Sıfırtaviz, sert tepki: Son aylarda gerilen İspanya-Fas ilişkileri

BURAK YETİMOĞLU
Abone Ol

Zaman zaman İspanya ile yaşanan sorunlara karşı koz olarak Sebte ya da Melila’ya gelen mültecilerin geçişine izin veren Fas yönetimi, Faslı göçmenlerin 17 Mayıs'ta saat 02.00'de başlattıkları düzensiz göç akınıyla Ceuta kentinin kuzey (Benzu) ve güney (Tarajal sahili) sınırlarından yüzerek ya da yürüyerek İspanya'ya geçmesine izin verdi. İspanya sınırında yığılan göçmenlerin kaydedilen görüntüleri ise Fas ve İspanya arasındaki göçmen sorununu tüm dünyanın gündemine taşımış oldu.

17 Mayıs Pazartesi günü, bini çocuk olmak üzere yaklaşık altı bin kişi Fas yönetiminin izniyle İspanya’nın Afrika kıtası içinde bulunan toprağı Ceuta'ya doğru yol aldılar ve İspanya sınırlarına girmeyi başardılar. Pazartesi gününe, aralarında küçük çocukların da bulunduğu göçmenlerin denizleri aşarak Ceuta’ya girmeye çalıştığı video ve fotoğraflarla uyanan dünya kamuoyu, olayı anlamak için iki taraftan gelecek açıklamaları ve tepkileri bekledi.

17 Mayıs sabahı bitkin halde İspanya kıyılarına ulaşan göçmenlerin basına ve sosyal medyaya yansıyan fotoğrafları gözlerin İspanya ile Fas arasındaki gerginliğe çevrilmesine neden oldu.

Afrika’nın İspanya’ya, dolaylı olarak da Avrupa’ya karasal bağlantısı olan Sebte kenti, yıllarca Afrika’dan Avrupa’ya göç etmek isteyen mülteciler için önemli bir nokta oldu. Bu göç akınına karşı mücadele etmek amacıyla Avrupa Birliği (AB),1993 yılında İspanya’nın Afrika’daki toprağında ilk duvarını inşa etmişti.

İspanya'da Endülüs İslam dönemine ait 400'den fazla Müslüman mezarı ortaya çıkarıldı
Mecra

  • Zaman içinde duvarı aşıp İspanya’ya geçmeye çalışan binlerce göçmen hayatını kaybetti. Bu duruma AB’nin getirdiği çözüm ise çok “pratik”ti: Duvarı yükseltmek.

AB'nin inşa ettiği Sebte Duvarı yıllar içinde İspanya'ya geçmeye çalışan binlerce göçmenin ölümüne neden oldu.

AB’nin finansmanıyla 33 milyon avroya mal olan duvar, gelişmiş kamera ve sensör sistemleriyle AB'yi mülteci akınlarına karşı "korumaya" başladı. Sebte’nin 400 kilometre doğusunda yer alan Melila sınırında da yine mültecilerin İspanya’ya geçmesini önlemek amacıyla AB tarafından bir duvar daha inşa edildi.

Avrupa'ya göçmen akışını durdurmak için AB'nin inşa ettiği bir diğer utanç duvarı: Melila.

  • Bu duvarları o günden bugüne sınır boyunca Faslı güvenlik güçleri koruyor. AB ile Fas arasındaki ilişkilerde mülteciler ve sınır güvenliği mühim bir konu. Bu nedenle AB ve Fas arasında çok önemli mülteci geri dönüş anlaşmaları mevcut. Öyle ki Fas, AB ile arasında geçerli ticaret anlaşmasının 2015 yılında iptali sonrası, mülteci ve güvenlik kartını oynamış ve anlaşmanın tekrardan yürürlüğe girmesi noktasında çok önemli bir diplomatik zafer kazanmıştı.

Fas Krallığı 2020’in başından itibaren Batı Sahra’dakiegemenlik haklarının uluslararası toplum tarafından da tanınması için çok önemli adımlar atmaya başladı. Özellikle de Amerika Birleşik Devletleri’nin İsrail ile normalleşme karşılığında Batı Sahra’da konsolosluk açacağını açıklaması bu adımların en önemlisi oldu. Fas Krallığı, müttefik gördüğü ülkelere de artık Batı Sahra meselesinde net olmaları gerektiğini deklare etti. Tüm bunların üzerine İspanya’nın geçtiğimiz Nisan ayında Batı Sahra ayrılıkçı hareket lideri İbrahim Ghali'yi ülkeye kabul etmesi iki ülke arasındaki iplerin gerilmesine neden oldu.

Fas bayrağının uzun serüveni
Mecra

Ayrılıkçı gündemiyle 45 yıldır Fas ile savaş yürüten Polisario Cephesi'nin lideri İbrahim Ghali.

