bazı göstericiler meclis binasına girmeye çalıştı.

Tayvan'dan kaçan şüpheli geçen yıl Hong Kong'a döndü. Hong Konglu yetkililer, Tayvanlı yetkililerin iade talebine karşın iki ülke arasında bir iade anlaşması olmadığı gerekçesiyle bunu yapamayacaklarını söylediler.

Protestolarda neler yaşandı?

Yüzbinlerin katıldığı yürüyüşler genel olarak barışçıl geçti. Hong Kong'ta protesto gösterilerine avukatlardan öğrencilere, iş insanlarından dini gruplara pek çok kesimden insan katılım gösterdi.

Göstericiler şehrin doğu-batı hattında ilerleyen önemli ana yollarından Lung Wo Road'un çevresinde toplandı.

Göstericiler protesto esnasında "Şeytani tasarıyı iptal et" ve "Çin'e iadeye karşı çık" yazılı pankartlar taşıdı.

Göstericiler Çin karşıtı pankartlar taşıdı.

Göstericilerden bazıları ile polis arasında arbede çıkarken, bir grup maskeli gösterici Meclis binasına girmeye çalıştı. Güvenlik görevlileri meclis binasına girmeye çalışan göstericilere biber gazı ve coplarla müdahale etti.

Protestoların simgesi şemsiyeler oldu.

Tasarıya dış dünyanın tepkisi ne yönde olmuştu?

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Kanada da tasarıdan duydukları endişeyi dile getirirken, tasarının Hong Kong’da yaşayan İngiltere ve Kanada vatandaşlarına olası etkisine yönelik çekincelerini ifade ettiler.

Hong Kong’un son İngiliz Valisi Chris Patten

Hong Kong’un son İngiliz Valisi Chris Patten de yasa tasarısıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, bunun uluslararası bir ticaret merkezi olan Hong Kong’un hukuk devleti kimliğine, istikrarına ve güvenliğine vurulmuş "korkunç bir darbe" olduğunu dile getirdi.

Tayvan sorunu çerçevesinde ABD-Çin arasında gerilim artar mı?
Jurnal.ist

Tepkilerin odağındaki Hong Kong lideri Carrie Lam kimdir?

Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nde 2017 yılının mart ayında yapılan başyönetici seçiminden zaferle ayrılan Carrie Lam, Pekin merkezi hükümeti ve Hong Kong halkına bağlılık yemini ederek görevi selefi Leung Chun-ying'den devralmıştı.

Eski bir İngiliz kolonisi olan Hong Kong'un ilk kadın başyöneticisi olan Lam, "Hong Kong'u halkının hayatından hoşnut olarak yaşayacağı bir yer yapmayı amaçladığını" ifade ediyor.

Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nde Mart 2017'de yapılan başyönetici seçiminden zaferle çıkan Carrie Lam, Temmuz 2017'de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in (sağda) huzurunda Pekin merkezi hükümeti ve Hong Kong halkına bağlılık yemini ederek görevi selefi Leung Chun-ying'den devralmıştı.

Hong Kong'da yaklaşık 40 yıllık kamu hizmeti bulunan Lam, 26 Mart 2017'de bin 194 üyeli seçim komisyonunun yaptığı başyönetici seçiminde 777 oy alarak bölgenin yeni lideri olmaya hak kazanmıştı.

Liderliğine kesin gözüyle bakılıyordu

Etkili ve pragmatist yönetici karakteriyle bilinen Carrie Lam'ın, Pekin yönetimi tarafından desteklendiği için bölgeyi gelecek 5 yılda yönetecek lider olarak seçilmesine kesin gözüyle bakılıyordu.

Kapitalist ekonomi modeli ve "üst seviyede özerklik" yapısını koruması koşuluyla bölgeyi 1997'de İngiltere'den devralan Çin, Hong Kong liderinin halk tarafından seçilmesi yerine geniş temsilli bir komite tarafından kendi belirleyeceği adayların oylanacağı bir sistemi uyguluyor.

Gözlemciler her ne kadar "tek ülke iki sistem" ilkesiyle idare edilse de Çin hükümetinin, Carrie Lam üzerindeki etkisini sürekli artırdığı vurgulanıyor.

Egemenliği İngiltere'den Çin'e devredilen Hong Kong'un siyasi yapısı

İngiltere ile Çin arasında 1984 yılında Londra’da imzalanan ‘Ortak Deklarasyon’la, Ada’nın Çin'e devri 1 Temmuz 1997 tarihinde gerçekleşirken, Hon Kong ‘Özel Yönetim Bölgesi’ ilân edildi.

Çin tarafının görüşmelerde gündeme getirdiği ‘tek devlet iki sistem’ kavramı da böylece uluslararası siyaset literatüründe yerini aldı.

İlk etapta, ‘sömürge’ kelimesinin içerdiği olumsuzluk dikkate alındığında Hong Kongluların bu devir işleminden hoşnut olması beklenebilirdi. Ancak aradan geçen yirmi yıllık süre zarfında Hong Kong toplumunda tam aksi istikamette bir psikolojik ve toplumsal tepkinin gündeme geldiğinden, giderek artan bir gelecek endişesi ve hatta korku halinden bahsetmenin mümkün olduğu konuşuluyor.

Çin'in hâkimiyeti altına giren Hong Kongluların sivil özgürlükleri sayesinde Çinlilerden farklı hayatlar sürebiliyor.

Yaklaşık 7 milyon insanın yaşadığı Hong Kong’da, Çin Halk Cumhuriyeti’nin aksine basın ve gösteri özgürlüğü uygulanıyor.

2014 yılında şehirde yaşanan demokrasi yanlısı 'Occupy' (İşgal) hareketi

2014 yılında Çin'in, özel yönetim bölgesi Hong Kong'ta demokratik reformlara izin vermemesi üzerine başlayan olaylar sonrası 'Occupy Central' hareketi, Hong Kong'un merkezinde hükümet binalarının önünde oturma eylemi yapmıştı.

Öğrenciler ve demokrasi yanlısı eylemcilerin bu yürüttüğü kampanyalar daha sonra kitlesel gösterilere dönüşmüştü.

Oturma eylemi yapan göstericiler

Protestolara Çin yönetiminin özel idari bölgesi Hong Kong için açıkladığı seçim reformu yol açmıştı. Zira Hong Kong'un yönetim başkanının 2017'de halk tarafından seçilmesini öngören yasa, adayların Pekin'e yakın bir komite tarafından belirlenmesini öngörüyordu.

Pekin'in siyasi baskılarını protesto edenler, kentin finans merkezine giden yolları trafiğe kapatmıştı.

Gösteriler temelinde, demokrasi yanlılarının oluşturduğu Occupy Central'ın (Merkezi İşgal Et) başlattığı bir sivil itaatsizlik hareketi yer alıyordu. Merkezi İşgal Et'in uzun adı Occupy Central with Love and Peace (Aşk ve Barışla Merkezi İşgal Et).

Protestolar sırasında sarı şemsiyeler Hong Kong'da demokrasi hareketinin simgesi olmuştu.

Kampanyayı yürütenler siyasi reform ve uluslararası standartları karşılayan ölçüde demokratik seçimler talep etmişti.