Savaşların gizli sebebi: Baharatlar
Savaşların gizli sebebi: Baharatlar
Tarih boyunca savaşların nedenleri arasında toprak, güç, din ya da hırs gibi kavramlar sıkça anılsa da göz ardı edilen başka bir sebep vardı: baharatlar. Bugün mutfaklarımızda sıradan birer tatlandırıcı gibi görünen tarçın, karanfil, karabiber ya da zencefil; geçmişte kralların, imparatorların ve koca orduların kaderini belirlemiştir.
Orta Çağ ve öncesinde baharatlar yalnızca yemeklere lezzet katmak için değil, aynı zamanda ilaç, parfüm, hatta dini törenlerin bir parçası olarak kullanılıyordu. Karabiber, ağırlığınca altınla eş değer görülen bir ticaret ürünüydü. Birkaç kilo tarçın, küçük bir servet sayılıyordu. Avrupa’da etlerin bozulmasını önleyecek soğutma teknolojisi olmadığı için baharatlar, yiyecekleri hem saklamada hem de daha lezzetli hale getirmede en büyük yardımcıydı. Bu yüzden baharat, lüks değil; adeta bir ihtiyaçtı.
Baharatların büyük kısmı Güney Asya’dan, özellikle de Hindistan, Endonezya ve Seylan’dan (bugünkü Sri Lanka) geliyordu. Ancak bu bölgelere ulaşmak zordu ve ticaret yolları Arap, Pers ve Osmanlı tüccarlarının kontrolündeydi. Avrupa ülkeleri, baharatlara daha hızlı ve ucuz ulaşmak için doğrudan yollar aradı. Bu arayış, büyük keşiflerin ve beraberinde gelen savaşların fitilini ateşledi.
Haçlı Seferleri
Görünürde dini sebeplerle yapılan bu seferlerin arkasında, Doğu’nun zenginliklerine ve özellikle baharatlarına ulaşma arzusu vardı.
Baharat Yolu’nun kontrolü
Osmanlı İmparatorluğu’nun baharat ticareti üzerindeki hakimiyeti, Avrupa krallıklarını alternatif deniz yolları aramaya zorladı. Bu arayış, Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfine ve Vasco da Gama’nın Hindistan’a ulaşmasına yol açtı.
Sömürgecilik ve deniz savaşları
16. ve 17. yüzyıllarda Hollanda, Portekiz, İspanya ve İngiltere; baharat adaları üzerinde kontrol sağlamak için birbirleriyle kanlı deniz savaşlarına girdi. Örneğin Banda Adaları’ndaki muskat uğruna yüzlerce yıl süren bir rekabet yaşandı.
Baharatlar imparatorlukları nasıl şekillendirdi?
Baharat ticareti yalnızca yiyeceklerin değil, imparatorlukların kaderini de değiştirdi. Portekiz, Hindistan’a ulaşarak kısa sürede dünyanın en güçlü deniz imparatorluklarından biri haline geldi. Hollandalılar ise Doğu Hindistan şirketi aracılığıyla baharat ticaretinde neredeyse tekel kurdu ve bu sayede Avrupa ekonomisini uzun yıllar domine etti.
Öte yandan baharatların kontrolü, sömürgeciliğin de kapısını açtı. Asya ve Afrika’da yüz binlerce insan, yalnızca karabiber ve tarçın uğruna yapılan savaşların gölgesinde yaşamak zorunda kaldı.
Bugün baharat raflarında gördüğümüz sade kavanozların ardında aslında bir tarih yatıyor. Modern mutfaklarda bir tutam tarçın ya da bir fiske karabiber kullanırken, bu baharatların uğruna yapılan yolculukları, sömürge savaşlarını ve değişen dünya dengelerini hatırlamak, tarihe farklı bir gözle bakmamızı sağlar.
Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.