İlk Ağızdan Psikolog Görüşü: ‘Momo’ çocuklara nasıl yaklaşıyor?

ÖMER FURKAN ÇINAR
Abone Ol

Son günlerin en çok konuşulan olaylarından birisi haline gelen Momo oyunu, aileleri tedirgin etmeye devam ediyor. Özellikle çocukları hedef alan art bu tür şiddet içerikli oyunlar giderek çoğalmaya başladı. Biz de GZT.com olarak Momo oyunu özelinde oyunların arkasında yatan tehlikenin boyutlarını Burcu Düzoğlu Polat'a sorduk.

Günümüzde teknoloji dünyasının içerisine doğan çocuklar kendilerini YouTube gibi denetimi güç video paylaşım platformlarının içerisinde buluyorlar. Her yaşa uygun içeriklerin bulunduğu internet ortamında masum veya eğlenceli gibi gelen videoların arka planında çocukların direkt psikolojisini hedef alan içerikler yer alıyor. Bu konuda oyunların ve içeriklerin çocuklara nasıl ulaştığını ve ailelerin neler yapabileceğini Psikolog Burcu Düzoğlu Polat yazdı.

Psikolog Burcu Düzoğlu Polat

Son günlerde aileleri ve çocukları kaygılandıran bir oyunla daha karşı karşıyayız. Dönemsel olarak da bu gibi içeriklerin hayatımızın her döneminde karşımıza çıkacağı gerçeğini kabul ederek yola devam etmemiz gerekir. Bahsi geçen konu Mavi Balina oyunundan sonra Momo oyunu, fark olarak göreceğimiz ve aslında aileleri de en fazla endişeye düşüren şey ise Momo oyununun hitap ettiği yaş grubunun, 2-8 yaş arası çocuklar olması. Yaş grubu olarak baktığımızda öz denetimin gelişmediği ya da yeni gelişmeye başlaması, tehlikeli durumların farkına varamayacak kadar masum olmaları, çocukların gerçek ve hayal ürünlerinin ayrımını yapamayacak bir hayal dünyası içinde olmaları bu durumun tehlikesini bir kat daha arttırmaktadır.

Türkiye, 'Momo' tehlikesine karşı harekete geçti
Hayat

Masum gibi gözüken oyunların, videoların içerisinden korkunç düzeyde şiddet içeren şeyler çıkabiliyor.

Ailelerin Dikkat Edecekleri Hususlar

Ebeveynlerin öncelikle dikkat etmesi gereken nokta çocuk yetiştirirken dışsal denetimli olarak değil içsel denetimli çocuklar yetiştirmeleridir. Dışa dönük çocuklar, istediği ya da istemediği herhangi bir şeyi rahatça söyleyebilen, gün içerisinde yaşadıklarını anlatan, problemlerini aileleri ile paylaşabilen çocuklar bu tarz hoşlanılmayan durumlarla karşı karşıya geldiklerinde hiç tanımadığı birinin talimatlarını uygulamak yerine ailesine sığınırlar. Bu da ailelerin durum karşısında önlem almasına yardımcı olur.

Bu ve benzeri durumlarda çekingen olarak adlandırdığımız çocuklara dikkat edilmesi gerekir. Yaşadığı şeyleri anlatmaktan çekinen, hayır diyemeyen çocuklar ailelerine ya da kendilerine zarar gelmemesi için verilen talimatlara uymaya daha yatkındır. Bu yapıdaki çocukların kendine ve ebeveynlerine güven duyması için desteklenmesi gerekir.

Anne ve babalar çocuklar her ne anlatırlarsa anlatsınlar yanlarında olduklarını hissettirmeleri gerekir. Onları yargılamadan, azarlamadan, örnek vermeden dinlemelidir. Çocuk için sorun her ne ise ebeveyn de onu sorun olarak görmeli ve öyle yaklaşmalıdır. Çocuk problemini çözmek için cesaretlendirilmeli, alay edilmemelidir. Böylece her başı sıkıştığında ailesine bunu anlatmaktan çekinmeyecektir.

Telefon, tablet vb. teknolojik aletleri bakıcı olarak kullanmamak, denetimli bir şekilde belli bir süre için ebeveyn yanında kullanılmasına izin verilmesi bu ve benzeri birçok kötü içeriğin çocuğa ulaşmadan engellenmesini sağlayacaktır.