Hong Kong'ta sonu gelmeyen protestolar: En işlek havalimanında uçuşlar iptal

ÇAĞRI SAÇARALP
Abone Ol

● Hong Kong Uluslararası Havalimanı'nda Çin karşıtlığı ekseninde devam eden yönetim karşıtı gösteriler dördüncü gününe girerken, havaalanından bugün yapılacak tüm uçuşlar iptal edildi. Yalnızca check-in işlemleri tamamlanan uçuşlar, yasak kapsamı dışında tutuldu.

● Geçtiğimiz yıl 75 milyon yolcunun kullandığı, uçuşların iptal edildiği Hong Kong Uluslararası Havalimanı dünyanın en yoğun havalimanları arasında ilk 10'da yer alıyor.

● Göstericilerin çoğu polisin Pazar günkü protestoları güç kullanarak bastırmasına öfkeli. Polis göstericileri biber gazı kullanarak kullanarak dağıtmıştı.

● Hong Kong'daki gösteriler Haziran ayında suç işlediklerinden şüphelenilen kişilerin Çin'e iadesine imkan veren tartışmalı yasa tasarısı nedeniyle başlamıştı. Yasa tasarısının iptal edilmesine rağmen protestolar son bulmadı.

Hong Kong'da 'suçluların Çin'e iadesi yasa tasarısı' sebebiyle Haziran ayında başlayan protesto gösterileri, tasarının iptal edilmesine rağmen gün geçtikçe artarak devam ediyor.

Dünyanın en işlek havalimanlarından biri olarak bilinen Hong Kong Uluslararası Havalimanı'nda yönetim karşıtı gösteriler dördüncü gününe girerken, havaalanından bugün yapılacak tüm uçuşlar iptal edildi.

Protestocular havalimanını işgal etti.

Havalimanına uçakların inmesine de izin verilmeyeceği açıklandı. Yalnızca check-in işlemleri tamamlanan uçuşlar, yasak kapsamı dışında tutuldu.

Protestocular havalimanında toplantı

Binlerce yönetim karşıtı gösterici dünyanın en yoğun havaalanları arasındaki Hong Kong Uluslararası Havalimanı'nda toplanmış durumda.

Havalimanı İdaresi Sözcüsü Yang Guang, yaptığı açıklamada, binlerce kişinin katıldığı gösterilerin havalimanı operasyonlarını ciddi şekilde aksattığını belirtti.

Havaalanı duvarları, protestocuların afişleriyle kaplandı.

Yang, şiddet ve suça dönen gösterilere karşı hoşgörü ve merhamet gösterilmeden sert tedbirler alınması gerektiğini savundu.

"Hong Kong'da durum, bölgenin geleceği hakkında endişelenen herkesin kanunu çiğneyenlere ve şiddete başvuranlara 'hayır' demesi gereken bir dönüm noktasına gelmiştir." ifadesini kullanan Yang, bugün sadece yolcu alımına başlanan ve iniş izni alan uçuşların yapılacağını, diğer uçuşların tümünün iptal edildiğini kaydetti.

Bazı göstericiler bugünkü protestolarda gözlerine bandaj taktı.

Yang öte yandan, Hong Kong polisi tarafından gelecek gösterilere müdahalede kullanabileceği belirtilen tazyikli su fışkırtma aracının tanıtımını yaptı.

Havalimanında ayrılmayan bazı yolcular McDonald's'ta uçuş yasağının kalkmasını bekliyor.

Protestocular Hong Kong polisine tepkili

Göstericilerin birçoğu Hong Kong güvenlik güçlerinin Pazar günkü protestoları güç kullanarak bastırmasına öfkeli olduğunu dile getirirken Hong Kong Emniyet Müdür Yardımcısı Chris Tang ise gazetecilere yaptığı açıklamada, polisin sadece "şiddete başvuran isyancılara" karşı güç kullandığını söyledi.

Hong Kong'taki gösteriler sırasında bazı protestocular İngiltere bayrağı taşıdı.

