Savaş alanlarının gizli kahramanları: Keskin nişancılar

İrlandalı asker Thomas Plunkett, tarihin ilk keskin nişancısı olarak bilinir. Uzun namlulu tüfeğiyle Fransız general Auguste François Marie de Colbert-Chabanais'i 800 metreden vurmasıyla ünlendi. O dönemlerde 50 metreden vurma için yetiştirilen askerler arasında Thomas'ın 800 metrelik vuruşu büyük başarıydı.

ABD'de Spotsylvania'da General John Sedwick'i gözünden vurmasıyla tanınır. Henüz çatışmanın başlamadığı anlarda gerçekleşen atış, yaklaşık 900 metrelik mesafeden yapılmıştı.

Ordudaki asıl görevi asker eğitmek olan Sidorenko, acemi askerlerle çıktığı cephe görevlerinde Nazilere korkulu anlar yaşatmıştır. Savaş boyunca bir kaç kez yaralanan Sidorenko, savaş sonuna kadar 500 düşman askeri öldürürken, 250 tane de keskin nişancı yetiştirmiştir. Ordudan binbaşı rütbesiyle ayrılan Ivan, sonraki hayatını bir kömür madeninde çalışarak geçirmiştir.

Vietnam'da savaşırken 93 kişi öldüren bu korkunç sniper, esas ününü 3 gün boyunca 2 km'lik bir mesafeyi süründükten sonra bir generali vurup sağ salim dönerek elde etmiştir.

Rob Furlong, El Kaide operasyonlarında en uzun mesafeden atış yapma rekoruna sahip. Rekor kıran atışı 2430 metreden yapmıştı.

Dünyanın en azılı keskin nişancılarından biri olan Francis, Birinci Dünya Savaşı'na gönüllü olarak katılmıştı. En zorlu çatışmalarda muharebelerde savaşıp 400'e yakın kişiyi vurdu. Askerliği bıraktıktan sonra kayıplara karışan Francis bir daha hiç görülmedi.

Beyaz Ölüm lakaplı Simo Hayha, Finlandiya adına Rusya ile savaştı. -40 derece soğukta 700'e yakın kişiyi vurdu. Bu sebeple Finlandiya'nın savaş alanındaki gururu olarak bilinir.

Asıl kimliği kesin olarak bilinmemektedir. Anzaklar tarafından kendisine "Abdul the Terrible" lakabı takılmıştır. Osmanlı cephesinden bir asker keskin nişancı ateşiyle öldürüldüğü zaman o bölgeye gidip kurşun giriş ve çıkış yerlerinden ve askerin duruş pozisyonundan, atışın yapıldığı açıyı hesaplamasıyla tanınmıştır. Siperine gün doğmadan yerleşip akşam gün batımına kadar hareketsiz beklerdi ve hedefi için en uygun pozisyon oluşmadan ateş etmezdi. Düşman subaylarından birini öldürdüğünde haber Osmanlı cephesine yayılır, askerlerin moral bulması sağlanırdı. Son hedefi Billy Sing'i öldürmek için siperinde bir hafta beklemiş, Billy Sing'i gördüğünde tetiğe basmış ancak Sing'in gözcüsü Sheehan'ın çenesini parçalayan kurşun Sing'in sağ omzuna saplanmıştır. Sheehan Avustralya'ya gönderilmiş, Sing ise bir hafta sonra cepheye geri dönmüştür. İkinci karşılaşmalarında Abdül'ün yeri bir gözcü tarafından tespit edilmiş, hemen Sing'e bildirilmiştir. Atış pozisyonu aldığı sırada hareketliliği fark eden Abdül de atış pozisyonu almış ancak tetiğe basmaya fırsat bulamadan Sing tarafından vurulmuş ve şehit olmuştur.