Bir bardak çayın adı neden her yerde aynı?
Bir bardak çayın adı neden her yerde aynı?
Dünyanın neresine giderseniz gidin, çay ya “çay”dır ya da “tea”. Dil, kültür ve coğrafya bu kadar çeşitliyken, küçücük bir içeceğin adının bu kadar ortak olması tuhaf değil mi? Aslında bu durum bir tesadüf değil; yüzyıllar öncesine uzanan ticaret yollarının, gemilerin, kervanların ve kulaktan kulağa yayılan kelimelerin sonucu. Çayın hikayesi sadece bir bitkinin değil, kelimelerin de yolculuğunu anlatıyor.
Çay bitkisi ilk kez Çin’de yetiştirildiği için, doğal olarak ona verilen isim de oradan doğuyor. Ancak Çin tek bir dilden oluşmadığı için çayın adı da tek bir şekilde söylenmiyor. Bazı bölgelerde çaya “ça” benzeri bir sesle hitap edilirken, bazı kıyı bölgelerinde telaffuz “te”ye daha yakın oluyor. İşte bu küçük ses farkı, zamanla bütün dünyaya yayılacak büyük bir ayrımın temelini atıyor.
Güney Çin kıyılarından yola çıkan ticaret gemileri, çayı Avrupa’ya taşırken sadece çay yapraklarını değil, kelimesini de beraberinde götürüyor. Deniz yoluyla çayı tanıyan ülkeler, onu duydukları şekilde benimsiyor. Böylece İngilizce “tea”, Fransızca “thé”, Almanca “Tee” gibi kelimeler ortaya çıkıyor. Hepsinin kulağa benzer gelmesinin sebebi de bu ortak deniz yolculuğu. Kısacası çay denizden geldiyse, adı da “tea” oluyor.
Bir de çayın kervanlarla yolculuk yaptığı başka bir rota var. Çin’in iç bölgelerinden çıkan çay, Orta Asya üzerinden ilerliyor; İran’a, Kafkaslara, Osmanlı topraklarına kadar ulaşıyor. Bu hatta yayılan telaffuz ise “ça”ya daha yakın. Zamanla bu ses “çay”, “chai”, “şay” gibi farklı ama tanıdık biçimlere bürünüyor. Türkiye’de çaya “çay” dememizin nedeni de tam olarak bu: Çay bize karadan, kültürle ve ticaretle birlikte geliyor.
Bugün Hindistan’da “chai” dediğinde sütlü ve baharatlı bir içecek akla geliyor. Rusya’da “chay” sade bir çayı ifade ediyor. Arap coğrafyasında “shay” deniyor. Hepsi aynı kelimenin farklı coğrafyalarda aldığı küçük şekil değişiklikleri. Kelime aynı, alışkanlıklar farklı. Bu da gösteriyor ki çay sadece bir içecek değil; girdiği her kültürde kendine yeni bir kimlik bulmuş bir misafir.
Peki neden başka bir adı yok?
Çünkü çay dünyaya tek bir merkezden yayılıyor. Yeni kıtalarda keşfedilen bir meyve ya da bitki gibi her toplumun ayrı ayrı isimlendirdiği bir ürün değil. Çay, önce tanımlanıyor, sonra paylaşılıyor. Paylaşılırken de adı birlikte yol alıyor. Bu yüzden dünya dillerinin büyük çoğunluğu, çayı ya denizden öğrenip “tea” diyor ya da karadan tanıyıp “çay”.
Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.