Saddam’ın tamamlanamayan camisi

YUSUF SAMİ KAMADAN
Abone Ol

90’lı yılların Irak’ı, ülkenin başında bulunan Saddam Hüseyin tarafından Irak’ın çeşitli noktalarına çok sayıda büyük caminin yapılmasına şahit olmuştu.

  • Devasa camiler farklı modellerle inşa ediliyor, zengin üslupla tezyîn ediliyordu. Bunların başında da hiç şüphesiz er-Rahmân Camii geliyordu.

Bağdat’ta inşasına başlanılan bu caminin dünyanın en büyük camilerinden biri olması planlanıyordu. Fakat 90’lı yıllar, Irak’ta kimi gelişmelerin de yaşandığı bir dönem olmuştu.

Saddam'ın arşivi
Mecra

Rahmân Camii'nin inşaatı, 1999 yılında Irak Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin tarafından başlatıldı, ancak 2003'te Irak'ın işgali sırasında çalışmalar yarım kaldı ve cami hiçbir zaman tamamlanmadı.

1993 yılında Irak Baas Partisi tarafından el-Hamletü’l-Îmâniyye fikri benimsenmiş, İslâmcı düşünce bir nevi parti politikasının merkezi haline gelmişti. Yapılan büyük camiler de bu dönem ve sonrasına tesadüf ediyordu.

Yapılanlar sadece bununla da sınırlı kalmamıştı üstelik. İslâmî ilimler okul müfredatında yoğunluk kazanmış, bu sahada çalışma yapanlara kolaylıklar ve imkanlar sağlanmıştı.

İnşa edilen camiler sadece Bağdat’la da sınırlı kalmıyor, Irak’ın diğer büyük şehirlerine kadar uzanıyordu. Binlerce kişiyi alabilecek kapasitede yapılan bu camiler bulundukları yerin de bâriz unsurları haline geliyorlardı.

  • Bağdat’ın el-Mansûr muhitinde yapılacak olan Rahmân Camii ise Saddam tarafından Bağdat’ta yapılan diğer camilerden farklı olacaktı. 1999 yılında başlanılan yapının 2010 yılında tamamlanması hesaplanmıştı.

Hindistan’daki Tac Mahal üslubuna benzeyen bu cami 15 bin kişilik hacmi, 84 metre uzunluğundaki kubbesi, her biri 28 metre uzunluğunda olan çevrelendiği 8 kubbesi ile mükemmel bir şekilde tasarlanmıştı.


Baas Partisi: Bir ihtilaflar tarihi
Mecra

50 bin kişilik 13 katlı ve 99 kubbeli caminin, dünyanın en büyük camilerinden biri olması planlanıyordu.

Cami, Sâhir el-Kaysî isimli Iraklı mimar tarafından tasarlanmıştı. O, projesiyle katıldığı yarışmada camiyi inşa etmeye hak kazanmış, bu abidevî eseri yapmakla vazifelendirilmişti. Ne var ki 2003 yılında gerçekleşen Amerikan işgali bu yapının tamamlanmasına imkân vermemişti. Büyük bir kısmı tamamlanan bu cami Saddam sonrası Irak’ında mevcut pek çok sorun gibi kime ait olacağı konusunda bir tartışmaya da sebep olmuştu.

Saddam Hüseyin, 28 Nisan 1937 tarihinde, Selahaddin olarak da isimlendirilen Tikrit kasabasında dünyaya geldi. Gençlik yıllarında amacı Orta Doğu'da tek bir Arap Devleti kurmak olan Baas Hareketi'ne katıldı. 1968 yılının Temmuz ayında, Ahmet Hasan el-Bekir liderliğindeki Baas ve müttefikleri darbeyle yönetimi ele geçirdi. Kuzeni Saddam'ı en yakın adamı olarak gören el-Bekir, onu Devrim Komuta Konseyi'nin (DKK) başkan yardımcılığına getirdi. Saddam Hüseyin'e 1976 yılında Kara Kuvvetleri'nde korgenerallik rütbesi verdi.Tarih 1980'e geldiğinde idareyi tekelinde bulunduran Saddam, İran'a saldırdı. Böylece, sekiz sene sürecek yıpratıcı bir mücadele başlamış oldu. İran-Irak Savaşı sırasında İran birliklerinin Irak'ın Halepçe bölgesini ele geçirmesinin ardından Saddam Hüseyin, 16 Mart 1988'de Halepçe'de 5000 kişinin yaşamını yitirmesine yol açan bir kimyasal saldırı düzenledi. Takvimler 2 Mart 1990'nı gösterdiğinde ise Saddam Hüseyin, Kuveyt'i işgal etti. 28 Ağustos'ta ise Kuveyt'i, Irak'ın 19. Vilayeti olarak ilan edip Kuveyt-Irak sınırını kaldırdı.16 Ağustos 1991'de ABD Irak'a Çöl Fırtınası Operasyonu'nu başlattı. Bu hava operasyonları neticesinde, Irak'a tam 90 bin ton bomba atıldı. İktidarını pekiştirmek isteyen Saddam Hüseyin, 15 Ekim 1995 tarihinde yaptığı halk referandumu ile oyların %99'unu alarak yedi seneliğine yeniden başkan seçildi. 20 Mart'ta 2003'te Irak'ın ABD işgaline uğramasıyla iktidarı bırakmak zorunda kalan Saddam Hüseyin, Tikrit'e kaçtı. 8 ay sonra doğduğu yer olan Tikrit'te yakalandı. 2006 senesinde yapılan mahkemede insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle hakkında idam cezası verildi. 30 Aralık 2006'da kelime-i şehadeti tamamlamasına dahi müsaade edilmeden idam edildi.