TBMM'den İsrail'e ortak kınama

HABER MASASI
Abone Ol

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) grubu bulunan beş parti, ortak bildiriyle İsrail'i kınadı. Bildiride, "Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yaşanan olaylar ve insanlık suçları bakımından İsrail’e karşı net bir tavır alarak, görevini yerine getirmesini talep ediyor ve destekliyoruz" denildi.

Kudüs'te on binlerce kişi Mescid-i Aksa'ya akın ediyor
İşgal altındaki 'te bulunan 'da dün akşam yaşananların ardından binlerce Filistinli, tekbirler getirerek sabah namazı için yeniden mescide girdi. İşgalci İsrail polisi ve fanatik Yahudilerin ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'yı işgal girişimini savuran Filistin halkı dualarla alana doğru akın etti.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un önerisiyle AK Parti, CHP, HDP, MHP ve İYİ Parti'nin TBMM grupları, ortak bildiri yayımlayarak, İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılarını kınadı.

Meclis Başkanı Şentop'un ilk imza sahibi olduğu bildiride, İsrail'in, Kudüs'te sivil ve savunmasız Filistin halkına yönelik uyguladığı şiddetin, baskıcı politikaların ve ibadet özgürlüğünü engellemeye yönelik girişimlerinin, Ramazan Bayramı'nın hemen arifesinde vahim bir boyut kazandığı belirtildi.

Mukaddes mekan Mescid-i Aksa ve çevresinde, İsrail güvenlik güçleri tarafından gaz, plastik mermi ve ses bombalarıyla gerçekleştirilen menfur saldırıların, bebek ve çocuklar dahil çok sayıda masum Filistinlinin yaralanmasına sebep olduğu hatırlatılan bildiride, "Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, bu zulmü ve hukuk tanımazlığı şiddetle kınıyoruz" ifadesi kullanıldı.

İsrail'in, yasa dışı yerleşimciler lehine Kudüs'ün Şeyh Cerrah ve Silvan mahallelerindeki Filistinlilerin nesillerdir yaşadıkları evlerine el koyularak, zorla tahliye edilmelerine yönelik operasyonlarının, hukuk dışı ve gayriinsani olduğu vurgulanan bildiride, şunlar kaydedildi:

Doğu Kudüs'ün Şeyh Cerrah Mahallesi'nde neler oluyor?
Doğu Kudüs'ün Şeyh Cerrah mahallesi, toplu ve rıza dışı tahliyelerin yapıldığı yerlerden yalnızca biri. İsrailliler işgalden sonra bölgenin kendilerine ait olduğunu iddia ederek Filistinlileri oradan kovmak için defalarca iç hukuk yollarına başvurdu. Kudüs Sulh Mahkemesi 2019'da 12 Filistinli ailenin evlerini boşaltmasına karar verdi. Buna göre 4 ailenin Ocak ayında evlerini terk etmesi gerekiyordu ancak uluslararası hukuka göre işgalci devlet bölgenin mevcut yapısını ve demografisini korumak zorundadır ve kimse yerinden edilemez.

Geçtiğimiz haftalarda yaşananlar ise bu gerginliğin yansıması. Toprağını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalanlar ve onlara destek olan aktivistler mahallede oturma eylemi yapıyordu. Yahudi yerleşimciler iftar vaktinde Filistinlilerin masalarına taş ve cam şişelerle saldırdı. Filistinliler karşılık verince arbede yaşandı.

"Birleşmiş Milletlerin (BM) uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları hukuku çerçevesinde yıkım ve tahliyelerin durdurulması; mukaddes mekanların statükosunun korunması için İsrail'e yönelik çağrısına tam destek verdiğimizi ve bu çağrının arkasında bütün BM üyesi ülkelerin kararlılıkla durması gerektiğini belirtiyoruz. Ayrıca Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM), 1967'den bu yana İsrail'in işgali altındaki Doğu Kudüs dahil Filistin topraklarında yargı yetkisine sahip bulunduğuna dair kararı, İsrail'in Filistin topraklarında işlemekte olduğu suçlardan dolayı hesap vermesinin ve söz konusu suçların sorumlularının tespit edilmesinin önünü açmıştır. Bu çerçevede, UCM'nin, yaşanan olaylar ve insanlık suçları bakımından İsrail'e karşı net bir tavır alarak, görevini yerine getirmesini talep ediyor ve destekliyoruz.

İsrail'in, Kudüs'e ilişkin BM Güvenlik Konseyi, BM Genel Kurulu kararları dahil olmak üzere uluslararası hukuka aykırı uygulamalarına karşı, uluslararası toplumun daha fazla vakit kaybetmeden etkili ve sonuç verici bir şekilde harekete geçmesi için bütün dünyaya çağrıda bulunuyoruz. TBMM olarak, Kudüs'ün ve Harem-i Şerif'in statüsünü aşındırmaya yönelik İsrail'in mütecaviz eylemlerine ve Filistin halkının meşru haklarını gasbetme girişimlerine karşı her zaman gerekli tepkiyi vermeye; Filistin davasını ve kardeş Filistin halkının özgürlük, adalet ve bağımsızlık mücadelesini savunmaya devam edeceğimizi en kuvvetli şekilde beyan ediyoruz."