Yüzyıllardır devam eden şivlilik geleneği

AYŞEGÜL ARSLAN ÖZŞAHİN
Abone Ol

Konya’da yaşadığım yıllarda bana bambaşka bir heyecan ve neşe veren, şehirde yüzyıllardır devam eden bir gelenekten bahsetmek istiyorum bugün: Şivlilik! Regaip Kandili sabahında çocuklar sabahın erken saatlerinde evlerden çıkıp, esnafların ve komşuların kapılarını çalarak şekerleme toplarlar. Şehirdeki sokaklar çocuk sesleriyle şenlenirken, büyükler de bu özel günün heyecanını yaşar. Esnaflar ve ev sahipleri, önceden hazırladıkları şeker, çikolata ve kuru yemiş gibi ikramları çocuklara dağıtır. Sokaklarda büyük ateşler yakılır ve maniler söylenerek bu ateşlerin üzerinden atlanır.

Recep, Şaban ve Ramazan ayları Konya’da İlk Namaz, Orta Namaz ve Büyük Namaz olarak bilinir. Recep ayı yaklaşırken de şehrin sakinlerini tatlı bir telaş sarar. Konya'nın kültür hazinelerinden biri olan Naci Fikret Baştak, senenin bu zamanını çocukların bir takvimleri varmış gibi hiç kaçırmamalarına şaşırdığını aktarır. Çocuk, genç yaşlı… Herkes Fener Alayı ve Şivlilik için hazırlanmaktadır.

Şivlilik geleneğinin Osmanlı dönemi öncesine dayandığı biliniyor ve ortaya çıkışı hakkında farklı hikayeler bulunuyor. “Konya’nın Geleneksel Eğlence Kültürü” başlıklı yazısında Vedat Çakır “Konya’da çocuklar yırtıcı, göçmen bir kuş olan ve yerel ağızda “Cüllülük” adıyla bilinen kuşun çıkardığı ses dolayısıyla şivlilik derlerdi.” diyor. Kutlamalar ve heyecan şivlilikten bir gün önce başlıyor aslında. Şivlilikten bir gece önce etrafa ışık saçan meşalelerin yakılmasıyla yapılan Fener Alayı şenlikleri de şehirde yüzyıllardır devam ettirilen, Şivlilik eğlencesiyle bağlantılı bir diğer gelenek.