Hasan Sabbah'tan Ağa Han'a Nizârîler

ABDULKADİR AKSÖZ
Abone Ol

Günümüzde merkezi Fransa’da bulunan Nizârîlerin çoğunluğu Pakistan ve Hindistan’da yaşamaktadır ve dünya çapında sayılarının 20 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir. Şiîliğin alt kollarından biri olan İsmâilîlik içindeki en önemli sınıflardan Nizârîler, tarihsel olarak Fâtımîler zamanında ortaya çıkan Nizârîlik, Fâtımi Halifesi Müstansır-Billah’ın (ö. 1094) büyük oğlu Nizâr’ın (ö. 1097) halifeliğini savunanlara nispetle isimlendirilmiştir.

Şiîliğin alt kollarından biri olan İsmâilîlik içindeki en önemli sınıflardan Nizârîler, günümüzün en dikkat çekici dinî grupları arasındadır. Tarihsel olarak Fâtımîler zamanında ortaya çıkan Nizârîlik, Fâtımi Halifesi Müstansır-Billah’ın (ö. 1094) büyük oğlu Nizâr’ın (ö. 1097) halifeliğini savunanlara nispetle isimlendirilmiştir. Nizârîlere göre imamet Nizâr’ın hakkıydı, ancak küçük kardeş Müsta‘li-Billah (ö. 1101) ordunun desteğiyle kendi imametini ilan etti. Nizâr bu süreçte yakalanıp öldürülürken, destekçileri Hasan Sabbah’ın (1050-1124) etrafında toplanmış ve Nizar’ın “meşru tek imam” olduğu görüşünü savunarak Fâtımi halifesinin otoritesini reddetmişlerdir.

Bugün İran sınırları içinde bulunan Alamut Kalesi'nin temsili bir çizimi.

Mısır’daki Fâtımî Devleti’nin hâkimiyetinden çıkarak daha doğuya yerleşen Nizârîler, -günümüzde İran’ın Kazvin bölgesinde bulunan- Alamut Kalesi’nde toplanmaya başlamışlardır.

Popüler kültürde sıkça adı zikredilen, pek çok kitaba ve filme konu olan Alamut Kalesi ve Hasan Sabbah’ın dâîleri (davetçileri), Nizârî İsmâiliyye’nin doktrinlerini uygulayan fedailer olarak biliniyor.

Hasan Sabbah kendisini imam değil Nizârîliğin temsilcisi olarak görüyordu. Kendisinin kurduğu Haşhaşîler grubu Nizâîliğe kayıtsız şartsız bağlı bir suikast ve terör timi olarak dönemin devlet adamlarına karşı kullanılıyordu.

Alamut Kalesi, bu kayalıkların üzerine kurulmuştu...

  • Hasan Sabbah’tan sonra gelen Hasan Alâ Zikrihisselam kendisini Nizârîlerin temsilsici değil doğrudan imamı olarak ilan edip, Şiî fıkhının temellerini değiştirmiştir.

Böylece namaz, oruç gibi dini vecibeleri kaldırıp içkiyi serbest bırakmış, kıyamet döneminin başladığını savunmuştur. Görüşleri nedeniyle tepki çeken Zikrihisselam 1166’da öldürüldükten sonra Alamut çevresinde yaşamaya devam eden Nizârîler, Moğol Hükümdarı Hülagu’nun 1256’da Alamut Kalesi’ni fethetmesinin ardından yerlerini değiştirmek zorunda kalmış ve daha doğuya çekilmişlerdir.

Davudi Buhra Cemaati
Mecra

Hasan Ali Şah, ''Ağa Han'' unvanını alan ilk İsmâilî imamıydı.

Safevîler döneminde İran’da İsmâilîlik propagandasının kısıtlanması, Nizârîleri Orta Asya ve Kuzeybatı Hindistan’a yöneltmiştir. 19’uncu yüzyılın başlarından itibaren Nizârîlerin son dört imamı için “Ağa Han” unvanı kullanılmıştır. 1817 yılında Hasan Ali Şah, İran Şahı’nın kızıyla evlendikten sonra kendisine İran Kaçar hanedanlığının asalet sahibi kimselere verdiği bir şeref unvanı olan “Ağa Han” adı verildi. Bu unvan ile Nizârîlerin prestiji artarken Hasan Ali Şah, 1838’de İran Devleti’ne karşı isyan girişiminde bulunmuş ve İngilizlerden destek almıştır. Kendisine ait bir devlet kurmak isteyen Hasan Ali Şah’ın bu girişimi, 1840 yılında İran kuvvetlerine mağlup olmasıyla başarısız olmuştur. Hasan Ali Şah, İran’dan kaçarak önce Belucistan’a oradan da Hindistan’ın Sind eyaletine geçmiştir. Sind bölgesinin İnglizlerin hâkimiyeti altına girmesi için Nizârîlerden kurulu bir birlikle yardım eden Hasan Ali Şah, 1845 yılında, yaptığı yardımların karşılığı olarak cemaatini Bombay’a (Mumbai) taşımıştır. İran’a geri dönme planları başarısız olunca Darkhane denilen bir merkezden Nizârîleri yönetmiştir.

