Türk ekonomisinin asırlık çınarı: Dededen toruna 126 yıldır mayalanan 'Tarihi Kanlıca Yoğurdu'

HABER MASASI
Abone Ol

Bulgaristan'dan göç ederek Kanlıca'ya yerleşen ve "93 muhaciri" olarak da anılan Poyraz İbrahim Ağa'nın temelini attığı Tarihi Kanlıca Yoğurdu'nun dünden bugüne değişmeyen tadını 3. kuşaktan Muhammed Ali Sakkaf koruyor. 1988 yılından beri Muhammed Ali Sakkaf adına tescilli olan Tarihi Kanlıca Yoğurdu, taklitleriyle sıklıkla karıştırılırken, günlük doğal sütten yapılması, imalatında hiçbir katkı maddesi kullanılmaması ve özenle mayalanması nedeniyle doğal ve katkısız ürünlere yönelen tüketicilerin vazgeçilmezi olmaya devam ediyor.

Bulgaristan'dan göç ederek Kanlıca'ya yerleşen Poyraz İbrahim Ağa'nın temelini attığı Tarihi Kanlıca Yoğurdu'nu günümüzde 3. kuşaktan Muhammed Ali Sakkaf mayalıyor.

Temelleri 1893 yılında atıldı

Tarihi Kanlıca Yoğurdu'nun temelleri, 1893 yılında, Osmanlı Rus Savaşı (1877-1878) nedeniyle Bulgaristan'dan göç ederek Kanlıca'ya yerleşen, kendilerine "93 muhaciri" de denilen Poyraz İbrahim Ağa tarafından atıldı.

Tarihi Kanlıca Yoğurdu'nun dünden bugüne değişmeyen tadını 3. kuşaktan Muhammed Ali Sakkaf koruyor.

Yoğurt dededen toruna miras

Türkiye'de 100 yılı aşkın ayakta duran işletmeler listesinde yer alan Tarihi Kanlıca Yoğurdu'nun Poyraz İbrahim Ağa ile başlayan öyküsü bugün, torunu Muhammed Ali Sakkaf ile devam ediyor.

  • Muhammed Ali Sakkaf, Yüksek Ticaret Mektebi'ni bitirip, Trakya'da vatani görevini tamamladıktan sonra 1976'da dayısı ile çalışmaya başlayarak mesleğe ilk adımını attı. Bir çiftlik anlayışı içerisinde günün şartlarına uygun olarak 1986 yılında bugünkü tesisi kurdu.

arihi Kanlıca Yoğurdu, bugün geleneksel bir işletme yapısı içinde ticari hayatına devam ediyor.

Tarihi Kanlıca Yoğurdu, bugün geleneksel bir işletme yapısı içerisinde, Muhammed Ali Sakkaf, eşi Banu Sakkaf ve Kimya Mühendisi kızı Nur Sakkaf tarafından Kanlıca sakinlerine ve tüketicilere sunulmaya devam ediliyor.

Birçok tercih nedeni var

1988 yılından beri Muhammed Ali Sakkaf adına tescilli olan Tarihi Kanlıca Yoğurdu, taklitleriyle sıklıkla karıştırılırken, günlük doğal sütten yapılması, imalatında hiçbir katkı maddesi kullanılmaması ve özenle mayalanması nedeniyle doğal ve katkısız ürünlere yönelen tüketicilerin vazgeçilmezi olmaya devam ediyor.

"Tabelalarına 'asırlık kanlıca yoğurdu' yazıyorlar"

Muhammed Ali Sakkaf, ailesinin 126 senedir bu işi yaptığını, son 45 yıldır da işi kendisinin devam ettirdiğini belirterek, 1970'lerde dayısıyla birlikte çalıştığını ve 1986'da Kanlıca'nın istimlak olması nedeniyle yer değişikliği yaptıklarını anlattı.

İstanbul'un içinde doğanın merkezi: Beykoz
Hayat

0. Koruyucu veya katkı maddesi yok

Sakkaf, yoğurtçuluğun kolay bir iş olmadığını aktararak, "7 gün 24 saat uğraşılması gereken bir iş. Çünkü canlı bir malzemeyle uğraşıyorsunuz. Sürt canlı bir malzeme. Hemen tazeyken işleyeceksiniz, yoğurt yapınca da tazeyken satacaksınız. Beklemeye gelmez. Çünkü biz bunu atadan, dededen öğrendiğimiz gibi her zaman taze sütü işleyip, içerisine bir gün öncesinin yoğurdunu maya olarak katarak üretiriz. Koruyucu, katkı maddesi falan bunları bilmeyiz." diye konuştu.

0.

Eskiden deniz kenarındaki yerlerde ve vapurlarda yoğurtlarının satıldığını anımsatan Sakkaf, artık Tarihi Kanlıca yoğurtlarının sadece belli başlı yerlerde Kanlıca'daki üretim yerlerinin bulunduğu bahçede satıldığını ifade etti. 

Sakkaf, sütleri çevre köylerden, tanıdıkları kişilerden satın aldıklarını dile getirerek, manda, keçi sütü ve baharda koyun sütü katarak imalat yaptıklarını, aynı zamanda baharda yoğurt satışlarının da arttığını anlattı.

0. "Bizim sırrımız; dürüstlük"

Dünyanın her yerinde konuşulan bir marka değerine sahip olmanın sevindirici olduğuna değinen Sakkaf, diğer önemli markalarda olduğu gibi kendi markalarının da taklidini yapan şirketler olduğunu ve vatandaş tarafından kendi ürünleriyle sıklıkla karıştırıldığını söyledi.

Sakkaf, "Bizdeki yoğurt gibi hiçbiri yapamıyor, yapamazlar da... Ne usulünü biliyorlar, ne de onların hayat anlayışları bunu yapmaya uygun... Kanlıca'ya gelenleri bu yoğurtmuş gibi kandırıyorlar. Vatandaş bu yoğurdu yediğini zannediyor. Tabelalarına 'asırlık kanlıca yoğurdu' yazıyorlar. Hiçbir zaman devamlılığı olmuyor, hepsi batıp gidiyor. Şimdiye kadar batmayanını görmedim. Bizim sırrımız; dürüstlük, aynı kuralları devam ettirmek, sıhhatli süt kullanmak, süte bir şey katmamak..." şeklinde konuştu.

0. Ortaklık tekliflerine açık fakat tek bir şartla!

Markalarına ortaklık ve satın alma için teklif aldıklarını belirten Sakkaf, "Bizim gibi devam edeceklerine inandığımız birileri olursa birlikte çalışabiliriz. Şu ana kadar kafamıza uyan olmadı. Biraz daha geliştirilmesi mümkün. Ben tek götürdüm bu işi şimdiye kadar." ifadelerini kullandı. 

Sakkaf, 4 çocuğu bulunduğunu ve birinin kendisiyle zaten çalıştığını ve kendisinden sonra işi devam ettirebileceklerini vurgulayarak, "Biz organik sertifikası almadık, zaten organik bu. Bir de organik sertifikası almak için para harcayacak halimiz yok. Sağlıklı ürün arayan, doktorların tavsiyesine uyan arayıp buluyor. Taze sütten ve yoğurttan yoğurda maya kullanıyoruz, katkı maddesi, koruyucu, homojenizasyon ve yüksek kaynatma yok." bilgisini verdi.