"Tunus'ta saray darbesi planlandı"

HABER MASASI
Abone Ol

Tunus'ta şubat ayından bu yana Cumhurbaşkanı Kays Said ile Başbakan Hişam el-Meşişi ve Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi arasında yaşanan gerginlikle ilgili çarpıcı bir iddia ortaya atıldı. İddiaya göre Cumhurbaşkanı Said'in danışmanları bir darbe planı hazırladı ve söz konusu darbe planı 13 Mayıs'ta Said'in Özel Kalem Müdürü Nadya Akkaşa'ya "çok gizli" notuyla sunuldu. Darbe planında olduğu iddia edilen detaylara göre Başbakan Meşişi ve Meclis Başkanı Gannuşi Cumhurbaşkanı Said tarafından saraya çağrılacak ve dış dünyayla bağlantıları kesildikten sonra Cumhurbaşkanı Said yapacağı bir ulusa sesleniş konuşmasıyla yönetime el koyduğunu ilan edecek. Tunus resmi makamları ise iddiaya dair henüz bir açıklama yapmış değil.

Tunus'ta Cumhurbaşkanı Kays Sid'in danışmanları tarafından "Başbakan ve meclis başkanının alıkonularak, anayasa çerçevesinde Sid'in yönetime tek başına el koymasını sağlayacak bir darbe planı hazırlandığı" ileri sürüldü.

  • İngiltere merkezli Middle East Eye internet sitesinin paylaştığı ve Cumhurbaşkanı Sid'in danışmanları tarafından hazırlandığı öne sürülen belgelere göre, söz konusu darbe planı 13 Mayıs'ta Sid'in Özel Kalem Müdürü Nadya Akkaşa'ya "çok gizli" notuyla sunuldu.

Belgeye göre Cumhurbaşkanı Sid'in, Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi ve Başbakan Hişam el-Meşişi'yi cumhurbaşkanlığı sarayına çağırdıktan sonra ikilinin dış dünyayla tüm bağlantılarının kesilerek saraydan ayrılmalarına müsaade edilmemesi, cumhurbaşkanının da anayasanın 80. maddesi uyarınca ulusal bir olağanüstü hal durumunda tüm iktidarı ele alma yetkisini kullanması planlanıyor. Ardından meclis başkanı ve başbakanın da katıldığı ulusa sesleniş konuşmasıyla Cumhurbaşkanı Sid'in yönetime el koyduğunu duyurması öngörülüyor.

Tunus Meclis Başkanı ve Nahda Hareketi'nin lideri Raşid Gannuşi.

Halihazırda cumhurbaşkanlığı güvenlik direktörü görevinde bulunan General Halid el-Yahyavi'nin içişleri bakan vekili olarak atanacağı ve silahlı kuvvetlerin şehir giriş çıkışlarında konumlandırılacağı ileri sürülüyor.

  • Aynı şekilde, Nahda Hareketi'nden önde gelen isimlerin de yer aldığı siyaset, iş dünyası ve üst düzey bürokrasiye yönelik geniş çaplı tutuklamaların yapılacağı ve öte yandan da halkın desteğini kazanmak için özel ve kamu ödemelerinin 30 gün askıya alınacağı iddia ediliyor.

Belgede yer alan bilgilere göre, haklarında fezleke bulunan tüm milletvekillerinin de ülkeyi terk etmelerinin yasaklanacağı ve partilerle ilişkili tüm valilerin görevden alınacağı da söz konusu.

Haberde yer alan detaylara göre, bahsi geçen plan Cumhurbaşkanı Sid'in çevresinde dolaşıyor ancak kendisine doğrudan sunulmadığı iddia ediliyor. Tunus'taki resmi makamlar ise tüm bu iddialara henüz bir yanıt vermiş değil.

Tunus yasalarına göre cumhurbaşkanı, anayasa gereği silahlı kuvvetlerin başkomutanı sayılıyor.

Devlet erkleri arasındaki anlaşmazlık

Tunus'ta şubat ayından bu yana devlet erkleri arasında bir tarafında Cumhurbaşkanı Sid'in diğer tarafında ise Başbakan Hişam el-Meşişi ve Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi'nin yer aldığı bir anlaşmazlık yaşanıyor.

Bağımsız aday olarak girdiği seçimlerde halkın büyük çoğunluğunun oyunu alarak cumhurbaşkanı olan Anayasa Profesörü Sid, Başbakan Meşişi ile kabine değişikliğinin anayasal olmadığı üzerinden kamuoyu önünde bir tartışmaya girmişti.

Cumhurbaşkanı Sid ile Başbakan el-Meşişi arasındaki gerginlik, aralarında yaşanan kabine değişikliğine dair bir anlaşmazlıkla patlak vermişti.

Aynı şekilde Sid, meclisin onayladığı Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçimine ilişkin yasa değişikliğini de anayasaya anayasaya uygun bulmadığı için kabul etmemişti.

  • Cumhurbaşkanı Sid'in, Meclis Başkanı Gannuşi ve Başbakan Meşişi'nin de yer aldığı bir törende, anayasaya referansta bulunarak "sadece silahlı kuvvetlerin değil kolluk kuvvetlerinin de başkomutanı olduğu"na atıf yapan açıklamaları ülke gündemine oturmuş, "yumuşak darbe" ve "otoriterleşme" olarak değerlendirilmişti.

Tunus'ta devlet güçleri arasındaki bu anlaşmazlığı sonlandırma yetisine sahip 2014 Anayasası'nın öngördüğü Anayasa Mahkemesi'nin henüz oluşturulamamış olması ise krizi hem derinleştiriyor hem de çözümünü mümkünsüz kılıyor.