Melekler, ilmin ve felsefenin değil, imanın konusudur

EMİN IŞIK
Abone Ol

Kurân, bize meleklerin özünde nasıl varlıklar olduklarını tanıtmıyor, lakin hangi işlerle görevli olduklarını ve neler yaptıklarını çok geniş ve ayrıntılı olarak haber veriyor.

Değerli öğrenci,

Melekler hakkında fikrimi soruyor ve neler düşündüğümü öğrenmek istiyorsunuz. Evvela şunu bilmek gerekir ki, melekler ne ilmin konusuna girerler, ne de felsefenin konusuna. Çünkü maddî varlıklar değiller. Manevî ve latif varlıklar oldukları için; yani nûranî ve ruhanî varlıklar oldukları için iman konusuna girerler. Bütün dinlerde ve en eski kültürlerde bile melek inancı vardır.

Bilindiği gibi, dinimizde imanın aiti şartından biri de meleklere imandır.

Melekler hakkında fikrimi soruyor ve neler düşündüğümü öğrenmek istiyorsunuz.

Bir insanın Müslüman olabilmesi ve iman ehlinden sayılabilmesi için Allah'a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, öldükten sonra yeniden dirilip ahiret gününde hesaba çekilmeye ve kadere iman etmiş olması gerekir. Burada dikkat edilirse meleklere iman kitaplara ve peygamberlere imandan önce zikrediliyor. Çünkü Allah'tan aldıkları vahiy bilgisini peygamberlere ulaştıran Cebrail bir melektir. Yani amentüdeki bu sıra olayın akış şekli icabıdır.

Kurân, bize meleklerin özünde nasıl varlıklar olduklarını tanıtmıyor, lakin hangi işlerle görevli olduklarını ve neler yaptıklarını çok geniş ve ayrıntılı olarak haber veriyor. Onlar Allah'ın emrine isyan etmezler ve ne ile emir olunurlarsa yalnızca onu yaparlar. 'Kiramen kâtibin' adı verilen melekler, insanların işledikleri hayır ve şer cinsinden amelleri ve olayları kaydederler. Hafaza melekleri, insanlara ve diğer 'yaratılmışlara koruma görevi yaparlar. Çünkü siz kıymetli eşyalarınızı sandıklarda ve kasalarda korumaya alırsınız. Cenab-ı Hakk, en kıymetli varlığı olan insanı korumasız bırakır mı? Koruma işi yalnızca insanlara mahsus bir şey de değildir. Allah, can verdiği bir otu, bir karıncayı bile korumasız bırakmaz. Kurân ı Kerîm'de 'Zerniy vemen halaktu vahiden' benim yarattığımı bana bırak, buyuruyor. Yüce Yaratan, her ne yaratmış ise bire bir onunla ilişki içindedir. Allah'ın göklerde ve yerde meleklerden meydana gelmiş binlerce ordusu vardır: Bedir Harbi'nde donanımlı bin melek, Huneyn'de üç bin melek Müslümanlara imdada geldi. Daha birçok yerde onların yardımları söz konusudur.

  • Otuz beş metre yüksekten, minarenin âleminden düşen usta birkaç sıyrıkla kurtuluyor, Bir trafik kazasında hurdaya dünmüş otomobilin içinden hiç yara almadan kurtulan oluyor. Bir uçak kazasında üç yüz yolcu ve mürettebatın hepsi ölüyor, yalnızca bir yaşında bir bebekle bir de hostes kurtuluyor. Benim kardeşim bir yaşında bir bebekken, uyuduğu salıncaktan yere, oradan da sürünerek geldiği merdiven başından bir alt kattaki mermerin üstüne düşüyor, ne yüzünde ne kol ve bacaklarında bir sıyrık bile bulunmuyor. Biz de kim bu çocuğu yatağından aldı da bir alt kattaki zeytin kümesinin üstüne koydu diye şaşıp kalıyoruz...

Melekler korudu diyoruz·: Aslında Allah korudu demek gerekir. Çünkü melekler Allah’ın emriyle hareket ederler.

Babamdan bana kalan: Sadettin Ökten
Nihayet

Bu maddi kâinatı dengede tutan ve anti madde denilen manevi bir kuvvet vardır. Ona melekût âlemi denir. Bu mülk âlemi gibi, melekût âlemi de Allah'ın sonsuz kudreti, elindedir. Allah'a inanan, onun kudretine ve dediklerine de inanmak zorundadır.

Hepsi bu kadar.