Protestocular son gelişmeler sonrası ise polisin göstericilere yönelik tutumuyla ilgili olarak bağımsız bir soruşturma açılmasını ve gözaltındaki tüm göstericilerin serbest bırakılmalarını talep ediyor.

Protestocular ne istiyor?

Hong Kong'da 'suçluların iadesi yasa tasarısı' sebebiyle başlayan protesto gösterileri , kısa süre içerisinde yasa tasarısı gündeminden çıkarak Çin - Hong Kong ilişkilerini reddeden ve Hong Kong'un 'bağımsızlığını' isteyen batı yanlısı protestolara dönüştü. Çin yönetimi protesto gösterilerini "terörizm" olarak nitelendirerek kınıyor.

Pazar günkü protestolarda gözü kanayan protetocunun ardından Hong Kong polisi protesto edildi.

Ankara Politikalar Merkezi'nden (APM) Doğu Asya uzmanı Dr. Ümit Alperen, Hong Kong'daki 'Çinli' kimliğinin de değişime uğradığını söyleyerek şunları kaydediyor:

  • "Yapılan araştırmalara bakıldığında Hong Kong’da 'Çinli' kimliğinde bir zayıflamanın ve 'Hong Konglu' kimliğinde de bir güçlenmenin olduğu görülüyor.
  • Hong Kong Üniversitesinin araştırmasına göre, 2008 Pekin Olimpiyatları'nın hemen öncesinde Hong Kongluların 18-29 yaş aralığındaki yüzde 41.2’si ile 30 yaş üstü Hong Kongluların ise yüzde 54.5’i kendisini 'Çinli' olarak tanımlarken, son aylarda yine aynı kurum tarafından yapılan araştırmaya göre Hong Kongluların sadece yüzde 11'i kendisini Çinli olarak tanımlıyor. Fakat 18-29 yaş aralığındaki Hong Kongluların sadece yüzde 3'ü 'Ben Çinliyim' diyor."

Protestolar nasıl başladı?

Haziran'da binlerce gösterici 'suçluların Çin'e iadesini kolaylaştıracak' yasa tasarısını protesto etmek için sokaklara akın etmiş, Hong Kong’un ana caddelerini trafiğe kapatarak, hükümet bölgesine giriş çıkışlara engel olmuştu. Protestolar sırasında 79 gösterici yaralanmış, 11 kişi de gözaltına alınmıştı.

Protestoların ardından Hong Kong özerk yönetimi Yasama Konseyi, tasarının ertelenmesini gündemine almıştı. Yerel medyaya yansıyan haberlere göre; son günlerde danışmanları Hong Kong'un lideri Carrie Lam'a tasarıyı askıya alma yönünde tavsiyede bulunmuştu.

Hong Kong'un lideri Carrie Lam basın toplantısında konuştu

Hong Kong'un lideri Carrie Lam basın toplantısı düzenleyerek yasa taslağının süresiz olarak askıya alındığını duyurdu.

Yasanın toplumda ciddi ölçüde ayrışma yarattığını aktaran Lam, hükümet içinden “durup düşünmesi” yönünde çağrılar aldığını belirtti.

“Açıklama ve iletişim bakımından eksiklikler bulunduğunu itiraf etmek zorundayım” diyen Lam, “Hong Kong’un çıkarlarını akılda tutmak zorundayız” dedi.

Söz konusu yasa tasarısının askıya alınmasına rağmen protestolar kısa süre içerisinde yasa tasarısı gündeminden çıkarak Çin - Hong Kong ilişkilerini reddeden ve Hong Kong'un 'bağımsızlığını' isteyen batı yanlısı protestolara dönüştü. Çin ABD ve İngiltere bayraklarıyla öne çıkan eylemleri ise 'renkli devrim girişimi' olarak nitelendiriyor.

Gösteriler sırasında bazı protestocular ABD bayrağı taşıyarak marşlar söylüyorlar.

Yasa değişikliği neleri değiştirecekti?

