İsrail Başbakanı Netanyahu’nun af talebi, İsrail'i çıkmaza sürüklüyor
İsrail Başbakanı Netanyahu, yolsuzluk davalarından affı konusunda fikir değiştirdiğini belirterek yaklaşık 6 yıldır yargılandığı davalardan affı için İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'a başvuruda bulundu. İsrail'in yolsuzluk davalarıyla vakit kaybettiğini savunan Netanyahu, davalarının sonlanmasıyla İsrail'de yeni bir dönemin başlayabileceğini ileri sürdü. ABD Başkanı Trump’ın desteklediği af talebi, İsrail siyasetinde krize neden olurken Adalet Bakanlığı kaynakları bunun "af değil, yargılamayı iptal girişimi" olduğunu belirtiyor. Herzog’un, af için Netanyahu’nun görevden çekilmesini ve tartışmalı yargı düzenlemelerini durdurmasını şart koşabileceği konuşulurken, Haaretz gazetesi bu talebe verilecek tek karşılığın "güçlü bir hayır” olduğunu yazdı.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun, suçunu kabul etmeden ve siyasetten çekilme taahhüdü vermeden af talep etmesinin Cumhurbaşkanı İsaac Herzog’u siyasî ve hukukî çıkmaza soktuğu belirtiliyor.
- ABD Başkanı Donald Trump, Herzog’dan Netanyahu’ya af etmesini isterken İsrail Başbakanı da hakkındaki yolsuzluk davalarıyla ilgili dün Cumhurbaşkanı'na 14 sayfadan oluşan af talebinde bulundu.
- İsrail muhalefeti, Netanyahu yolsuzluk dosyalarındaki suçunu kabul etmeden ve siyaseti bırakma sözü vermeden Herzog’un bu talebi reddetmesini istiyor.
Bu davalarda mahkum edilmesi halinde ise Netanyahu’nun hapse girme ihtimali bulunuyor.
Hükümetteki bakanlar, Netanyahu’ya verilecek bir affın ve yargı sürecinin sona ermesinin, çok sayıda anlaşmazlığın yaşandığı bir dönemde İsrailliler arasında yeniden birlik sağlayacağını savunuyor.
Netanyahu, yargılamanın başından beri suçu kabul etmeyi ve af talep etmeyi reddetmişti. Oysa İsrail yasalarına göre cumhurbaşkanı, yalnızca suçu kabul eden kişileri affedebiliyor.
Affın bedeli
İsrail devlet televizyonu KAN'a göre, cumhurbaşkanlığı çevrelerinde, başbakana verilecek bir affın karşılıksız olmayacağı konuşuluyor.
Habere göre Herzog, affı kabul etmesi durumunda Netanyahu’nun en azından belirli bir süre görevden çekilmesini ve tartışmalı yargı reformu sürecinin durdurulmasını şart koşmayı değerlendiriyor.
Herzog’a yakın isimler, Netanyahu’nun "açık bir siyasî bedel ödemeden af alamayacağını" ve cumhurbaşkanının talep edildiği gibi "koşulsuz af" vermeyeceğini dillendiriyor.
Haberde, Herzog’un Netanyahu’nun siyasete 2026 Ekim seçimlerinden sonra, eğer kazanırsa, geri dönmesine izin verebileceği ancak affın uygulandığı dönemde siyasete devam etmesine onay vermeyeceği aktarıldı.
Buna karşın Cumhurbaşkanlığı Ofisi bu iddiaları yalanladı. Yapılan açıklamada, "Talebin değerlendirilmesine başlanmadı. Dosya hâlen ilgili kurumlardan profesyonel görüşlerin toplanması aşamasında" denildi.
Açıklamada ayrıca Herzog’un "hiçbir tarafın baskısına boyun eğmeyeceği" vurgulandı.
Erken seçim formülü
Buna karşılık Netanyahu’ya yakın kaynaklar, başbakanın siyasetten çekilmesinin söz konusu olmadığını belirtti.
Aynı kaynaklar, af başvurusunun "Trump ile tam bir koordinasyon içinde" yapıldığını ve Trump’ın yakında talebe destek açıklayacağını dile getirdi.
Trump, 13 Kasım’da, Herzog’a, Netanyahu’nun af edilmesini isteyen resmî bir mektup göndermişti.
İsrail siyasî kaynakları, bu mektubun ardından Beyaz Saray ile İsrail Cumhurbaşkanlığı arasında konuya dair herhangi bir iletişim kurulmadığını belirtti.
Kanal 13 televizyonu, Netanyahu’nun siyaseti bırakmasının "beklenmediğini" ancak erken seçim karşılığında af talebine onay verilebileceğini bildirdi.
Muhalefet, iki yıldır Netanyahu’yu kötü yönetim ve otoriterlik suçlamalarıyla erken seçimlere gitmeye çağırıyor. Netanyahu ise bu talepleri reddediyor.
Kanal 13’e göre, Herzog’un af karşılığında erken seçimlere yeşil ışık yakması olası görülüyor.
