Kendimize dönüp baktığımızda, orada ne görmeliyiz?
Düşünmek ve var olmak arasında bir bağ kurulalı bir hayli oluyor. Buralara hiç girmeden şöyle bir dolaşıyoruz sadece kendi içimizde.
Yürüyüş... İki ayaklı insanın en karakteristik ve "klişe" özelliğidir. İki ayağımızın üzerinde durmak ve doğal olarak hareket etmek ve hareket ederken ellerimizi diğer eylemlerimiz için kullanabilme kabiliyeti kazanmamız, yani tekamül.
Ve kendini bilmek, iradeye hakim olmayı da beraberinde getirmektedir.
Kendini bilen, nefsini tanıyan, kendine bir düşman gibi bakmayarak, günahı ve sevabı ile kendini kabullenip yolundaki taşları, taşın taşlığını da incitmeden kaldıran insan, isyan ahlakının en sadık müdavimi olur.
Nurettin Topçu, "Zamanımızın meselesi ne teknik ne atom ne siyaset meselesidir. Zamanımızın meselesi irade meselesidir."
derken bunu anlatmak istedi belki.
derken bunu anlatmak istedi belki.
“bir yeni akıl diliyorum mahvından incelmiş kuşlardan
taze eskidendi bilinirdi buralarda adı konmadan
düşmeden toprağa damlalar kurumadan dalda meyveler
insan insanın kurdu mudur yurdu mudur insanın insan
yeni bir yeryüzü Allah'ım lütfen kimse olmadan peşimân.
bize sedirden sandalyeler biçti amca yaşlı marangoz
ellerinden bildimdi onu izlerinden yeni vatanlar
hayal eden müşterileri durmadan rahat doğarlardı
huzur dilemek işin kolayı zoru ancak yorgunlar tanır
ancak yaşlı amca marangoz odundan vatanlar çıkarır. “
Yusuf Kurtkaya /Abilene Paradoks
Benlik artık AVM'ler etrafında kurulup genişliyor.
Dahası eski merkezler ise birer çöküntü havzasına dönüşüyor. Muhafaza edilebilecek en temel kadim değerler olan alçakgönüllülük, dünya malına uzaklık, sadelik ve bunu çevreleyen diğerkâmlık da bu tarz bir yaşam içinde nisyana uğruyor.