Tasarıda Çin, Tayvan ve Macau'daki yetkililerin cinayet ve tecavüz gibi suçlarla yargılanan şüpheliler için iade başvurusu yapmasına izin verilmesi, son kararı ise her davayı özel olarak inceleyecek mahkemelerin vermesi öngörülüyordu.

Zaman zaman gerginliklerin yaşandığı protestolarda polis biber gazı kullandı.

Tasarıda siyasi ya da dini suçlardan yargılanan kişilerin iade edilmeyeceği belirtiliyor.

Polisler, göstericilere tazyikli suyla müdahale ediyor.

  • Hong Kong hükümeti sadece hapis cezası en az 7 yıl olan mahkumların iade edilmesi gibi bazı tavizlerle Hong Kongluların tepkilerini azaltmaya çalışsa da, özerk bölgede büyük çoğunluk insanların Çin'in yargı sistemi altında keyfi gözaltılar, adil olmayan yargılama süreçleri ve işkenceye maruz kalacağından endişeli olduğunu ifade etti.

Bir protestocu yolda boyanmış Long Live Hong Kong (Çok yaşa) kelimelerinin olduğu caddede yürüyor.

Fotoğraf:Kin Cheung/ AP

Tasarı neden gündeme gelmişti?

Tasarı, geçtiğimiz yıl 19 yaşındaki Hong Konglu bir adamın 20 yaşındaki hamile kız arkadaşını Tayvan'da tatilde olduğu sırada öldürdüğü iddiaları sonrası gündeme geldi.

Bazı göstericiler meclis binasına girmeye çalıştı.

Tayvan'dan kaçan şüpheli geçen yıl Hong Kong'a döndü. Hong Konglu yetkililer, Tayvanlı yetkililerin iade talebine karşın iki ülke arasında bir iade anlaşması olmadığı gerekçesiyle bunu yapamayacaklarını söylediler.

Tayvan sorunu çerçevesinde ABD-Çin arasında gerilim artar mı?
Jurnal.ist

Tepkilerin odağındaki Hong Kong lideri Carrie Lam kimdir?

Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nde 2017 yılının mart ayında yapılan başyönetici seçiminden zaferle ayrılan Carrie Lam, Pekin merkezi hükümeti ve Hong Kong halkına bağlılık yemini ederek görevi selefi Leung Chun-ying'den devralmıştı.

Eski bir İngiliz kolonisi olan Hong Kong'un ilk kadın başyöneticisi olan Lam, "Hong Kong'u halkının hayatından hoşnut olarak yaşayacağı bir yer yapmayı amaçladığını" ifade ediyor.

Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nde Mart 2017'de yapılan başyönetici seçiminden zaferle çıkan Carrie Lam, Temmuz 2017'de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in (sağda) huzurunda Pekin merkezi hükümeti ve Hong Kong halkına bağlılık yemini ederek görevi selefi Leung Chun-ying'den devralmıştı.

Hong Kong'da yaklaşık 40 yıllık kamu hizmeti bulunan Lam, 26 Mart 2017'de bin 194 üyeli seçim komisyonunun yaptığı başyönetici seçiminde 777 oy alarak bölgenin yeni lideri olmaya hak kazanmıştı.

Liderliğine kesin gözüyle bakılıyordu

Etkili ve pragmatist yönetici karakteriyle bilinen Carrie Lam'ın, Pekin yönetimi tarafından desteklendiği için bölgeyi gelecek 5 yılda yönetecek lider olarak seçilmesine kesin gözüyle bakılıyordu.

Kapitalist ekonomi modeli ve "üst seviyede özerklik" yapısını koruması koşuluyla bölgeyi 1997'de İngiltere'den devralan Çin, Hong Kong liderinin halk tarafından seçilmesi yerine geniş temsilli bir komite tarafından kendi belirleyeceği adayların oylanacağı bir sistemi uyguluyor.

