Ölüme giderken eşini de yanında götüren Stefan Zweig'in yürek burkan hikayesi
Kim ister ölümü, vedayı kim sever sanki; hiç kimse... Giderken yanınızda birini götürme şansınız olsa, siz seçmez miydiniz en sevdiğinizi? Geride bıraktığınız çöplükten kurtulsun diye onun kahramanı olmak istemez miydiniz? Tam olarak böyle yaptı Stefan Zweig... Katlanılmayan zulümden kurtulmak için karısını da yanında götürdü.
"Ölmüş olan biri artık hiçbir şey istemez, sevilmeyi de, kendisine acınmasını da, teselli edilmeyi de istemez" der Bilinmeyen Bir Kadının Mektubukitabında Stefan Zweig...
- "Sonunda yalnızdım ve artık asla yalnız olmayacaktım!" der en sevilen romanlarından biri olan Satranç'ta da... Ne doğru; ölünce yalnızsındır ve artık asla yalnız kalmayacaksındır aslında...
Tıpkı bu sözleri gibi anlam dolu bir hayatı vardı Zweig'in... Nazilerin zulmüne dayanamayıp eşini de yanında götürdü başarılı yazar, 22 Şubat 1942'de hayata gözlerini yumdu.
Biyografi yazarlığının yanı sıra oyun yazarlığıyla da anılan Zweig, dram ve trajedi türünde de birçok tiyatro oyun kaleme almıştır. Zweig'in kuşkusuz en çok nam salmış eseri "Satranç” adlı kitabıdır.
Edebiyat otoriteleri tarafından kimi zaman uzun öykü kimi zaman da roman şeklinde kategorize edilen “Satranç”ı Zweig, Brezilya'da kaldığı sıralarda yazmıştır. Kitapta bir satranç şampiyonunun yaşadıkları anlatılır.
Bir Kadının Yirmi Dört Saati
Karışık Duygular
Yarının Tarihi
Satranç
Dünün Dünyası
Tehlikeli Merhamet
Günlükler
Bir Kadının 24 Saat ve Bir Yüreğinin Ölümü
Ruh Yoluyla Tedavi
Freud ve Öğretisi
Zweig ve eşinin Hitler baskısı nedeniyle intihar etmesinden tam 3 sene sonra tarih tersine döner; eşi ile birlikte intihar eden isim bu kez Ruslara karşı büyük bir yenilgi alan ve Nazi faşizminin öncü ismi Hitler olur.
Bir süre Brezilya’da yaşayan başarılı yazar, burada da çeşitli eserler kaleme alır. Var olan Nazi baskısına dayanamayan Zweig, karısı ile birlikte 22 Şubat 1942 tarihinde intihar eder.
Ülkesini terk etmek zorunda kalan Zweig, Londra’ya yerleşir. 1939 yılında “Kalbin Sabırsızlığı” adlı romanını yayınlayan Zweig, ilk evliliğini de sonlandırmıştır. Daha sonra başka bir evlilik yapan Zweig, bir yandan da İngiliz vatandaşlığına geçmiştir. İngiltere’de bir süre yaşayan Zweig, daha sonra Brezilya'ya yerleşir.
Daha küçük yaşlarda başlayan eğitim hayatı sayesinde İngilizce, Latince, Yunanca, Fransızca gibi dilleri konuşabilen Zweig’in yazıya ilgisi lise yıllarında başlar. Şiire meraklı olan Zweig’in bu ilgisinde, Alman şair Rilke’nin önemi de oldukça büyüktür.
28 Kasım 1881 tarihinde Avusturya Viyana da dünyaya gelen Stefan Zweig, dönemin varlıklı ailelerinden birine sahiptir.