Gece treni rüyası: Fransa uyanmak üzere mi?
Uçmak yerine trende uyumayı tercih eder miydiniz? Fransa’da milyonlarca kişi cevabını çoktan verdi.
Bir sabah gözlerini yeni bir şehirde açmak... Ne uçak stresi, ne trafik çilesi, ne de otel masrafı. Sadece trenin ritmik sesi eşliğinde geçen bir gece ve yeni bir başlangıç. 2024, Fransa için bu hayalin gerçeğe dönüştüğü yıl oldu. Ülke, gece trenlerinde yolcu rekoru kırdı. Ama şimdi asıl soru şu: Bu rüya devam edebilecek mi?
Paris-Nice, Paris-Toulouse, Paris-Berlin... Bu hatlardaki vagonlar neredeyse tamamen doluydu. Hatta iş insanlarının bile %30’u, zaman kaybı sayılan bu yolu bir avantaja çevirmeyi tercih etti. Sebep mi? Gece treni sadece bir ulaşım değil; konaklama, doğa dostu seyahat ve huzurlu bir mola aynı zamanda.
Ama tüm bu ilgiye rağmen sistem nefes alamıyor. Sadece 129 vagonla koca ülke taşınıyor. Yeni hatlar açmak, var olanları rahatlatmak için en az iki katı sayıda yeni vagon gerekiyor. Üstelik sadece Paris merkezli değil; Lyon, Bordeaux, Nice gibi şehirlerin de Avrupa’ya bağlanması şart.
Bir düşünelim: Paris-Madrid, Paris-Roma, hatta Nice-Londra... Hepsi potansiyel gece tren rotaları. Üstelik uçaktan çok daha az karbon salımıyla.
Fransa Ulaştırma Bakanlığı 600 vagonluk bir filoyu öneriyor. Bu, yılda 5.8 milyon yolcu ve 800 bin ton daha az karbon demek. Bir yolculuktan fazlası yani; gezegenin geleceğine de katkı.
Gece trenleri Avrupa’yı birbirine bağlamanın, şehirleri yakınlaştırmanın ve doğayı korumanın belki de en romantik yolu. Ama romantizm, planla desteklenmedikçe yarım kalır. Fransa'nın bu masal treni, ya raydan çıkacak ya da Avrupa’nın ulaşım haritasını baştan çizecek.