"Sultan Hamid'i güldüren adam" Tuluat ustası Naşit Özcan ve nesiller boyu süren sanatı

Author
HÜSNA KÖŞGER
Abone Ol

Naşit Özcan, filmlerini izleyerek büyüdüğümüz Selim Naşit ve Adile Naşit'in babası. Her şeyden önce geleneksel Türk tiyatrosunun usta ismi...

Naşit Özcan, tuluat ustası ve geleneksel Türk tiyatrosunun en değerli ismi. Doktor bir anne ve babanın çocuğu olarak dünyaya gelen Özcan'ın, hastane köşelerinden tiyatro sahnesine geçişini nasıl gerçekleştirdiğini bilmek istemez misiniz?

Bu içeriğimiz de sizlere, Adile Naşit ve Selim Naşit'in babası olan Naşit Özcan'ın nesiller boyu süren sanatını anlatıyoruz.

0.

1886 yılında İstanbul'da dünyaya gelir. Doktor olan anne ve babası, oğullarının da bir veteriner olmasını ister ve onu Baytar Mektebi'ne yazdırır. Fakat o, anne ve babası gibi düşünmemektedir. Nitekim daha sonra babası da oğlunu Muzika-i Humayun'a yazdırır. Buradan mezun olan Özcan'ın oyunculuk hayatı, Abdürrezzak Efendi'nin yanında başlar.

0.

Meşruiyetin ilanından sonra kendi tiyatrosunu oluşturmaya başladı. Yer aldığı ekiplerde çeşitli kumpanyalara çıktı. 1910 ve 1911 yıllarında Kel Hasan'ın Tuluat Topluluğu'na katıldı. Fakat onu tiyatro'da zirve yapan Saray Topluluğunda gösterdiği performansı ve isminin kısa zamanda "Sultan Hamid'i güldüren adam" olarak lanse edilmesi olur.

0. Fransa süreci ve pantomim sanatı

Saray tarafından Fransa'ya gönderildi, bu süreçten sonra artık ülkenin en önemli sanatçılarından biri haline geldi. Fransa'dan döndükten sonra sarayda pantomim yapan topluluğa dahil edildi. Sinema, orta oyunu ve melodramlardaki başarısına bir de kendi hicivlerinden oluşturduğu tuluat sanatını ekler. Bu karakterleri arasında bugün halen daha sevilen: Leblebici Horror ve İbiş bulunmaktadır.

0. Komik-i Şehir Naşit Bey nasıl oldu?

O artık tiyatronun değeri eksiltilemez bir yıldızıydı. Bunun farkında olan hocası Komik Abdullah Efendi, bir gün gelir ve öğrencisine molla kuşağını-takkesini takar. Bu şu anlama geliyordu: Komik-i Şehir Naşit Bey.

0. Çocuklarının tiyatroya yönelmesi

Naşit'in Adile ve Selim adında iki çocuğu bulunuyordu. Sahnede büyüyen bu iki çocuk, babaları gibi tiyatrocu olmak istiyordu. Bunun farkında olan Naşit onlara, "Benim ismimi soyadınız olarak kullanın böylece daha çabuk ünlenirsiniz" dedi. Adile bunu denedi fakat Selim, Naşit'i ikinci ismi yaptı ve kendi soyadı olan Özcan'ı kullandı. Bu miras modern tiyatroya da taşındı, günümüzde ise bayrağı torun Naşit Özcan taşıyor.