Müzakerelerin haftalar sürmesi beklenirken, Netanyahu’nun yardımcıları, “af konusunda doğrudan ya da dolaylı hiçbir müzakere yürütmeyeceklerini” belirterek, “Ya koşulsuz af olur ya da başbakan davasının beraatle sonuçlanmasını bekler.” değerlendirmesinde bulundu.
Adalet Bakanlığı kaynakları ise Netanyahu’nun talebinin “affın kendisi değil, yargılamanın iptali ya da davalardan aklanma talebi” olduğunu ifade etti.
Netanyahu hükümeti, tartışmalı yargı düzenlemelerinin güçler ayrılığını artıracağını savunuyor. Muhalefete göreyse reformlar, yargının hükümet tarafından kontrol edilmesini amaçlıyor.
"Netanyahu’nun af talebine verilebilecek tek mantıklı yanıt gürültülü bir hayırdır"
İsrail gazetesi Haaretz, "Netanyahu’nun af talebine verilebilecek tek mantıklı yanıt gürültülü bir hayırdır" diye yazdı.
Af talebinin "benzeri görülmemiş bir küstahlık" taşıdığını değerlendiren gazete, Netanyahu’nun hiçbir şeyi kabul etmeye ve hiçbir sorumluluk üstlenmeye yanaşmadığını kaydetti.
Yazıda, Netanyahu’nun af isterken bile "davalara kumpas iması yaptığı" ve "hukuk sistemini suç örgütü gibi göstermeye çalıştığı" vurgulandı.
- Gazete, talebin "toplumsal barışı sağlama girişimi değil, affı bir adalet yok sayma mekanizmasına dönüştürmeyi hedefleyen saldırgan bir hamle" olduğunu ifade etti.
- Haaretz’e göre Netanyahu’nun affedilmesi, "gelecek kuşaklara şu mesajı verir: Devlet kurumlarına saldırın, siyasî baskı kurun, tüm kuralları çiğneyin; sonunda ödüllendirileceksiniz."
Gazete, Herzog’un affı kabul etmesi hâlinde bunun “devletin, ülkeyi yöneten kişinin zorbalığı ve yolsuzluğu karşısında teslimiyeti” anlamına geleceğini ve “tarihin Herzog’u baskıya boyun eğen biri olarak kaydedebileceğini” yazdı.
İsrail medyasına göre, Netanyahu'nun af başvurusunun sonuçlanması haftalar sürebilir. Ülkede süreç, bir kesim tarafından hukukun üstünlüğüne darbe olarak görülürken, diğer kesim affın siyasî istikrar için gerekli olduğunu savunuyor.
Herzog: "İsrail'in çıkarını düşünerek karar vereceğim"
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ise Başbakan Netanyahu'nun yolsuzluk davalarına ilişkin af talebi konusunda "İsrail'in çıkarını düşünerek karar vereceğini" ifade etti.
Herzog adına ofisinden yapılan açıklamada, Netanyahu'nun talebinin ardından İsrail kamuoyunda yaşanan tartışmalara işaret edildi.
Netanyahu'nun af talebinin ülkedeki farklı topluluklar arasında tartışmalara yol açtığını kaydeden Herzog, "Bu konunun en doğru ve hassas şekilde ele alınacağını açıklamıştım. Yalnızca İsrail devleti ve toplumunun çıkarlarını göz önünde bulunduracağım." ifadelerini kullandı.
Şiddet içeren söylemlerin kendisini etkilemediğini ve saygılı söylemlerin diyaloğun önünü açtığını dile getiren Herzog, İsraillileri konuya ilişkin görüşlerini açıkça söylemeye davet etti.
İsrail Başbakanı Netanyahu daha önce af talebinde bulunmayacağını söylemesine rağmen dün yaklaşık 6 yıldır yargılandığı davadan affı için İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'a başvuruda bulunmuştu.
Netanyahu'nun yolsuzluk dosyaları 6 yıldır İsrail siyasetinin merkezinde yer alıyor
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun, "rüşvet, yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma" suçlamalarıyla yargılandığı ve Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’dan af talebinde bulunduğu davalar, yaklaşık 6 yıldır, ülke siyasetinin ve gelişmelerin merkezinde yer alıyor.
İlk soruşturmanın 10 sene önce başladığı, Netanyahu’nun 2020’de hakim karşısına çıktığı davalar, İsrail siyasetinde uzun yıllardır tartışmalara neden olan konuların başında geliyor.
Netanyahu'nun koalisyon ortakları davaların "yozlaşmış yargının mesnetsiz iddiaları" olduğunu öne sürerken muhalefet ise "yolsuzluğa bulaşmış bir başbakanın görevini sürdüremeyeceğini" savunuyor.
Netanyahu, üç ayrı davada yolsuzluk, rüşvet ve güveni kötüye kullanma suçlamalarında suçlu bulunması halinde hapis cezasına çarptırılması ve siyasetten men edilmesi, verilebilecek cezalar arasında gösteriliyor. Buna karşın Netanyahu, bu suçlamaların hiçbirini kabul etmiyor.