Ağa Han Sultan Muhammed Şah, hilâfetin kaldırılmasına karşı çıkmıştı.

Ağa Han Sultan Muhammed Şah (1877-1957), “Ağa Han” Nizârîlerinin üçüncü ve en önemli imamlarından biri olarak gösteriliyor. Eğitimini Eton ve Cambridge’te yapan Muhammed Şah’ın, Bombay’da 1893’te Hindular’la Müslümanlar arasında ineğin kutsallığı yüzünden çıkan kanlı olayları arabuluculuk yaparak durdurması, Hindistan halkı arasında prestijini arttırmıştır. 1900’de Sultan Abdülhamid ve Kaiser Wilhelm’le görüşen Ağa Han, 1902’de Kral VII. Edward’ın Londra’daki taç giyme törenine katılmıştır. İngilizler’e yakınlığı dolayısıyla birçok defa “Müslümanların lideri” olarak lanse edilmiştir.

Ağa Han, imamete geçişinin 60'ıncı yıl törenlerinde konuşma yaparken...

  • Osmanlı’yla ilişkiler konusunda Ağa Han, Balkan Savaşları sırasında yapılan yardımları desteklemiş, ancak Birinci Dünya Savaşı sırasında İngilizler’e karşı cihat ilanını reddetmiş ve Osmanlı’ya karşı çıkmıştır.

Hilafetin kaldırılmasına da karşı çıkan Ağa Han, dönemin başbakanı İsmet İnönü’ye mektup yazarak hilafetin devamı konusundaki isteklerini iletmiştir. 1957 yılında İsviçre’de hayatını kaybeden Muhammed Şah, 72 yıl süren imameti -sekiz yaşında imam olmuştur- boyunca Nizârîlerin Hindistan’daki Sâhib-i Azam’ı olmuştur. Hindistan’ı Milletler Cemiyeti’nde temsil eden ve bir dönem cemiyetin başkanlığını da yürüten Ağa Han’ın mezarı Mısır’ın Asvan bölgesindedir.

Ağa Han'ın Mısır'ın Asvan bölgesindeki türbesi.

Ağa Han Sultan Muhammed Şah’ın ölümünden sonra, yerine torunu Kerim Ali Ağa Han el Hüseynî geçmiştir. 20 yaşında imam olan Kerim Ali Ağa Han, 61 yıldır görevde bulunmaktadır. Kerim Ali Ağa Han döneminde dünyanın dört bir yanında cemaat temsilcilikleri ve ibadethaneler açan İsmâilîler, bilhassa geliştirilen projelerle ve eğitim kurumlarıyla adlarını duyurmuşlardır.

Bir Yezdâni inancı: Yaresan Tarikatı
Mecra

Ağa Han'ın ölümünden sonra, yerine 20 yaşındaki torunu Kerim Ali geçti.

Nizârîler Allah’ı tanımanın zamanın imamını tanımak demek olduğunu iddia etmişlerdir. Nizârîlere göre imam fani bir insan olsa da, onun bilinemeyen bir ilahi özelliği vardır ve imamın sözü Allah’ın sözüdür.

  • Bu bağlamda “el-imâmü’l-kâim” denilen mevcut imamın emirleri her şeyin üstünde tutulur, ibadet esnasında ismi zikredilince secde edilir, imamı sevme ve emirlerine bağlılık dinin en önemli esası sayılır.

Zekat önemli bir diğer rükun olup, kazancın beşte birinin imama verilmesi beklenir. Orucun manası imamın yaptıklarına karşı çıkmamaktır, hac ise imamı ziyaret etmektir. Sabah, öğle ve gece olmak üzere üç vakit namaz vardır ve “cemaathane” adı verilen ibadethanelerde kılınır.

Kerim Ali Ağa Han ve İngiltere Kraliçesi İkinci Elizabeth.

Günümüzde merkezi Fransa’da bulunan Nizârîlerin çoğunluğu Pakistan ve Hindistan’da yaşamaktadır ve dünya çapında sayılarının 20 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir.