Netflix yozlaşması: 'Eşcinsel içerikler ve çocukların durumu'

NAZİF MENTEŞ
Abone Ol

● Dünyanın en büyük içerik platfromlarından Netflix, tarihinin ilk düşüş trendini yaşıyor. Platformun hisse değerleri ve kullanıcı sayısındaki düşüş, belirgin seviyeye gelmiş durumda.

● Yaşanan düşüş dışında 'eşcinsellik' temalı içeriklerin sayısı ve yoğunluğundaki anormal artış ile Netflix'in geliştirdiği 'anlatı dili' güçlü ve yüksek sesli eleştirilerle karşı karşıya kaldı.

● Son olarak 'çocuklar için' yayınlanan '3 Altında: Arcadia Hikâyeleri' isimli animasyonda 9-10 yaşlarında iki kız çocuğunun öpüştüğü sahneler, farklı dünya görüşlerine sahip birçok insan tarafından tepkiyle karşılandı.

● Netflix'in özellikle Barack Obama sonrası takındığı 'aşırı liberal ideolojik yayın çizgisi' birçok farklı alt metinden beslenirken uzmanlar tarafından 'şaşırtıcı seviyede taraf olmakla' suçlanıyor.

190 farklı ülkeden 148 milyon aktif kullanıcısıyla dünyanın en büyük içerik platformları arasında gösterilen Netflix, sahip olduğu geçmiş zamanlı içeriklerin yanı sıra farklı ülke ve coğrafyalardan çok sayıda farklı yapımı da bünyesine katmayı sürdürüyor. Netflix'in farklı yaş standartları ve farklı 'ilgi alanları' için erişilebilir kıldığı içerikler, kullanıcılar tarafından özelleştirilebilme iddiasına sahip olsa da bu çok da uygulanabilir bir karar değil.

Netflix, 190 ülkede 148 milyon kullanıcıya sahip.

Netflix'in kararlarının uygulanabilir biçimde almadığını gösterecek farklı ve çeşitli onlarca örnek mevcutken platformun son dönemlerde yaşadığı düşüş ve kullanıcı kaybına da değinmek gerekiyor. Öyle ki, ABD merkezli Netflix'in kurulduğu 1997 yılından bu yana en kötü yazını geçirdiğini söylemek bile mümkün. Şirket tarafından resmi verilerle yayınlanan 2019 yılı ilk çeyrek raporu, bu tezi doğrulayacak çok sayıda veriye sahip. Yalnızca Amerika Birleşik Devletleri'nde 100 bini aşkın kullanıcı kaybı yaşayan platformun bu kaybı hisse değerlerine de yansımış; şirket, bir gecede %10'un üzerinde rekor bir değer kaybı yaşamıştı.

Netflix, içerik üretimine başlamadan önce DVD kiralama şirketi olarak görev yapıyordu.

Netflix'in istatistik ve gelirleri neden düşüyor?

Netflix'in devinimli biçimde yaşadığı, platform için fazlasıyla 'can sıkıcı' olarak değerlendirilebilecek düşüşün çok sayıda farklı nedeni mevcut. Somut ve güçlü nedenlerin başında hiç şüphesiz 'güçlü rakipler' geliyor. Amazon Prime, Disney Plus gibi kendi alanının en yetkin şirketlerinin bir bir açıkladığı platformlar; Netflix'in piyasadaki tekelliğine son vermek konusunda itici bir güç oluşturmayı başardı. Yalnızca 'sektörün devleri' değil; ülkelerin kendilerine ait içerik platformları da Netflix'in tahtını yerinden oynatmaya ve hatta o tahtı güçlü biçimde sallamaya yetti. Türkiye'den BluTV ve Puhu TV'yi örnek olarak gösterebileceğimiz 'bölgesel platformlar' hem özgün içerikler hem de ulaşılabilen kitle noktasında Netflix'in elindeki rahatlığı tehdit ediyor denebilir.

