Doğu'yu resmetmek

SELİM TEKE
Abone Ol

Batı medeniyeti bütün varlığıyla Avrupa’da tecessüm etmeye başlarken bazı Avrupalı sanatçılar, tuvallerine geçirmek için, gözlerine çirkin gelen bu medeniyetten daha farklı bir manzara aramaya koyuldular. Batı medeniyeti tarafından dönüştürülmemiş şehirlerin, bu şehirde yaşayan insanların görüntülerini kağıda dökmek üzere doğuya seyahatler gerçekleştirdiler. Eski olanı aramaya yönelik bu çaba oryantalist akımı ortaya çıkardı.

Batı medeniyeti bütün varlığıyla Avrupa’da tecessüm etmeye başlarken bazı Avrupalı sanatçılar, tuvallerine geçirmek için, gözlerine çirkin gelen bu medeniyetten daha farklı bir manzara aramaya koyuldular. Batılı ressamlar, Alman ressam Gustav Bauernfeind’ın “medeniyetin neredeyse hiç dokunmadığı bir yer” olarak tanımladığı Şam gibi, Batı medeniyeti tarafından dönüştürülmemiş şehirlerin, bu şehirde yaşayan insanların görüntülerini kağıda dökmek üzere doğuya seyahatler gerçekleştirdiler.

Eski olanı aramaya yönelik bu çaba oryantalist akımı ortaya çıkardı.

Napolyon ile birlikte doğu seferine çıkan ressam Antoine-Jean Gros'un resimleri Oryantalist akımın ilk örnekleri olarak kabul ediliyor.

Oryantalist akım, ana takipçileri Fransız ressamlardan oluştuğu ilk döneminde Doğu’yu saldırgan, şehevi ve gizemli bir şekilde resmederken zaman içinde dönüşümlere uğradı. İngiliz ve özellikle Alman ressamların bu sanat akımına katılmasıyla, Avrupalı zihinlerin Doğu’ya kattıkları karikatürize edilmiş egzotik hava çıkartılarak akıma Doğu manzaralarını yansıtan bir hava kazandırıldı. Bir yandan Batı’nın farklılaşan Doğu algısı ile birlikte değişen Oryantalist akım, öte yandan ortaya koyulan eserlerle Batı’daki Doğu tasavvurlarını da dönüştürdü. Oryantalist akım sadece resimde kalmadı; mimari, dekorasyon gibi birçok alana sıçradı. Elbette doğuya seyahat eden o ressamların etkisiyle…

Kendi dilinden, bir Ortadoğu tarihçisi
Mecra

John Frederick Lewis

John Frederick Lewis ''Sina Dağı çölünde bir Frenk kampı'' adlı tablosu Lewis'in en önemli eserlerindendir. Mısır'ı görmek için gelen Doğulu kıyafetleri içindeki Avrupalının John Frederick Lewis'i temsil ettiği düşünülmektedir.

John Frederick Lewis 1804 yılında Londra doğdu. Ressam olan babasının etkisiyle resim sanatına yöneldi ve ilk eğitimini Londra’da bir ustanın atölyesinde aldı. Sanat kariyerinin ilk aşmalarında hayvan ressamlığı yapan Lewis, bu tecrübesini Oryantalist tablolarında da kullandı.

Elhamra Sarayı'nı ziyaret eden John Frederick Lewis, sarayı konu alan ayrıntılı eskizlerini kitaplaştırarak neşretti.

1832 ve 1834 yılları arasında İspanya ve Fas’ı ziyaret eden Lewis, El Hamra Sarayı'nın eskizlerinin yer aldığı kitabını yayınladı.

Abdestsiz işçi çalıştırılmayan saray: El Hamra
Mecra

John Frederick Lewis ''Arap kâtip'' adlı tablosundaki kâtibin eskizi Bursa gezisi sırasında çizilmiş olmasına rağmen Lewis çalışmasını tablolaştırırken onu bir Arap olarak resmetti ve manzaraya iki kadın ekledi.

İtalya ve Yunanistan’a yaptığı yolculuğundan sonra 1840’da İstanbul’u ziyaret etti. İstanbul’dan sonra Anadolu’nun bazı bölgelerine de seyahatler gerçekleştiren Lewis, bu şehirlerde gördüğü manzaraların da eskizlerini çıkarttı.

Hastanın şifa bulması için Kur'ân okuyan kişinin ve hasta yakınlarının resmedildiği, Lewis'in ''Dua hastayı kurtaracak.'' adlı tablosu.

1841’de Kahire’ye yerleşen John Frederick Lewis, birçok resmini bu şehirde tamamladı. 1951 yılında İngiltere’ye geri döndü ve çalışmalarını burada sürdürdü.

John Frederick Lewis'in bir harem manzarasını resmettiği ''Hanıma ziyaretçi geliyor.'' adlı tablosu.

Realist bir perspektiften Doğu’yu resmeden Lewis, Gérôme’dan etkilenerek, mimari yapıları, sokakları, kostümleri, sahneleri titizlikle işlediği, yağlıboya ve suluboya tuvalleri ortaya çıkardı. Diğer Oryantalist ressamların aksine, kadın bedeni ve cinselliğin ön plana çıkartıldığı çarpıtılmış bir Doğu tablosu yerine Doğu'yu gündelik yaşamı yansıtan resimlerle sergiledi.

Jean-Léon Gérôme

Jean-Léon Gérôme'un ''Halı Satıcısı'' tablosu, Doğu sokaklarını tasvir eden Oryantalist eserlerin en önemlilerinden biri.

Fransa’nın Vesoul kentinde 1824’de dünyaya gelen Jean-Léon Gérôme, Paris’e giderek sanat eğitimi aldı. Sanat hayatının ilk dönemlerinde tarihî olayları ve Yunan Mitolojisini konu alan resimler yaptı.

Jean-Léon Gérôme Doğu insanlarının yanı sıra gittiği şehirlerin sokaklarını da tuvaline aktardı.

1856’da Kahire ziyaretini gerçekleştirdi. Doğu resimlerini devşireceği manzaraları topladığı bu seyahati, Kudüs ve Şam’a kadar uzandı.

Jean-Léon Gérôme'un Osmanlı ordusunun bir birliği olan Başıbozukların bir üyesini tavsir ettiği ''Başıbozuk'' tablosu.

Çok hareketli geçen doğu yolculuğunda yakaladığı görüntüleri tuvale geçirecek vakit bulamayan Gérôme, kamp kurduğu zamanlarda bu görüntüleri eskizlerine aktardı. Fransa’ya geri döndüğünde ise bu eskizlere canlılık katarak, yer yer ilave kostümler ve kişiler ekleyerek Doğu manzaralarını tablolara işledi.

Jean-Léon Gérôme ''Arnavut ve Köpeği'' adlı tablosu.

Gérôme canlı şekilde resmettiği Doğu şehirlerinin yanında, cinselliğin ve kadın bedenin abartılı şekilde ön plana çıkarıldığı klasik Oryantalist eserler de ortaya koydu. Yağlıboya ile resmettiği Oryantalist tablolar Paris’te saygınlığının artmasına neden oldu.

Jean-Léon Gérôme en ünlü eseri olan ''Kahire'de cemaat'' tablosu.

Diğer Oryantalist ressamların aksine Gérôme’un eserlerinin büyük bir bölümünü Doğu ile ilgili resimler oluşturmuyordu. Gérôme doğu seyahatinden sonra da, ilk sanat yıllarında yaptığı gibi Mitoloji ve tarih konularında tablolar ortaya koydu.

Gustav Bauernfeind

Gustav Bauernfeind'in Kudüs ziyareti sırasında resmettiği ''Mescid-i Aksâ'nın girişinde'' tablosu.

1848’de Almanya’da Yahudi bir ailede gözlerini açan Gustav Bauernfeind, Stuttgart’ta mimarlık üzerine eğitim aldı. Bazı hocalarının etkisiyle resimle ilgilenmeye başlayan Bauernfeind, ilk çalışmalarında İtalya, Almanya gibi ülkelerin şehirlerini tuvaline aktardı.

Kendisi de Yahudi olan Gustav Bauernfeind ''Ağlama Duvarı'' adlı tablosunda, Ağlama Duvarının karşısında ibadet eden Yahudileri resmetti.

1880’de Suriye, Filistin, Lübnan, Ürdün gibi ülkeleri içine alan bir seyahate çıkmasıyla birlikte resimlerinde Doğu imgesini işlemeye başladı.

''Yafa çarsısı'' adlı tablosunda olduğu gibi Gustav Bauernfeind Oryantalist tablolarında daha çok Filistin gezisinde gördüğü şehirleri tasvir etti.