Zaman zaman İspanya ile yaşanan sorunlara karşı koz olarak Sebte ya da Melila’ya gelen mültecilerin geçişine izin veren Fas yönetimi, Faslı göçmenlerin 17 Mayıs'ta saat 02.00'de başlattıkları düzensiz göç akınıyla Ceuta kentinin kuzey (Benzu) ve güney (Tarajal sahili) sınırlarından yüzerek ya da yürüyerek İspanya'ya geçmesine izin verdi. İspanya sınırında yığılan göçmenlerin kaydedilen görüntüleri ise Fas ve İspanya arasındaki göçmen sorununu tüm dünyanın gündemine taşımış oldu.

Fas ile Polisario Cephesi arasındaki sorun 45 yıldır çözülemiyor
Mecra

17 Mayıs 2021 sabahı Afrikalı göçmen sorununun sosyal medya aracılığıyla tüm dünyanın gündemine oturmasını sağlayan fotoğraflardan birisi.

Fas'ın; pek çok konuda bir numaralı müttefiki olan İspanya’ya karşı mülteci kartını kullanmasının altında yatan nedeni görebilmek için ilk olarak göçmen krizinden 1 ay önce gerçekleşen diplomatik krizi anlamak gerekiyor.

Tarihler 22 Nisan'ı gösterdiğinde, Afrika basınına çok önemli bir haber sızdırılmıştı. Sızan habere göre, Batı Sahra ayrılıkçı hareketi Polisario'nun lideri İbrahim Ghali,18 Nisan'da tedavi olmak için havayolunu kullanarak İspanya'nın Zaragoza şehrine “Muhammed Ben Battouche” ismiyle giriş yaptı. Yine habere göre Ghali, 21 Nisan'da İspanya'nın kuzey bölgesinde bulunan Logrono şehrinde bir hastaneye yatırılmıştı.İbrahim Ghali hakkında basına sızdırılan haberler sadece bu bilgilerle sınırlı kalmamıştı.

  • Verilen bilgilere göre bir süredir kanser tedavisi gören ayrılıkçı hareket lideri, tedavi için Cezayir devletinin verdiği bir uçak ve “Muhammed Ben Battouche” adına düzenlenmiş sahte diplomatik pasaportla ülkeye giriş yapmıştı. Polisario’ya yakın kişilerin verdiği bilgiye göre ise İbrahim Ghali nefes alma problemi yaşıyordu ve bu nedenle tedavisinin devamı için bir anda İspanya'ya getirilmesi gerekmişti. Ghali’nin hastaneye yatışının ardından bu çok gizli bilgi ilk olarak 22 Nisan'da Afrika’da yayım yapan Jeune Afrique tarafından duyuruldu ve daha sonra da tüm dünya basınına sızmış oldu.

Yine basına yansıyan bilgilere göre, önce Almanya'ya girmeye çalışan Ghali, Almanya'nın kendisini kabul etmemesi üzerine, İspanya'dan yargılanmama garantisini aldıktan sonra, İber Yarımadası topraklarına geçti. Tabii, bu konuda da bazı tartışmaların olduğunu belirtmek gerek. Bu haberin, Polisario Cephesi liderini hiç kimsenin kabul etmediği bir kaçak gibi göstermek için kasıtlı yapıldığını iddia eden haberler de var. Ek olarak, İspanya’da hükümette bulunan Sosyalist İşçi Partisi’nin Ghali’yi kabul ederken pek de durumu sorgulama ihtiyacı duymadığı konuyla ilgili tartışılan bir diğer detay.

  • Ghali'nin Logrono şehrinde tedavi görmesi de bir tesadüf değildi. İspanya'da sağlık bakımından gelişmiş çok fazla bölge olmasına rağmen Logrono'nun seçilmesinin arkasında iki neden vardı. Bunlardan ilki daha güvenlikli ve sakin bir yer olması. İkincisi ise bölgeyi şu an hükümet partisi olan Sosyalist İşçi Partisi’nden Concha Andreu'nun yönetmesi.

İbrahim Ghali'nin Logrono'da tedavi altına alınmasının bir diğer nedeni olarak da şehrin yönetiminde Sosyalist İşçi Partisi'nden Concha Andreu'nun bulunması gösteriliyor.

Logrono daha önce de birçok Faslı muhalife ev sahipliği yapmıştı. Hatta Logrono’da daha önce şöyle bir olay daha yaşanmıştı: Bölgede bulunan Faslı muhaliflerden önemli bir ismin babası ile Logrono belediye başkanının yaptığı görüşme, Faslı bir istihbarat görevlisinin takibiyle ortaya çıkmış ve basında uzun süre konuşulmuştu.

Ancak İspanyol hükümetinin, İbrahim Ghali'yi ülkesine kabul ederken meseleye sadece ideolojik yaklaştığını düşünmek çok da doğru olmaz. Çünkü İspanyol kaynaklara göre, ara ara Fas yönetimi de İspanya’da mevcut hükümeti zorlayacak bazı kararlara imza atmıştı. Örneğin, Afrika kıtasında bulunan İspanyol topraklarıSebte-Melile'nin zor durumda kalması için 2018 yılındaFas, gümrüklerini kapatmıştı. Böylece ticari ürünler o bölgeler üzerinden Tanca ve Nador tarafına da geçememişti.

  • İspanyolların Fas’ın göçmen kartıyla ortaya koyduğu tepkiyi öngörememelerinin sebebi ise 2016’da Ghali'nin selefi, eski Polisario lideri Muhammed Abdulaziz'in ABD'de tedavi görmüş olması ve akabinde iki ülke arasında herhangi bir gerginliğin yaşanmaması olabilir.

İbrahim Ghali'den önceki ayrılıkçı Polisario lideri Muhammed Abdulaziz.

Ancak bölgenin dinamikleri göz önünde bulundurulduğunda, ayrılıkçı lider İbrahim Ghali’nin, Fas’ın müttefiklerinden İspanya'ya gizlice kabul edilmesinin iki ülke ilişkilerini olumsuz yönde etkileyeceğini tahmin etmek hiç de zor değil.

  • Fas dışişleri 22 Nisan’da Ghali ile ilgili sızan haberlere hemen bir tepki vermemiş belli ki İspanyol makamlardan konu ile ilgili bir açıklama beklemişti. Devam eden süreçte Fas'tan ilk tepki 25 Nisan'da Fas dışişlerinden yapılan bir açıklamayla geldi. Açıklamada, “hakkında ciddi insan hakları ihlalleri suçlamaları bulunan ve yargılanan Polisario ayrılıkçı hareketinin lideri İbrahim Ghali'nin İspanya topraklarında memnuniyetle karşılanmasından Fas Krallığı’nın duyduğu derin üzüntü” belirtiliyordu.

Dışişlerinin açıklamasının ardınan sırasıyla Fas resmi makamları, Fas halkının tamamını ilgilendiren bir meselede İspanya'nın müttefiklik ve komşuluk ilişkilerine yakışmayan bir şekilde davranış sergilemesinden rahatsızlık duyduklarını belirterek Fas yönetiminin bazı sorularının cevaba kavuşturulması gerektiğini ifade eden açıklamar yaptı.

Fas makamlarının İspanya yönetimine yönelttiği sorulardan bazıları şöyleydi: 1)İbrahim Ghali neden gizli bir şekilde ve sahte pasaportla İspanya'ya kabul edildi? 2)İspanya bu durumu Fas'a neden haber vermedi? 3)Ghali’nin mağdur ettiği insanlar tarafından İspanyol mahkemelerine yapılmış çok sayıda resmi şikâyet olmasına rağmen İspanyol yetkililer konuyla ilgili neden hâlâ bir cevap vermedi?

Fas Krallığı hem resmi makamları, hem de yazılı, görsel ve sosyal medyada bu sorularla, İspanya Hükümeti üzerinde yoğun bir kamuoyu baskısı oluştururken İspanya dışişleri bakanı yöneltilen sorulara, "Bu, oldukça basit bir insani meseleydi, sağlık durumu çok kırılgan olan bir kişinin insani yardım talebine verilen basit insani bir yanıttı." cevabını vermekle yetindi.

Fas İslamı ve Fas’ın din diplomasisi
Mecra

İspanya Dışişleri Bakanı Arancha Gonzales Laya yaşanan insani krizin sebebi olarak gösterilen İbrahim Ghali'nin iyileştiğinde ülkesine döneceğini söylemişti.

Daha önceki de ifade ettiğim üzere Ghali’nin İspanya’ya kabul edilmesine karşılık Fas’ın tepkisini öngöremeyen İspanya krize elinde yol haritası olmadan girmiş bulundu. Bu nedenle olacak ki İspanyol makamları tüm dünyaya yaptığı açıklamalarla tansiyonu düşürmeye ve meseleyi unutturmaya çalışan bir taraf gibi gözüktü. Öte yandan Fas Krallığı’nın konuyla ilgili sert ve tavizsiz tutumu İspanya'da etkisini ilk olarak adli birimlerde gösterdi. Eski Polisario üyesi ve Tindouf Kampı’nda yaşanan insan hakları ihlallerini izleme gönüllüsü Fadel Breika tarafından Ghali’ye yöneltilen işkence suçlamaları, Santiago Pedraz adlı bir yargıcın iddiaları suç duyurusu olarak kabul etmesi üzerine, adli sürece dönüştü.