Netflix gelirlerindeki düşüşü gösteren GZT infografiği.

Rakiplerin varlığı ve Netflix için oluşturabileceği tehdit ortadayken bunun düşüşe 'tek gerekçe' olarak gösterilmesi ise pek mümkün değil. Netflix, fiziksel özellikler ve rekabet gerçekleri dışında içerik konusunda sahip olduğu zaaflarla da dikkati çekiyor. Mevcut durumda rakipleri ve yeni güçlü oyunculara ek olarak sektörel tekelliğini elinden kaptıran Netflix, içerik kalitesiyle sonuca gidilecek bir yarışta epeyce bir süreden bu yana geride kalma tehdidi yaşıyor.

Fazla liberal alt metinler

Bundan birkaç yıl öncesine gidildiğinde sinema ve dizi dünyasını yakından takip eden herkesi derinden etkileyen ve uzun süre gündemden hiçbir şekilde düşmeyen Kevin Spacey skandalını hatırlamak çok da zor olmayacaktır. House of Cards dizisinin başrol oyuncusu Kevin Spacey, çocuklara yönelik cinsel istismar suçlamalarını kabul etmiş, sinema ve dizi sektörü dev bir ‘çalkalanmayla’ karşı karşıya kalmıştı. Netflix ise sürece oldukça hızlı bir reaksiyon ile yaklaşarak Spacey'nin House of Cards'ını bitirme kararı almıştı. Buraya kadar normal seyrinde devam eden süreç, Netflix'in Spacey hamlesi sonrası attığı bir adımla 'samimiyetsiz' kelimesinin tam karşılığı haline sürüklendi.

Kevin Spacey'nin 'taciz skandalı' uzun süre konuşulmuştu.

Netflix, Baby isimli bir diziyi yayına aldıklarını açıklayarak birçok aktivist ve cinsel istismar araştırma komisyonunu karşısında buldu. Zira dizi, 'hayat kadınlığı' yapan çocukları konu ediniyordu. Cinsel istismar araştırma komisyonlarının yoğun eleştirileriyle Baby’nin yayını durduruldu. Netflix içinse geriye ‘ikiyüzlülük’ temalı ağır eleştiriler kaldı. Ne yazık ki, Netflix'in bu sürecine dair tek örnek de Kevin Spacey değil. Netflix'in problemli hatta 'skandal' olarak değerlendirilebilecek onlarca farklı içeriği bulunuyor.

Dünya genelinde çok sayıda hayranı bulunan İspanyol yapımı La Casa de Papel, Netflix'in içerik konusundaki 'eşcinsellik ısrarının' en net örnekleri arasında yer alıyor. Dizi, İspanya'da bir ulusal kanalda gösterildiği dönemde cinsel kimliği hakkında herhangi bir bilgi verilmeyen Helsinki’ye La Casa de Papel, Netflix bünyesine geçtikten ‘eşcinsel’ bir form oluşturulması dizinin hikaye akışına herhangi bir katkı sağlamadığı gibi birçok izleyici için de ‘garipsenecek’ bir durum olarak değerlendirildi. ‘Böylesi bir eklemeye ne gerek vardı?’ sorusu sosyal medyada neredeyse gündem oldu.

La Casa de Papel'in 3. sezonunda değişiklik gösteren Helsinki karakteri, birçok izleyici için 'anlamsız' olarak değerlendirildi.

La Casa de Papel dışında Dogs of Berlin dizisinde de Türk polis karakterinin ‘eşcinsel’ olarak resmedilmesi dizinin birçok farklı izleyicisi tarafından gereksiz olarak yorumlandı. Dogs of Berlin’in hikaye süreci ve akışına ciddi bir katkı sağladığı söylenemeyecek olan eşcinsel karakter eklemesi, Netflix için alışılageldik bir sürecin son örneği olarak karşımızda yer alıyor.