Soruşturmalar ve davanın başlangıcı
İsrail Başbakanı Netanyahu hakkında ilk soruşturma 2016’nın sonlarına doğru açıldı. Soruşturmaların genişletilmesi neticesinde, 2019’da Netanyahu’ya 3 ayrı suçlama yöneltildi.
Siyasî ve medyatik itibar karşılığında şampanya, puro, mücevher gibi lüks hediyeler almak, medya gruplarını ya da medya patronlarını kayırmak, büyük bir telekomünikasyon şirketi üzerinden çıkar sağlamak Netanyahu’ya yöneltilen suçlamalar arasındaydı.
- İsrail Başsavcılığının, 21 Kasım 2019’da "1000", "2000" ve "4000" dosya adıyla bilinen 3 ayrı yolsuzluk dosyası kapsamında "rüşvet, yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma" iddialarıyla dava açılmasını talep etmesi, Netanyahu’nun görevdeyken yargılanan ilk İsrail Başbakanı olmasının yolunu açtı.
Bu süreç neticesinde, İsrail Başbakanı Netanyahu 24 Mayıs 2020’de Kudüs Bölge Mahkemesinde ilk kez hakim karşısına çıktı.
"1000", "2000" ve "4000" dosya adıyla bilinen davalar
Dava “1000”de Netanyahu’nun varlıklı işadamlarından sistematik bir şekilde lüks hediyeler aldığı ve bunun karşılığında onlara siyasî veya kişisel imtiyazlar sağlayarak çıkar elde etmelerine neden olduğu iddia ediliyor.
Söz konusu davada Hollywood yapımcısı Arnon Milchan, Avustralyalı milyarder James Packer ve Netanyahu’nun eşi Sara’nın isimleri yer alıyor.
- Savcılık, Netanyahu'nun “hediye” adı altında toplam değeri yıllar içerisinde yüzbinlerce dolara ulaşan mücevherler, şampanyalar, purolar aldığı, bu hediyelerin Netanyahu’ya arkadaşlık ilişkisi değil çıkar beklentisiyle verildiği ve Başbakan'ın “güveni kötüye kullandığı” suçlamasını yöneltti.
Netanyahu'nun, medyayı yönlendirmesine ilişkin “2000” adıyla bilinen davada ise İsrail’in en önemli gazetelerinden Yedioth Ahronoth’un sahibi Arnon Mozes’e lehinde yayın karşılığında siyasî destek ve yasa çıkartma vaadinde bulunduğu iddia ediliyor.
Netanyahu’nun doğrudan “rüşvet” suçlamasıyla karşı karşıya olduğu dava ise “4000” adıyla biliniyor ve cezaî açıdan Netanyahu’nun yargılandığı en ağır dosya olma özelliğini taşıyor.
- Devlet politikalarıyla İsrailli telekomünikasyon şirketi Bezeq’e ekonomik avantaj sağlama karşılığında Walla haber platformunda Netanyahu ve eşi Sara hakkında olumlu haber yapıldığı gerekçesiyle açılan davada, Walla platformunun eski sahibi olan Bezeq patronu Shaul Elovitch lehine milyonlarca dolarlık yasal düzenlemelerin onaylanması suçlamasıyla karşı karşıya.
Netanyahu’nun Bezeq lehine milyonlarca dolarlık düzenlemeyi onayladığı, bunun karşılığında Walla haber platformunun Netanyahu ailesini olumlu gösteren ve aleyhte haberlere yer vermeyen bir yayın politikası benimsediği öne sürülen davada, savcılığın, haber müdahalelerine ilişkin elektronik postalar ve mesaj trafiği delilleri dikkati çekiyor.
Uzun süren yargılama
Söz konusu davalar, soruşturma süreciyle birlikte İsrail siyasetini yaklaşık 10 yıldır meşgul ediyor.
Netanyahu'nun odakta olduğu soruşturma sürecinin ardından 2020’de dava görülmeye başladıktan sonra Kovid-19 salgını ve İsrail’in 8 Ekim 2023’ten itibaren başta Gazze olmak üzere bölge ülkelerine yönelik saldırgan politikalar benimseyerek bir savaş sürecine girmesi davanın uzamasındaki en büyük etkenler olarak gösteriliyor.
Bu süre zarfında İsrail Başbakanı Netanyahu’nun, defalarca sağlık ve güvenlik gerekçeleriyle duruşmaların ertelenmesi talebinde bulunması da davanın uzamasına yol açtı.
Netanyahu, 8 Ekim 2023'te İsrail'in başta Gazze, Lübnan, Suriye, Yemen ve İran'a düzenlediği saldırılar boyunca yolsuzluk davalarına sanık sıfatıyla katılmasının Başbakanlık faaliyetlerini sekteye uğrattığından şikayet etti. Netanyahu, son beş yıl içinde 58 defa mahkemede duruşmalara katıldı.