Endülüs mimarisinin incisi

HABER MASASI
Abone Ol

Görüntüsüyle büyük bir ihtişamı simgeleyen ve Endülüs mimarisini tüm detaylarıyla görebildiğimiz Kurtuba Camii’nin yapımına 786 yılında I. Abdurrahman döneminde başlandı. Zaman içerisinde çeşitli değişikliklere uğradıktan sonra, o dönemki haline nazaran çok daha büyük olan günümüzdeki haline ulaştı. Kurtuba Camii yaklaşık sekiz asır önce kiliseye çevrilmiş olsa da halk arasında hâlâ Mezquita (Mescid) olarak anılmaktadır. Şehirde camiyi gösteren tabelalarda da bu ibare yer almaktadır.

Endülüs Emevîlerinden miras kalan ve İslâm eserleri arasında en göze çarpan mimarilerden birine sahip olan Kurtuba Camii, günümüzde kilise olarak kullanılsa da İspanya’ya yolu düşen her Müslümanın mutlaka ziyaret ettiği yapılardan biri.

Kurtuba Camii, İspanya'nın Cordoba [eski adıyla Kurtuba] şehrinin simgesidir.

Görüntüsüyle büyük bir ihtişamı simgeleyen ve Endülüs mimarisini tüm detaylarıyla görebildiğimiz Kurtuba Camii’nin yapımına 786 yılında I. Abdurrahman döneminde başlandı. Zaman içerisinde çeşitli değişikliklere uğradıktan sonra, o dönemki haline nazaran çok daha büyük olan günümüzdeki haline ulaştı.

Müslüman Madrid
Mecra

Kurtuba Camii'nin, etrafındaki eski yapılaşmayla birlikte havadan görünüşü.

  • I. Abdurrahman’ın oğlu I. Hişam döneminde tamamlanan yapı, o dönemlerde Şam’daki Emeviyye Camii örnek alınarak yapıldı.

Revaklı avluların ve orta nef geleneksel mimari esaslarının göz önüne bulundurulduğu Kurtuba Camii, iki katlı, alt tarafında at nalı, üst tarafında yarım daire bulunan kemerlerden oluşmaktadır.

Yapının cami olarak kullanıldığı dönemi tasvir eden bir çizim.

833 ila 848 yılları arasında II. Abdurrahman ana şemaya bağlı kalarak Kurtuba Camii’ne çeşitli eklemeler yaptırdı. Nef dizilerine sekizer kemer daha ilave ettirerek kıble duvarını 25 metre ileriye kaydırdı.

951 yılında Halife III. Abdurrahman, I. Hişam’ın yaptırdığı ve bir deprem esnasında yıkılan minarenin yerine çok daha yüksek ve ihtişamlısını inşa ettirdi. Bu minare 1593’te İspanyollar tarafından yıkılarak, kalıntıları katedralin çan kulesine dâhil edildi.

Abdestsiz işçi çalıştırılmayan saray: El Hamra
Mecra


Kurtuba Camii'nin muhteşem mihrabı, ziyaretçileri büyüleyecek bir güzelliğe sahip.

II. Hakem döneminde Kurtuba’da hızla artan Müslüman nüfusundan dolayı namaz alanı dar geldi ve 961 yılında yeniden genişletme çalışmalarına başlandı.

Mescide on iki kemer bölgesi daha ilave edildi ve kıble duvarı bugünkü yerine yerleştirildi.

Caminin ana kubbesindeki işlemeler, Endülüs mimarisinin ulaştığı seviyeyi gözler önüne seriyor.

  • Tüm bu inşa ve genişletme faaliyetleri sırasında, antik döneme ve Vizigotlar’a ait devşirme malzemeler kullanıldı.

860 sütuna oturtulmuş kemerlerde kırmızı ve beyaz taşlar kullanıldı ve büyük bir renk cümbüşü oluşturuldu. Caminin dış yapısının sade görünümüne rağmen, iç cephesi ihtişamlı ve gösterişlidir. Sütunlar üzerindeki kufî yazılar da camiye ayrı bir hava katmaktadır.

Kurtuba Camii, Endülüs bölgesinin en uzun akarsuyu olan Guadalqivir Irmağı'nın kıyısında yer alıyor.

Kurtuba Camii, şehrin düşmesiyle birlikte, 1236 yılında Hristiyanların eline geçince kiliseye çevrildi ve üç asır boyunca Müslüman hâkimiyetindeki hali hiç bozulmadan kullanıldı. 14. yüzyılda orta bölümüne Rönesans mimarisiyle bir katedral eklendi ve mimari biçimi bu nedenle kısmen değişikliğe uğradı.

Avrupa'nın Müslümanlara kapanan kapısı
Mecra

Caminin içine inşa edilen katedralin sütunlarıyla caminin orijinal sütunları iç içe görünüyor.

Kurtuba Camii yaklaşık sekiz asır önce kiliseye çevrilmiş olsa da halk arasında hala Mezquita (Mescid) olarak anılmaktadır. Şehirde camiyi gösteren tabelalarda da bu ibare yer almaktadır.