Stranger Things’te 14 yaşındaki karakterlere atfedilen ve dizinin birçok noktasına adapte edilen sevişme sahneleri de cinsel kimlik inşası konusunda problemli olarak değerlendirilebilecek çok sayıda farklı emare oluşturuyor. Yalnızca cinsellik temalı içerikler ve eşcinsellik propagandası değil; uyuşturucu konusundaki tavır da Netflix için son dönemde eleştirilen meselelerin başında geliyor. How To Sell Drugs Online dizisinde uyuşturucunun internet üzerinden nasıl satılacağına dair bilgilerin 15 yaşındaki gençler üzerinden verilmesinin herhangi bir anlamı olmayacağı rahatlıkla söylenebilir.

Çocuk içeriğindeki sahne bardağı taşırdı

Netflix'in problemli sayılabilecek, rahatsız edici içeriklerine son ekleme, bir 'çocuk içeriği' üzerinden gerçekleşti. Daha çok çocuklar tarafından izlenen ve Netflix'in çocuk filtreleme kategorisinde yer alan '3 Altında: Arcadia Hikayeleri' isimli animasyon dizisinin 2. sezonunda 9-10 yaşlarında iki kız çocuğu öpüşürken resmedildi. Senaryoya, akışa, anlama herhangi bir katkısı olduğu söylenemeyecek olan bu sahne, birçok pedagog tarafından 'sorunlu' olarak nitelendirildi.

Netflix tarafından bir animasyon dizisine adapte edilen 'skandal sahne.'

Netflix'in hemen her içeriğine adapte ettiği cinsel unsurların rahatsız ediciliği bir yana çocuklar için üretilen bir içerikteki böylesi bir sahne herhangi bir biçimde tartışılır duruma sürüklenemiyor.

Netflix-Obama ilişkisi tartışılıyor

Yayın politikasını bu derece radikal bir propaganda üzerine kuran Netflix, dizi/film yayınlarını sektörel kaygılarla değil ideolojik kaygılarla sürdürmekte ve liberal elitlerle sadece düşünsel değil fiziki ortaklıklar da kurmakta. Mayıs 2018’de Eski ABD Başkanı Barack Obama ve eşi Michelle Obama Netflix ile bir yapım anlaşması imzaladı. Anlaşma kapsamında Obama çifti kendilerinin kurduğu Higher Ground Productions vasıtası ile Netflix’e içerik üreten yapımcılar olacak. Bir anlamda içerik ortaklığı. Aralık 2018’de Obama’nın başkanlık yaptığı dönemde ulusal güvenlik danışmanı olan Susan Rice Aralık Netflix’in yönetim kurulu üyeliğine getirildi.

Barack Obama ve eşi Michelle Obama.

“The Final Year” gibi bizzat Barack Obama’yı konu alan içerikler Netflix’de yayınlanmaya başladı. Siyasete bu derece açık şekilde giren Netflix, ideolojik propaganda yayınlarına aktif protest eylemleri de ekledi. Örneğin ABD’nin Georgia eyaletinde çıkan yeni bir yasayla fetüste kalp atışı belirlendiği andan itibaren kürtaj yapılmama kararı alındı. Cumhuriyetçilerin desteklediği bu yasaya liberaller karşıydı. Yasanın geçmesi ardından ilk tepkilerden biri de Netflix’de geldi. Şirket artık hiçbir yapımında Georgiaeyaletinde çekim yapmayacağını duyurdu.

Sonuç olarak konu eleştiriye geldiğinde Netflix'in, kendi yayın politikasına uygun içerikler konusunda özgürlük savaşçısı kesilirken farklı görüş ve düşüncelere tamamen kapalı durumda olduğunu söyleyebiliriz. Buna karşın Netflix’in eşcinsellik temalı içeriklerine ulaşmak istemeyen veya çocuğunu bunlardan uzak tutmak isteyen kullanıcılara özel seçenekler asla sunulmuyor. Tüm sosyal medya ve içerik platformları yalnızca ‘bizim için’ var ve biz onları ‘bize’ göre ayarlayamıyoruz.