Bir isyanın müdafaası

İSMAİL ÇAĞILCI
Abone Ol

Ürdün’ün ilk kralı olan Abdullah bin Hüseyin’in hatıraları, Osmanlı’ya isyanda Şerif ailesinin temel motivasyonunu ve bu isyanı meşrulaştırma sebeplerini gözler önüne seriyor. Kitapta Osmanlı aleyhine bir üslup baskın görünmese de, Kral’ın, isyanı “Osmanlı’nın baskılarından ötürü” şeklinde izaha yeltenmesi, baktığı ve durduğu yeri de gösteriyor.

Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasıyla sonuçlanan Birinci Dünya Savaşı’nın en kritik aşaması, tarihe “Arap İsyanı” diye geçen, Şerif Hüseyin ve oğullarının ayaklanmasıydı. Bütün Arap coğrafyasında etkili olmasa da, isyanın Hicaz merkezli karakteri imparatorluğun gücünü ciddi oranda zayıflatmış, Ortadoğu’nun ana bünyeden kopmasının da yolu böylece açılmıştı.

Ürdün'ün ilk kralı Abdullah bin Hüseyin.

Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından İngilizler, kendileri adına Osmanlı’ya bayrak açan Şerif ailesini taltif etmek için, Ürdün ve Irak adlı iki suni ülke oluşturdular, başlarına da Şerif Hüseyin’in oğulları Abdullah ve Faysal’ı geçirdiler. Her ikisi de Osmanlı’yı iyi derecede tanıyan ve Türkçeyi İstanbul lehçesiyle konuşabilen Abdullah ve Faysal kardeşler, 1921’de kendileri için kurulan ülkelerin başına geçtiklerinde, Ortadoğu’da artık yeni bir dönem başlıyordu.

Bağdat sokaklarında kesif bir kan kokusu...
Mecra

Kral Abdullah, ömrünün İstanbul’da geçen ilk yıllarından başlayarak, aynı zamanda hayat hikâyesini de anlatıyor.

Ürdün’ün ilk kralı olan Abdullah bin Hüseyin’in hatıraları, Osmanlı’ya isyanda Şerif ailesinin temel motivasyonunu ve bu isyanı meşrulaştırma sebeplerini gözler önüne seriyor. Ömrünün İstanbul’da geçen ilk yıllarından başlayarak, aynı zamanda hayat hikâyesini de anlatan Kral Abdullah’ın, İngiltere’ye karşı ciddi bir hayranlık beslediği kendi ifadelerinden belli oluyor. Kitapta Osmanlı aleyhine bir üslup baskın görünmese de, Kral’ın, isyanı “Osmanlı’nın baskılarından ötürü” şeklinde izaha yeltenmesi, baktığı ve durduğu yeri de gösteriyor.

Ürdün notları
Mecra

“Arapların Gözüyle Osmanlı” serisi içinde yayımlanan eser, Osmanlı İmparatorluğu’nun Arap coğrafyasında bıraktığı izlerin farklı veçhelerini göstermesi bakımından, kesinlikle okunmalı.