1896’da ziyaret ettiği Filistin’in çalışmaları üzerinde büyük bir etkisi oldu.

  • Ağlama Duvarı, Mescid-i Aksâ’yı ve Filistin sokaklarını resmettiği eserlerini 1899’da Filistin’e temelli olarak yerleştiğinde ortaya koydu.

Gustav Bauernfeind'ın ''Emevî Camii'nin Kapısında'' eseri Ortadoğu temalı resimlerin en başarılı örneklerinden biridir.

Alman Oryantalistlerin realist tarzını kullanan Bauernfeind karşılaştığı manzaraları ayrıntılı bir şekilde tablolarına yansıttı.

Rudolf Ernst

Rudolf Ernst'in sokak manzaralarını resmettiği eserlerinden biri olan ''Müneccim'' tablosu.

Mimar bir babanın oğlu olarak 1854’te Avusturya’nın Viyana şehrinde dünyaya gelen Rudolf Ernst, babasının desteğiyle 15 yaşındayken Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’ne girdi.

Rudolf Ernst ''Düşünceli Şeyh'' adlı tablosunda olduğu gibi daha çok Doğu insanlarını eserlerinde konu aldı.

Roma’da sanatında ustalaşmak için zaman geçiren Ernst 1887’de İspanya üzerinden Fas ve Mısır’a gitti. Ernst, bu yolculuklarda tecrübe ettiği Doğu dünyası hakkında fazlasıyla eser ortaya koyarak Oryantalist ressamların en önemli temsilcilerinden biri oldu.

Rudolf Ernst Doğu sokaklarını oldukça canlı ve renkli bir şekilde resmetti. (Tablo: ''Halıcı'')

Gençlik yıllarında, gündelik hayatı konu alan her türlü sahnenin resmedildiği tür sanatı ile ilgilenmesi, Doğu’da gördüğü her manzarayı tuvale geçirmesinde etkili oldu.

  • Gündelik hayatı, sokakları, yapıları ve muhtelif konumları olan insanları içeren tablolarıyla Doğu hayatının en gerçekçi tasvirlerini ortaya koydu.

''Evin uğraşları'' adlı eserinde olduğu gibi Ernst tablolarında Doğu insanın günlük yaşamını yansıtmaya çalıştı.

Doğu hayatı onu öylesine etkiledi ki 1905’te Doğu çinileri üretecek bir şirket kurmak üzere Paris’in Fontenay-aux-Roses bölgesine taşındı. Buradaki evini Osmanlı mimarisine uygun bir şekilde inşa ettiren Ernst, ölene kadar münzevi bir hayat yaşadı.

Ludwig Deutsch

Ludwig Deutsch'un ''Şifacı'' adlı tablosu.

Yahudi asıllı bir ailenin çocuğu olarak 1855’te Avusturya’da dünyaya gelen Deutsch, eğitimini Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’nde gördü.

Ludwig Deutsch ''Satranç oyunu'' adlı bu tablosunda kullandığı kahve mekanını başka tablolarında da kullandı.

Eğitim hayatında ve kariyerinin ilk yıllarında daha çok tarihî olaylar üzerine resimler çizdi fakat 1878’de ilgisi Oryantalist akıma kaydı.

''Medresede'' adlı tablosunda yaptığı gibi Deutsch birçok tablosunda alim ve medrese konularını ele aldı.

1890’larda Mısır’a gerçekleştirdiği üç seyahat en önemli eserlerini vermesine sebep oldu. Ludwig Duetsch Mısır’da karşılaştığı manzaraları tuvaline geçirerek bu coğrafyayı konu alan birçok resme imza attı.

Ludwig Deutsch'un ''Marangoz'' adlı tablosu.

Çalışmalarında çoğunlukla Doğu halkının günlük hayatına yer veren Ludwig Deutsch tablolarında, Doğu’yu renkli ve canlı bir yer olarak resmetti.

Ludwig Deutsch'un ''Abid'' adlı tablosunda görülebildiği gibi, namaz onun Oryantalist eserlerinin başlıca temalarından biri oldu.

Namaz kılanları, muhafızları, sokak satıcılarını, müzisyenleri konu alan birçok eser ortaya koydu. Bu manzaraları gerçekçi bir perspektifle yansıtmaya önem veren Deutsch, insanlar, binalar ve mekanların tasvirinde fazlasıyla detaycı bir tavır ortaya koydu.