Küçücük fıçıcık içi dolu turşucuk

AYBİLGE GÜNÖNÜ ÖZGÜR
Abone Ol

Düşündük, taşındık. Şu meseleye bir de Mezopotamya'dan, Kleopatra, Aristo, Napolyon ve Sezar'ın gözünden bakalım; hatta bir de Adile Naşit ve Munir Özkul'un Neşeli Günler'de bu ekşi atıştırmalıktan sebep tatlı tatlı atışmalarını yad edelim istedik.​











0. Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde ve tüm rivayetlere göre turşu ilk Mezopotamya'da ortaya çıkmıştır.
0. Aslında bu işe sebep olanların Hintliler olduğu düşünülüyor; çünkü malumunuz salatalık kendileri tarafından bulunduğundan turşuyu da ilk onlar kurmuşlardır.
0. Antik Kaynaklar, turşunun beslenme faydaları yanısıra, o çağlarda bir güzellik unsuru olarak da kullanıldığını ileri sürmektedir. Bu kaynaklar ayrıca, Kleopatra’nun turşuyu doyurucu bir diyet olarak kabul ettiği ve cilt güzelliği için de kullandığını ifade etmektedir.
0. Aristo’nun M.Ö. 850 yılında salatalık turşusunun hastalıkları iyileştirici etkisini övdüğü belirtilmektedir.
0. Jül Sezar olmak üzere; Roma İmparatorlarının, fiziksel ve ruhsal güçlerini kuvvetlendirdiği için askerlerine turşu yedirdiği bilinmektedir.
0. Ayrıca Napolyon’un, askerleri için turşuyu bir cesaret kaynağı olarak gördüğü de tarih kayıtlarında mevcuttur.
0. Denizaşırı ülkelere yol alan gemilerdeki denizcilerin temel beslenme kaynakları ise ambarlarında bulunan fıçıların içindeki turşulardı. Ünlü Medici ailesinin İspanya’daki işlerini takip eden, adının Amerika’ya verildiği iddia edilen “Amerigo Vespucci” ise, İspanya’da gemilere turşu tedariki yapan bir tüccardı.
0. Turşu atalarımızdan bize kalan en değerli miraslardan… Nesiller boyunca mutfakların vazgeçilmezi olmuş, sofralarda baş tacı edilmiş, kendi kültürünü de beraberinde getirmiştir.
0. Osmanlı mutfağında 15.yy dan beri turşuların önemli bir yeri vardır. Turşu Osmanlı yemek alışkanlıklarında da büyük miktarlarda tüketilirdi. Sarayın turşuları, çoğunlukla helvahane de yapılır bazen de hazır satın alınırdı.
0. Yöre yöre yayılmış olan bu meşhur ekşili güzelliğin duygulara tercüman olan türküleri de mevcut;

'Evlerinin önüne çadır açarım çadır
Bir güzele vuruldum sabır Allah'ım sabır
Çok çok çok gördüler
Yok yok yok dediler
Çok istedim vermediler
Turşusunu kursunlar
Urfa Mardin Antep'te bulamazsın dediler
Bir kız gördüm beğendim onu da vermediler
Evlerinin önünü gide gele yol ettim
O güzel sevdasından sabahları zor ettim'

0. Neşeli Günler'in limonun mu sirkesinin mi fazla olmasına karar veremeyen anne ve babanın çocuklarını bölüşerek bildiklerini okudukları ama yine de ayrılığa dayanamadıkları o birleştirici gücün simgesi de yine turşuydu tabii ki!
0. Ayrıca dilimize son derece ilginç ve manidar bir şekilde de katkısı olmuştur.


İçinde "turşu" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları.

Turşu gibi: Çok yorgun.

Turşu olmak: Çok gevşemek, içi geçmiş olmak.

Turşusu çıkmak: 1. Çok yorulmak. 2. Ezilmek, parçalanmak.

Turşusunu kurmak: (deyiminin anlamı) (alay) "Bir şeyin elden çıkarılması gerektiği halde buna bir türlü kıyamayıp saklamak" anlamıyla kınama yollu söylenir.