Gözlemciler her ne kadar "tek ülke iki sistem" ilkesiyle idare edilse de Çin hükümetinin, Carrie Lam üzerindeki etkisini sürekli artırdığı vurgulanıyor.

Egemenliği İngiltere'den Çin'e devredilen Hong Kong'un siyasi yapısı

İngiltere ile Çin arasında 1984 yılında Londra’da imzalanan ‘Ortak Deklarasyon’la, Ada’nın Çin'e devri 1 Temmuz 1997 tarihinde gerçekleşirken, Hon Kong ‘Özel Yönetim Bölgesi’ ilân edildi.

Çin tarafının görüşmelerde gündeme getirdiği ‘tek devlet iki sistem’ kavramı da böylece uluslararası siyaset literatüründe yerini aldı.

İlk etapta, ‘sömürge’ kelimesinin içerdiği olumsuzluk dikkate alındığında Hong Kongluların bu devir işleminden hoşnut olması beklenebilirdi. Ancak aradan geçen yirmi yıllık süre zarfında Hong Kong toplumunda tam aksi istikamette bir psikolojik ve toplumsal tepkinin gündeme geldiğinden, giderek artan bir gelecek endişesi ve hatta korku halinden bahsetmenin mümkün olduğu konuşuluyor.

Çin'in hâkimiyeti altına giren Hong Kongluların sivil özgürlükleri sayesinde Çinlilerden farklı hayatlar sürebiliyor.

Yaklaşık 7 milyon insanın yaşadığı Hong Kong’da, Çin Halk Cumhuriyeti’nin aksine basın ve gösteri özgürlüğü uygulanıyor.

Dünyanın en pahalı kenti Hong Kong

  • Yönetim danışmanlığı firması Mercer, her yıl gerçekleştirdiği ‘Yaşam Maliyeti Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı.
  • Yurtdışındaki çalışanlara ödenecek ücretler konusunda hükümetler ve çokuluslu şirketlere rehberlik eden ‘Mercer Yaşam Maliyeti Araştırması’, 5 kıtada 209 şehirde gerçekleştirildi.
  • Her şehirde konut, ulaşım, yiyecek, giyim, ev eşyası ve eğlence dahil olmak üzere 200’den fazla kalemin karşılaştırmalı maliyetlerinin ölçüldüğü araştırma sonuçlarına göre, 2019 yılının en pahalı şehri Hong Kong oldu.

2014 yılında şehirde yaşanan demokrasi yanlısı 'Occupy' (İşgal) hareketi

2014 yılında Çin'in, özel yönetim bölgesi Hong Kong'ta demokratik reformlara izin vermemesi üzerine başlayan olaylar sonrası 'Occupy Central' hareketi, Hong Kong'un merkezinde hükümet binalarının önünde oturma eylemi yapmıştı.

Öğrenciler ve demokrasi yanlısı eylemcilerin bu yürüttüğü kampanyalar daha sonra kitlesel gösterilere dönüşmüştü.

Oturma eylemi yapan göstericiler

Protestolara Çin yönetiminin özel idari bölgesi Hong Kong için açıkladığı seçim reformu yol açmıştı. Zira Hong Kong'un yönetim başkanının 2017'de halk tarafından seçilmesini öngören yasa, adayların Pekin'e yakın bir komite tarafından belirlenmesini öngörüyordu.

Pekin'in siyasi baskılarını protesto edenler, kentin finans merkezine giden yolları trafiğe kapatmıştı.

Gösteriler temelinde, demokrasi yanlılarının oluşturduğu Occupy Central'ın (Merkezi İşgal Et) başlattığı bir sivil itaatsizlik hareketi yer alıyordu. Merkezi İşgal Et'in uzun adı Occupy Central with Love and Peace (Aşk ve Barışla Merkezi İşgal Et).

Protestolar sırasında sarı şemsiyeler Hong Kong'da demokrasi hareketinin simgesi olmuştu.

Kampanyayı yürütenler siyasi reform ve uluslararası standartları karşılayan ölçüde demokratik seçimler talep etmişti.