Arakanlı Müslümanların Myanmar'dan kaçışının üzerinden 6 yıl geçti

HABER MASASI
Abone Ol

Myanmar ordusunun 2017'de başlattığı askerî operasyondan sonra yüz binlerce Arakanlı Müslüman ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Binlerce kişinin ölümüne yol açan bu operasyonlara şiddet, baskı, tecavüz ve soykırım da eşlik etti.

Myanmar'da ordunun sivillere yönelik katliamları nedeniyle binlerce Arakanlı Müslümanın (Rohingya) evlerini ve ülkelerini terk etmek zorunda kalmasının 6'ncı yılında, Arakanlı Müslümanlar evlerine dönmek istiyor.

  • 25 Ağustos 2017’de Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler tarafından düzenlenen kitlesel şiddet eylemleriyle yüzlerce köy yok edildi.

Söz konusu şiddet eylemleri, Birlemiş Milletler (BM) ve çeşitli uluslararası insan hakları örgütleri tarafından "etnik temizlik" olarak adlandırırken, 900 binden fazla Arakanlı Müslüman Bangladeş'e sığınmak zorunda kaldı.

Arakan halkı, Birleşmiş Milletler tarafından

Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddet eylemlerinden bu yana Myanmar ordusunun Müslümanları sınır dışı etme, haklarından mahrum bırakma ve izole etme çabalarının daha da arttığını söyleyen Burma İnsan Hakları Ağı (BHRN) Direktörü Kyaw Win, Arakanlıların Myanmar’daki altı Müslüman etnik gruptan biri olduğunun ve hepsinin aynı kaderi paylaştığının altını çizdi.

Win, Arakanlı Müslümanların mülteci kamplarında sıkışmış durumda olduğunu vurgulayarak, “Arakanlı Müslümanlara karşı yürütülen kampanya artık tüm Müslümanlara karşı yürütülen bir kampanya haline geldi." dedi.

Myanmar'daki Arakanlı Müslümanlara yönelik zulüm, şiddet ve baskı 1970'lere dayanmaktadır. O zamandan beri Arakan halkına hükûmet ve milliyetçi Budistler tarafından düzenli olarak saldırılar gerçekleştiriliyor.

Myanmar'daki Müslümanların vatandaşlıklarının iptal edildiğini dile getiren Win sözlerine şu şekilde devam etti:

  • " (Arakanlı Müslümanların) Serbestçe seyahat etmeleri yasaklanıyor ve kendilerine karşı şiddeti kışkırtmak için tasarlanmış çevrim içi nefret söylemlerinin kurbanı oluyorlar.”

Win, Myanmar ordusunun “soykırımdan” önce kullandığı tüm taktiklerinin hâlâ devam ettiğini belirterek, "Dünyanın bunu kabul etmesi ve başka bir soykırımın nasıl önlenebileceğine dair bir plan geliştirmesi çok önemli." diye konuştu.

Myanmar 25 Ağustos olayından bu yana, medya erişimini ve uluslararası organların Arakan Eyaleti'ne ziyaretlerini engelledi.

Arakanlı Müslümanların Bangladeş'te mülteci olarak yaşamlarına devam ettiğini söyleyen Win, Arakanlı mültecilerin durumunu şu değerlendirmede bulundu:

  • "İnsanlar kendilerini istenmeyen ve yoksul hissediyorlar. Evlerine dönmek istiyorlar ama döndükleri takdirde ordunun kendilerine karşı yine zulüm uygulayacağını biliyorlar."

Arakanlı Müslümanlar yetim muamelesi görüyor

"Arakanlı Müslümanlar sadece herkesle eşit haklara sahip olarak evlerine güvenli bir şekilde dönmek isterken, dünya tarafından yetim muamelesi görüyor." diyen Win kamplarda gıda, tıbbi bakım, hijyen ve eğitime erişimin kesildiğini aktardı.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Myanmar ordusunun, 2017 yılında yüz binlerce Arakanlı Müslümanı Myanmar'dan sürmek için

Kamplarda militan gruplar ve suç çeteleri arasında ciddi şiddet olaylarının yaşandığının ve bundan masum sivillerin etkilendiğini söyleyen Win, "Yetkililer çoğu zaman bu sorunları kontrolden çıkana kadar görmezden geliyor ve masum sivilleri keyfi olarak taciz ederek, istismar ederek ve gözaltına alarak karşılık veriyorlar." dedi.

