'Yaklaşıyor yaklaşmakta olan': Afrin Operasyonu öncesi bilmeniz gerekenler
TSK öncülüğünde ÖSO askerleri tarafından düzenlenmesini muhtemel kabul edilen 'Afrin Operasyonu' öncesi bölge ile ilgili bilinmesi gereken bazı ayrıntıları derledik.
Afrin, terör örgütü PKK'nın Suriye kolu YPG tarafından kontrol ediliyor. Hatay'a komşu olan ilçenin diğer YPG kontrolündeki bölgelerle iletişimi bulunmuyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) askerleri tarafından Afrin'e yönelik operasyon düzenleneceği konuşuluyor. Peki Afrin ve olası operasyon hakkında ne biliyoruz?
(Rus savaş uçaklarının desteğiyle ele geçirdiği bölgeler)
Örgütün tek taraflı ilan ettiği 3 kantondan biri olan Afrin’de YPG Rusya ile işbirliği içerisinde. 13 Şubat 2016 tarihinde Afrin’in doğusunda muhaliflerin kontrolündeki Tel Rıfat ve Azez’e saldıran örgüt, Tel Rıfat’ı ele geçirdi.
Saldırıya geçen teröristlere Türk Silahlı Kuvvetleri obüs toplarıyla karşılık verdi ve teröristler Azez’e yönelik ilerleyişini durdurmak zorunda kaldı.
Mardin’in Derik ilçesinde teröristlerce bırakılan mayına basması sonucu gazi olan Mustafa Nacar’ı baba ocağında ziyaret eden Kaynak şu ifadelerde bulundu:
“Bölgenin stabil hale gelmesi için gayretler devam ediyor, ancak bölgenin stabil hale gelmesinin benim şahsi fikrim itibariyle Afrin bölgesinin teröristlerden terör unsurlarından temizlenmesi gerekir. Türkiye’nin gerek Dışişleri Bakanlığı vasıtasıyla gerek Milli İstihbarat Teşkilatımız vasıtasıyla, muhataplarımız ile bu hususta çalışmalarımız sürüyor. Çünkü Astana’da yapılan görüşmelerde Türkiye’nin bu güvenli bölge fikri böylece hayata geçirilecek. İdlib bölgesinin de bölgenin güvenliğinin TSK’nın sağlaması, o çatışmasızlığın Türk Silahlı Kuvvetlerince sağlanması idame edilmesi beklentisi var. Bütün bunlar için Afrin bölgesinin hem Türkiye’nin sınır güvenliği bakımından Kilis ve Hayat sınırımızdalar, hem bölgenin güvenliği açısından Afrin bölgesinin terörden, teröristlerden, terör unsurlarından temizlenmesi gerekecek. Yoksa kimse ne Azez’in güvenliğini garanti edebilir, ne Mare’nin güvenliğini kimse garanti edebilir, ne El Bab’ın güvenliğini kimse garanti edebilir, ne de İdlib’in güvenliğini kimse garanti edebilir. Türkiye’nin bu husustaki diplomatik çalışmaları da sürmektedir"