Venedik gezi rehberi

RECEP TAYYİP ÇELİK
Abone Ol

Herkese merhaba arkadaşlar, ben GZT Seyahat Editörü Recep Tayyip Çelik. Bu yaz, yaklaşık iki ayımı Avrupa’da geçirdim. Kuzey’inden Güney’ine her yerini gezdiğim Avrupa Birliği ülkelerindeki izlenimlerimi GZT aracılığıyla sizlerle paylaşacağım.

İtalya’yı ve İtalya’da gezilecek şehirleri genel hatlarıyla anlattığım yazımı daha da detaylandırmak için şehirlerde yapılacak şeylerin tümünü ek yazılarda anlatmaya karar verdim. İlk İtalya şehrimiz Venedik’le başlayalım o zaman.

Venedik'i her yıl 19 milyon civarında turist ziyaret ediyor.

Romantik ülke İtalya’nın âşıklar şehri Venedik, her biri farklı bir tarihi yapıya çıkan kanallarla birbirine bağlanmış en turistik lokasyon olarak bizi kendine hayran bırakmayı çok kolay başardı. Müzeler, dini yapılar ve tarihi binalarla dolu olan şehir birbirine kanallar aracılığıyla bağlandığı için gezerken biraz zorluk yaşasak, köprüleri kullanmak yerine tek kullanımlık bir bilete 7 Euro versek de günün sonunda şehre veda ederken içimizi bir hüzün kaplamadı değil. Evet, şehir kanallarla çevrili olduğu için bir yerden diğer yere gidebilmek için ya köprüleri kullanmanız gerekiyor ya da günlük bilet satın alıp tekneyle istediğiniz yere geçmeniz gerekiyor. Ben ikisini de deneyimledim ve kesinlikle şehrin her yerini yürümeyi öneririm. 7 Euro’nuzla da kendinize bir dondurma ve su alırsınız, yorgunluğunuzu atarsınız. 7 Euro deyip geçmeyin, bakın nasıl içime oturmuş… Neyse, hadi şimdi yazımın Venedik’te gezilecek yerler kısmına geçelim.

San Marco Meydanı.

San Marco Meydanı: Şehre girer girmez her köşesi tarihi yapılarla dolu olsa da asıl turistik Venedik, San Marco Meydanı çevresinde yer alıyor. San Marco Bazilikası, Aziz Mark’ın Çan Kulesi ve lüks restoranlarıyla turistlerin ilk uğradığı durak olan bu meydan, bazı yıllarda iklim koşullarından dolayı yılın 6 ayı (Ekim – Mart) ziyarete kapatılmış. O yüzden Venedik gezmeyi planladığınız bir şehirse kesinlikle geri kalan altı aydan birinde gitmenizi öneririm, ne olur ne olmaz.

Meydandaki San Marco Bazilikası ibadete açık olduğu için girişi ücretsiz. Ama eğer içerideki müze bölümlerini de gezmek isterseniz tüm eserleri görebilmek için 9 Euro ödemeniz gerekiyor. Kalabalık giriş sırasında beklemek istemiyorsanız yaklaşık 100 TL karşılığında rehberli ve hızlı geçişli bir bilet satın alabilirsiniz. Bazilikanın ön cephesinde, kapının tam da üzerinde yer alan at figürleri, (mahşerin dört atlısı) Roma döneminde Mısır’dan çalınıp İstanbul’a oradan da Venedik’e kadar getirilen heykellerin birebir kopyası. Orijinal heykeller yapının içinde sergileniyor. Bu arada, yapıyı gezerken kendinizi Ayasofya’daymış gibi hissedebilirsiniz çünkü mimar Ayasofya’dan esinlenmiş.

San Marco Bazilikası.

Bazilikanın hemen önünde bulunan Aziz Mark’ın Çan Kulesi’ne giriş 8 Euro, çan kulesine çıkmak ise 20 Euro. Kuleyi diğerlerinden ayıran en büyük özellik beş farklı tondaki 5 farklı çana sahip olması.

Ponte di Rialto.

Ponte di Rialto: Büyük Kanal’ın iki yakasını bir araya getiren bu ihtişamlı köprü, Venedik’in ikonlarından biri. 1524 yılına kadar tahta olan köprü, o tarihten bu yana günümüzdeki görünümüyle yayaların ulaşımını kolaylaştırıyor. Ayrıca, mini bir alışveriş sokağı işlevi de gören bu köprünün üstü boyunca minik hediyelik eşyacılar sıralanmış.

Dükler Sarayı.

Dükler Sarayı: Asırlık bir cumhuriyet olan Venedik, cumhuriyetin ihtişamını gözler önüne sermek için inşa edilen idare binalarıyla dolu. Bu yapıların ilk Dükler Sarayı. Büyük kanalın kıyısındaki, 25 Euro girişli sarayın daha giriş kısmında sizi etkileyecek devasa merdivenler yer alıyor. Gotik detaylarla bezeli sarayın iç kısmındaysa sizi İtalyan ressam Tintoretto’nun eserleri karşılıyor. Ayrıca, cumhuriyete ihanet eden düklerin resmedildiği oda da ilginizi çekebilir

Büyük Kanal.