Müslümanlar doğal afetler karşısında korunmasızlar

Kampların birçoğu, her yağmur mevsiminde sular altında kaldığı için birçok barınak yıkılıyor ve kirli su mültecilerin yaşam alanlarına yayılıyor.

Mültecilerin yaşadığı bölgelerin sel ve toprak kaymalarına karşı daha dirençli olması için önlemler alınması gerektiğini vurgulayan Win, felaketler meydana geldiğinde sahadaki kuruluşların kampları hızla yenilemek ve etkilenenlerin sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için hızla bölgeye intikal etmesi gerektiğine dikkati çekti.

Cinayetler, kaybolmalar, işkence, tecavüz ve diğer cinsel şiddet biçimleri gibi eylemler yoluyla Arakanlı Müslümanlara fiziksel, duygusal ve psikolojik korku ve travma aşılandı.

Win, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve üye ülkelerin kamplardaki Arakanlılara yardım ettiğini ancak İİT üyesi ülkelerin çoğunun Myanmar'daki tek Müslümanların Arakanlılar olduğunu düşünmesi nedeniyle Myanmar genelinde zulme maruz kalan diğer Müslüman grupların gözden kaçırılabildiğini ifade etti.

Birleşmiş Milletler'in (BM), BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) gibi farklı kuruluşları aracılığıyla mültecilere doğrudan yardım sunduğunu ve temel ihtiyaçların en büyük sağlayıcısı konumunda olduğunu vurgulayan Win, "Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) veya Uluslararası Adalet Divanı'nın (ICJ) biraz olsun adaleti sağlamasını umuyoruz, tabii bu uzun sürecin çok daha erken başlamış olmasını dilerdik." dedi.

2017 yılında Arakan halkının büyük çoğunluğu soykırım nedeniyle yerlerinden edildi ve mülteci oldu.

Bangladeş'teki Arakanlı mültecilerin durumunu "korkunç" olarak tanımlayan Win, "Birçok yerel halk ve yetkili tarafından düşmanca ve aşağılayıcı muamele görüyorlar. Yiyecek istihkakları bu yıl iki kez önemli ölçüde kesildi ve geçimlerini sağlamak için çalışmalarına ya da seyahat etmelerine izin verilmiyor." ifadelerini kullandı.

Arakanlı Müslümanların geri dönmesi güvenli mi?

Myanmar'ın meşru hükümetinin sürgünde ya da hapiste olduğunu belirten Win, "Cunta ülkeyi gayrimeşru bir şekilde kontrol ediyor ve Arakanlı Müslümanların geri dönmelerine izin vermek gibi bir niyeti yok." diye konuştu.

  • Win, az sayıda Arakanlı Müslümanın yeni model köylere dönmesinin teklif edildiğini ancak kişilerin haklarının, vatandaşlıklarının ya da güvenliklerinin sağlanması için hiçbir çaba sarf edilmediğini kaydetti.

Yaklaşık 1 milyonu bulan Arakanlı mültecinin çoğu Bangladeş'e kaçarken diğerleri Hindistan, Tayland, Malezya ve Güney ve Güneydoğu Asya'nın diğer bölgelerine kaçtı.

Tüm bu olayların ülke genelinde ordu ile demokrasi yanlısı silahlı gruplar arasında ciddi bir çatışma sürerken meydana geldiğinin altını çizen Win, "Cunta iktidarı elinde tutarken Arakanlı Müslümanların geri dönmesi kesinlikle güvenli değil." değerlendirmesinde bulundu.