Kahve kelimesi neden her dilde aynı?

Kahve kelimesi neden her dilde aynı?

ESRA ŞEN
Abone Ol

Bir ülkede “kahve” istersin, başka bir ülkede “coffee”. Dil değişir ama kelime kulağına hep tanıdık gelir. Çayda olduğu gibi kahvede de dünya dillerinin neredeyse aynı kelimede buluşması tesadüf değil. Çünkü kahve yalnızca bir içecek değil; aynı yolculuğu paylaşan kültürlerin ortak mirası. Peki bu kelime nasıl oldu da sınırları, dilleri ve alfabeleri aşarak bugüne kadar neredeyse bozulmadan geldi?

Kahvenin anavatanı olarak bilinen coğrafyalarda, bu içecek için kullanılan kelimenin kökü Arapça “qahwa” sözcüğüne dayanıyor. İlginçtir, bu kelime ilk zamanlarda doğrudan kahveyi değil; daha çok “iştahı bastıran, keyif veren içecek” anlamını taşıyordu. Zamanla kahve çekirdeklerinden hazırlanan bu koyu içecek, kelimenin yeni sahibi oldu. Yani kahve, daha fincana girmeden önce adını almıştı bile.

Osmanlı, kahve kelimesinin yolunu açtı

Kahvenin dünyaya açılmasında en kritik rolü oynayan duraklardan biri Osmanlı coğrafyası oldu. Kahvehaneler yalnızca içecek sunulan yerler değil, aynı zamanda sohbetin, ticaretin ve kültürel etkileşimin merkezleriydi. Avrupa kahveyle tanıştığında, bu içeceği tanıdığı isimle benimsedi: kahve. Bu kelime, farklı dillerde küçük ses değişimleriyle kendine yer buldu ama kök korunmaya devam etti. Çünkü yeni bir içecek için yeni bir kelime üretmek yerine, zaten kullanılan isim oldukça yeterliydi.

Coffee, café, caffè… Hepsi aynı ailenin üyesi

Avrupa dillerine geçen kelime zamanla dile göre şekil değiştirdi: Bir yerde sonu yumuşadı, bir yerde çift “f” aldı, bir yerde vurgu değişti, ama temel ses hep tanıdıktı. Bu yüzden bugün:

-İngilizce’de coffee

-Fransızca’da café

-Almanca’da kaffee

-İtalyanca’da caffè

-Türkçe’de kahve diyoruz.

Aslında hepimiz aynı kelimeyi, farklı aksanlarla söylüyoruz.

Neden kahvede çaydaki gibi iki ayrım yok?

Çayda kelime iki ana kola ayrılırken, kahvede böyle bir ayrım yaşanmadı. Bunun en büyük sebebi, kahvenin dünyaya tek bir merkezden ve belirli ticaret yolları üzerinden yayılmasıydı. Kahve, kontrollü bir şekilde tanındı, taşındı ve satıldı. Bu da kelimenin fazla parçalanmadan, ana formunu koruyarak ilerlemesini sağladı. Yani kahve, hem içecek olarak hem de kelime olarak daha istikrarlı bir yolculuk yaşadı.

Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.

E ESRA ŞEN Pirimedya