İsrail’de erken İslami döneme ait 1200 yıllık özel mülk keşfedildi

HABER MASASI
Abone Ol

İsrailli yetkililer, bu buluş sayesinde, “İslami yönetimin başlangıcında Necef'teki günlük yaşam hakkında bilgi edinmenin yanı sıra inşaat yöntemlerini ve mimari tarzlarını inceleyebileceklerine” dikkati çekti.

İsrail güneyindeki Necef (Negev) Çölü bölgesinde erken İslami döneme ait 1200 yıllık kırsal mülk keşfedildi.

  • İsrail Tarihi Eserler Kurumu, Necef Çölü’ndeki Rahat kasabasını genişletme çalışmalarından önce bölgede yürüttükleri arkeolojik kazılarda ortaya çıkan tarihi yapı hakkında yazılı açıklama yaptı.

Açıklamaya göre, kırsal bölgede keşfedilen yapının avlusunda arkeologları bir sürpriz bekliyordu. Arkeologlar, üç metre derinliğinde kayaya oyulmuş bir su sarnıcının üzerinde “benzersiz bir tonozlu kompleks” buldu.

Erken İslami döneme (MS 8-9. yüzyıllar) ait olarak tarihlendirilen yapı, merkezi bir avlu etrafında inşa edilmiş ve sakinlerin ihtiyaçlarını karşılamak için farklı odalar içeren dört kanattan oluşuyor.

Yapının bir kanadında, zemini mermer ve taş döşeli, duvarları fresklerle (ıslak sıva üzerine duvar resimleri) süslenmiş bir salon bulunuyor.

Kazılarda kırmızı, sarı, mavi ve siyah renklerde ince bir şekilde boyanmış küçük fresk parçaları ve bazı odalarda yemek pişirmek için olduğu tahmin edilen büyük fırınlar ortaya çıkarıldı.

- “Bugüne kadar bilinmeyen eşsiz bir keşif”

Açıklamada ayrıca, İsrail Tarihi Eserler Kurumunun kazı direktörleri Oren Shmueli, Dr. Elena Kogan-Zehavi ve Dr. Noé D. Michael'in ortak ifadelerine yer verildi.

Ortaya çıkarılan yapıyı, "eşsiz bir keşif" olarak nitelendiren kazı direktörleri, mülkün özelliklerine ilişkin şu ayrıntıları paylaştı:

"Avlunun 5,5 metre altında, 2,5 metre yüksekliğe kadar yükselen taştan yapılmış tonozlardan oluşan bir kompleks keşfetmek bizi şaşırttı. Tonozlar dikkatlice inşa edilmişti. Muhtemelen henüz keşfedilmeyen ek yer altı komplekslerine açılıyorlar.

Karşılaştığımız en büyük sürpriz, tonozlu odaların altında derin bir kayaya oyulmuş sarnıca açılan bir açıklığın bulunmasıydı. Görünüşe göre, taştan yapılmış yer altı tonozları, gıda maddelerini soğuk tutmak için depolamak üzere inşa edilmiş. Destekleyici tonozlu yapılar da, burada yaşayanların yer altında güvenli ve rahat hareket etmelerini ve kendilerini kavurucu yaz sıcağından korumalarını ve bitişik sarnıçtan soğuk su içmelerini sağlamış. Tonoz zeminlerinden ele geçen kil kandil parçaları, karanlık odaları aydınlatmak için kullanılmış ve buranın sakinlerinin faaliyet gösterdiğine dair kanıt oluşturmuştur."

  • Kazı yetkilileri, bu lüks mülkün ve “benzersiz yer altı tonozlarının buranın sahiplerinin yüksek statüleri ve zenginliklerine işaret ettiğini vurguladı.

İsrailli yetkililer, bu buluş sayesinde, “İslami yönetimin başlangıcında Necef'teki günlük yaşam hakkında bilgi edinmenin yanı sıra inşaat yöntemlerini ve mimari tarzlarını inceleyebileceklerine” dikkati çekti.

- “Bölgede şimdiye kadar keşfedilen en eski lüks mülklerden biri”

Öte yandan İsrail Tarihi Eserler Kurumu Müdürü Eli Eskosido da ortaya çıkarılan yapıyı, "iki tarihi cami arasındaki bölgede, belki de şimdiye kadar keşfedilen en eski lüks mülklerden biri" olarak nitelendirdi.

İslami yapı kalıntılarının “şans eseri ve yerel halkın ilgi ve heyecanı sayesinde ortaya çıkarıldığına” dikkati çeken Eskosido, bu kalıntıları korumayı ve sergilemeyi planladıklarını aktardı.

Bugün İsrail’in güneyinde bulunan, tarihi Filistin topraklarının bir parçası olan Necef Çölü bölgesinde İsraillilerin yanı sıra bölgenin yerlisi Arap Bedevileri yaşıyor.

Bu nadir bulunan fotoğraflar, bedevilerin hayat tarzında değişim ve dönüşümün yaşandığı bir dönemde 1898'de 19. yüzyılın sonunda çekildi.

Modern hükümetler otoritelerini çölün daha önceleri kontrol edilemeyen bölgelerinde iyiden iyiye hissettirirken pek çok Bedevi göçebe yaşamı tamamen terk etmeyi seçmiş veya siyasi irade tarafından buna zorlanmıştır. Böylece birçoğu yarı göçebe yaşamı veya şehirlerde yerleşik yaşamı benimsemiştir.

Bedeviler (Arapça çölün sakinleri ) yağışlı kış mevsiminde çöle göç eden, kurak yaz aylarında işlenmiş topraklara geri dönen hayvancılıkla uğraşan bir halktır. Bedevi kabileleri geleneksel olarak geçim kaynaklarının temelini oluşturan hayvan türlerine göre sınıflandırılmıştır.

Deve çobanları çok geniş arazileri zapt eder ve Sahra, Suriye ve Arap çöllerinde büyük kabileler halinde örgütlü bir yaşam sürer.
Bedevi toplumu; kabileler halinde yaşar ve ataerkildir, genellikle babasoylu, kabile içinden evlenen ve çok eşli geniş ailelerden oluşur. Aynı zamanda ailenin reisi ve aşiret yapısını oluşturan silsile halinde genişleyen her bir toplumsal birimin reisi şeyh olarak adlandırılır; şeyh, ihtiyar, tecrübeli erkek azalardan oluşan gayri resmi bir aşiret konseyi tarafından desteklenir.

20. yüzyılın ikinci yarısında Bedeviler göçebeliği terk etmeleri için yeni bir takım baskılarla karşı karşıya kaldı. Hükümetler Bedevilerin yurt edindiği meraları millileştirdi, faaliyetlerine ve otlaklarına yeni sınırlamalar getirildi. Yine pek çok hükümet de Bedevi topluluklarını yerleşik veya kısmen yerleşik yaşam tarzını benimsemeye mecbur bırakan yerleşim programları uyguladı. Diğer bazı Bedevi grupları da değişen siyasi ve ekonomik koşullar karşısında gönüllü olarak yerleşik hayata geçti. Gelişen teknoloji ise kalan göçebe grupların birçoğunun geleneksel hayvan nakil yöntemleri yerine motorlu araçları tercih etmesine yani yaşam tarzlarında köklü bir değişime sebep oldu.

Kaynak: rarehistoricalphotos.com