Fadel el Breika. 20 Nisan 2019'da Cezayir'deki Tindouf kamplarına giden Breika, Polisario milisleri tarafından çeşitli işkence ve aşağılayıcı muamelelere maruz kaldığını iddia ediyor.

Yargıç Pedraz ilk olarak hastanede yatan kişinin Ghali olup olmadığını teyit amaçlı bir polis ekibi görevlendirdi ve hastanede yatan kişinin Ghali olduğu tespit edildi. Bu kontrol esnasında ise Ghali’nin basına sızdığı şekilde sahte bir pasaport kullanmadığı, taşıdığı pasaportun kendisine ait olduğu ortaya çıktı. Yine kontrol esnasında anlaşıldı ki Ghali’nin hastaneye yatışı güvenlik gerekçesiyle basına yansıyan isimle yapılmıştı.

  • Ghali'nin kimliğinin tespit edilmesi sonrası Yargıç Pedraz, Ghali'nin 1 Haziran'da Fadel'in yaptığı suçlamaların muhatabı olarak mahkemede hazır bulunmasına karar verdi. Halihazırda mahkemenin önünde iki seçenek var. Ya mahkeme, Polisario Cephesi lideri Ghali'yi Fas Krallığı’nın talep ettiği gibi tutuklayacak ya da kendisine ülkeyi terk etmesi için gerekli imkânı sağlayıp Tindouf'a geçmesine izin verecek.

Tüm bu gelişmelerin ardından 17 Mayıs sabahı 6 bin kişinin Sebte'ye akın etmesi, Fas'ın İspanya'ya karşı mülteci kozunu oynayacak kadar Ghali meselesinde ciddi olduğunu göstermiş oldu. Avrupa Birliği ise Sebte’de yaşanan insanlık kriziyle ilgili açıklama yaparak 6 bin kişinin yüzerek İspanya topraklarına girmeye çalışması ve hayatlarını tehlikeye atmasının endişe verici bir durum olduğunu belirtti. Ayrıca AB Parlamentosu İç İşleri Sorumlusu Johansson, İspanya’nın sınırlarının AB sınırları olduğunu belirterek, “Şimdi en önemlisi, Fas'ın düzensiz çıkışları önleme taahhüdünü sürdürmesi ve İspanya’da kalma hakkı olmayanların düzenli ve verimli bir şekilde geri gönderilmesi” olduğunu belirtti.

AB Parlamentosu İç İşleri Sorumlusu Ylva Julia Margareta Johansson İspanya'nın sınırlarının aynı zamanda Avrupa'nın da sınırları olduğu konusunda Fas'ı uyardı.

  • Mevcut şartlarda Fas’ın, mülteci geçişlerine izin vermeye devam etmesi AB ile aralarında yürürlükte olan geri kabul ve sınır güvenliği anlaşmalarını tehlikeye atabilir, bu nedenle Fas’ın mülteci kartına daha fazla oynayamayacağı açık. Üstelik Fas’ın mülteciler üzerinden Avrupa Birliği’ni tehdit etmesi, olayları bir Avrupa meselesi haline getirebilir ve bu, Fas’ın çok da tercih edeceği bir durum değil. Hatta bu konuda İsveçli yetkili Ylva Julia Margareta Johansson’ın “Avrupa Birliği, Fas ile güvene ve paylaşılan taahhütlere dayalı bir ilişki kurmak istiyor. Göç bu bağlamda kilit bir unsurdur ” açıklaması önemli. Fas’ın ise artık İspanya’da mevcut hükümetin Ghali’yi kabul etme kararını İspanya içinde ve dünya kamuoyunda sorgulatmak istediği kanaatindeyim.

Sonuç olarak Fas Krallığı, kırmızı çizgisi ve milli meselesi Batı Sahra sorununa karşı İspanya’nın sergilediği tutumdan rahatsız oldu ve bu durumu dünya kamuoyuna taşımak için elindeki güçlü silahı, göçmen kartını kullandı. Her ne kadar şu an için durum kontrol altında gibi gözükse de, gözler İbrahim Ghali hakkında suçlamaların konu olacağı 1 Haziran’daki davaya çevrilmiş görünüyor.

Fas'taki İspanyol varlığı
Mecra

Böylece, 1 Haziran’da İspanyol mahkemesinin vereceği karara göre Fas’ın meseleye nasıl yaklaşacağını hep birlikte göreceğiz. Fas Krallığı; ekonomik, siyasi ve kültürel noktalarda önemli ortaklılar kurduğu İspanya ile ikili ilişkilerine çok zarar vermeden, Batı Sahra meselesinde önemli bir kazanım elde etmeye çalışacak gibi gözüküyor.