Büyük Kanal: sağı solu renkli, tarihi binalarla çevrili olan ve gondol trafiği eksik olmayan kanalın en güzel noktası Rialto Köprüsü’nün üzerindeyken görülüyor. En güzel fotoğraflar da burada çekiliyor. Büyük Kanal’da gondol turu yapmak isterseniz en az 40 Euro’yu gözden çıkarmanız gerekiyor.

Santa Maria della Salute Bazilikası.

Santa Maria della Salute Bazilikası:

Venedik’i veba salgınından kurtardığı inancıyla Hz. Meryem adına yapılan barok tarzlı yapı, dünyadaki veba kiliselerinden sadece bir tanesi. Girişi 4 Euro olan bazilikada İtalyan ressam Tintoretto’nun tabloları sergileniyor.

Ahlar Köprüsü.

Ahlar Köprüsü: İsmini, bir mahkûmun köprüden geçerken son kez kente bakıp iç çekmesinden aldığı rivayet ediliyor. Turistlerin köprüye diğer köprülerden daha fazla ilgi göstermesinin bir diğer sebebi ise bu köprüden geçen âşıkların ömür boyu mutlu olacağı inancıymış.

Murano Adası.

Murano Adası: Cam atölyelerin merkezi, renkli binaları ve dar sokaklarıyla meşhur olan ada Burano Adası’yla benzerlik gösteriyor. Burano Adası’nın özelliği ise Venedik dantel işlemesinin doğum yeri olması. Murano Adası’ndaki cam müzesine giriş 14 Euro. Burano Adası’ndaki el sanatları müzesinin girişi ise 5 Euro. Her iki adada da girişi ücretsiz olan kiliseler de mevcut.

Fenice Tiyatrosu.

Fenice Tiyatrosu: İsmini anka kuşundan alan ve gerçekten de anka kuşuyla aynı kaderi paylaşan bina, 1792’den beri birçok yangın atlatmış ta ki 2004’te tekrar açılıncaya kadar. Günümüzde de aktif olarak tiyatro ve opera gösterilerinin yapıldığı binayı 10 Euro karşılığında gezebilirsiniz. Ama bana kalırsa binayı güncel takvime bakarak bir opera ya da tiyatro oyununu izlemek için ziyaret etmek daha mantıklı.

Rialto Pazarları.

Rialto Pazarları: Yaklaşık 900 yıllık bir pazar. Pazarda meyve sebze ve balık satılıyor. Bölge insanının yoğunlukla bir araya geldiği bu pazarı ziyaret ederek Venediklileri yakından gözlemleyebilir ve İngilizce bilenlerle sohbet edebilirsiniz. Ya da İtalyanca biliyorsanız anadillerinde onlarla sohbet edebilirsiniz

Venedik'in muhteşem manzaralı yemek yerleri.

Venedik’te nerede ne yenir?

Tıpkı İstanbul’daki adalarda olduğu gibi Venedik’te de deniz ürünleri revaçta. Elbette tek seçenek deniz ürünleri değil. Spagetti, et ve tatlılar da seçenekler arasında.

Osteria alla Staffa.

Osteria alla Staffa:

Özel soslu spagettileri ve deniz ürünlerini aynı tabakta harmanlayan bu küçük restoranda istiridyeli spagetti ve içecek için yaklaşık 15 Euro ödemeniz yeterli.

Pasticeria Puppa.

Pasticeria Puppa:

Deniz ürünlerine ilaveten pizza ve hamburger menüleri de olan bu mekânda hemen hemen tüm menüler için 15 Euro değer biçilmiş.

Antica Adelide.

Antica Adelide:

Yerel lezzetleri yerinde tatmak isteyenlerin, kesenin ağzını biraz daha açması gerekiyor. Geleneksel soslar ve çeşitli pişirme yöntemleriyle daha lezzetli ürünler ortaya çıkaran bu butik işletmede peynir de en az balık kadar ön planda.

Al Timon.

Al Timon:

Venedik’te biraz da tapas yiyelim diyenleri Al Timon’a alalım. Tercihiniz burada tapas yemek olacaksa daha önceden rezervasyon yapmayı unutmayın.

Cocaeta

Cocaeta:

Yemekler yendi şimdi sırada biraz tatlı var. Cocaeta, envai çeşit kreple tatlı ihtiyacınızı gidermek için sizi bekliyor. Burada krep yemek istiyorsanız tek şart fazla geç kalmamanız çünkü Cocaeta, bazen hava tam kararmamış olmasına rağmen bile kapanıyor.

Gelateria Nico.

Gelateria Nico:

Venedik’teki en meşhur dondurmacı. Ben, iki ay boyunca gezdiğim tüm Avrupa ülkelerindeki deneyimlerimi GZT’de sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Yayımlanan diğer gezi yazılarımaGZT'den ulaşabilirsiniz.