Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer: İlhami Atalay

HABER MASASI
Abone Ol

Türkiye’nin yaşayan en büyük sanatçılarından birisinin hayata karşı verdiği mücadele kitaplara konu olacak cinsten.

Bir ressam düşünün. Öyle bir ressam ki hayatı boyunca inançlarından dolayı engellenmiş, sansüre uğramış hatta ve hatta eserlerine saldırılmış bir sanatçı. Yurt dışına gitmesi engellenmiş, notları bilerek düşük verilmiş bir sanatçı. Yarışmalarda haksızlığa uğramış sakalından dolayı bedel ödemek zorunda kalmış bir sanatçı. İşte yenile yenile büyüyen, Türkiye'nin yaşayan en büyük sanatçılarından İlhami Atalay'ın hayatını twitter kullanıcısı Ramazan Daşdelen'in floodu üzerinden hazırladık.
1. İlhami Atalay 1948 yılında Artvin’de doğdu. 1967 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Fakültesi’ni (Şimdiki ismiyle Mimar Sinan) kazandı.
Babasını ikna etmek için mimarlık kazandım demek zorunda kaldı.
2. Üniversite yıllarında 68 kuşağından olan sol görüşlü öğrencilerle beraber okudu. Darwinizmin zirve yaptığı dönemlerde İlhami Atalay bu görüşü reddetti.
Gülhane Parkı'nda bulunan hayvanat bahçesinde etüdünü yaptığı maymunlarla ilgili eserler yaptı. Devr-i Maymun isimli sergisini açtıktan sonra hocalarına “Sizlerden almış olduğum ilhamla oluşan sergime teşriflerinizi beklerim” yazan bir davetiye gönderdi.
3. Okuldaki öğrencilerle zaman zaman sorunlar yaşayan Atalay'ın eserleri sol görüşlü öğrencilerin saldırısına maruz kalır.
Yurtta olmadığı bir gün ödüllü “Kadın Beyni” isimli tablosu pek çok yerinden bıçaklanır. Okuldaki hocalar da mütedeyyin bir insan olmasından dolayı İlhami Atalay'a düşük notlar verir. Bu düşük notlardan dolayı Atalay'ın yurtdışı hayali suya düşer.
4. Bedri Rahmi Eyüpoğlu araya girer
Bedri Rahmi Eyüpoğlu'nun “Benim gördüğüm yeteneği siz nasıl göremiyorsunuz” diyerek akademisyenleri fırçalaması sonucunda İlhami Atalay'ın notları tekrar değerlendirilir. Atalay, Yunus Emre'nin bir şiirinden aldığı ilhamla yaptığı İmparatorluğun Çöküşü isimli tablosuyla Berlin Güzel Sanatlar Akademisi'ne kabul edilir.
5. Avrupa'da tüm müzeleri gezer.
Atalay ihtisas alanı olarak kendisine duvar halıcılığı ve teksil objeyi seçer. Avrupa'daki tüm müzeleri gezer. Kavramsal sanatın fikir babalarından olan ve herkesin yanında çalışmak için sıraya girdiği Joseph Beuysla çalışmalar yapar fakat Beuys'un yaptıklarını beğenmediği için 1 hafta sonra yanında ayrılır.
6. Engeller bir türlü peşini bırakmaz.
Türkiye'ye döndüğünde kadrosu olmasına rağmen dünya görüşü yüzünden Mimar Sinan'a kabul edilmez. Farklı fabrikalarda teknik ressam olarak çalışır. Uzun yıllar yurtdışında kalmış bir sanatçı olarak sanat camiası tarafından kabul edilmediği için Sümerbank'ta halı destinatörü olarak çalışmaya başlar. Günümüzde Türkiye'de dokunan halıların hemen hemen hepsinin deseninde İlhami Atalay'ın emeğini görebiliriz.
7. Sakalı nedeniyle işinden olur.
1980 darbesinden sonra sakallı olduğu gerekçesiyle Sümerbank'tan atılır. Sirkecizade'de bir halı firmasında destinatör olarak çalışırken resim yapmaya devam eder. Bir iş adamının 22 resmini alması üzerine kendisine 1984 yılında bir galeri açar.
8. Ödülü "malum" sebepten dolayı elinden alınır.
Binlerce desen üretir. Yaptığı eserlerle birçok ödüle sahip olur fakat onun başarısını hazmedemeyen insanlar her zaman peşinde dolanıp durur. Yunus Emre için düzenlenen yarışmada birinci olur. Fakat sonrasında onun ismini bilenler tarafından birinciliği iptal edilir.
9. Bir kısım insan kendisini “gericilikle” bir başka kısım insan ise kendisini “fazla ileri gitmekle” suçlar.
Bahar dallarından oluşturduğu “Zikir” serisinde Atalay kendine has bir altın oran uygulamıştır.
10. Kendi başarısını hazmedemeyen güruha inat onu seven insanlardan kendisini hiçbir zaman soyutlamamıştır.
İlhami Atalay onca engele rağmen çalışmalarına bugün de devam etmektedir.